Yılların iktidari olan bir siyaset döneminde yaşanan kimi gariplikler evimize girmiş. Halkın sanki hiç umuru değil, en kötüsü de bu.

“ En az 3 çocuk yapın! Hatta 4, hatta daha da çok !” diye bağırıldı, teşvik edildi.

17 yıl sonra da ülkede işsizlik oranları görülmemiş şekilde tavan yaptı. “ Hadi, çocuklarımıza iş bul!” desek, mutlaka,” Bana mı sordun!” denir.

Erken Yaşta Emekli-EYT’li-denen insanların hali berbat. İş arasa,” emeklisin, iş yok!” deniyor. “ Emekliysem, maaşımı bağla geçineyim!” diyor, o da yok!

Buradan sonrasını siz yazmaya devam edersiniz de; aklım YÜCE TBMM’de ?

***

YÜCE TBMM’yi ne kadar da çok özler hale geldik. Şimdikiler oturmuş, yedi sülalemiz için olmayacak hakları nasıl koparırız telaşında : -)

Anası, babası, çocukları, torunları ömür boyu ayrıcalıklı sağlık hizmetlerinden ve nice hak(?)lardan yararlanmak için Kanun Tasarısı peşindeler!

İzleyin AKP+MHP ne diyecek; Külliyen Muhalefettekiler ne diyecek? Valla en çok da HDP ne diyecek meraktayım?

***

Ben bu merakla kıvranırken; TBMM beni terse yatırıverdi?

“ Hileli gıdaya hapis cezası getiren yasa tasarısı TBMM gündemine sunulmak için hazırlanıyor!” ‘muş.

Bir de baktım Tv haberlerinde;” TBMM’de Sahte Bal !” haberi : -)

Ülkenin kanunları yapan meclisinde satılan bal sahteymiş. Şimdi siz bu haberin neresinden tutarsınız?

Böyle bir haberi yapsan, ya hakkında infial yaratma suçlaması başlarsa?

***

Aklıma yıllar önce Meslek Odaları’na yaptığım,” Meslek Ahlakı Denetimi!” önerisi geldi.

Ortalık meslek kuruluşlarından geçilmiyor. İktidar olan siyasilerin ilk yaptığı işlerden birisi; Yandaş Mesleki Odalar kurmak gibi oldu.

Peki; Sakarya’da ülke çapında Meslek Zirvesi yaptığımız kaç meslek var?

Meslek üyelerinin faaliyetlerini denetleyebilen kaç oda biliyorsunuz? İdeal bir meslek odasının ilk işi galiba(?) ülke-dünya çapında bir hedefinin olmasıdır.

Örnek; Sakarya Mutfağı ölçüsüz sayıda ve muhteşem lezzetlere sahip dev bir zenginliktir. Yıllardır,“ Sakarya Markası!” da arıyoruz;

Sakarya bu konuda köklü hazinelere sahiptir. Kafkas Mutfağı, Hatay( Arap ) Mutfağı, Balkan Mutfağı, Manav Mutfağı, Karadeniz Mutfağı; ne yok ki?

Hangisi bir ülke Yemek Fuarına katılsa; şuna çok eminim ki, ince eleyip öyle sıkı dokurlar ki, kalite ve lezzet farkı zirvesi olurlar. Hilesi olamaz!

Gel gör ki; Dönere bayılırım. Bugün ise, nerede yiyeceğime hiç kolay karar veremem!.. Her yer Islama Köfteci oldu? Siz kaçına kefil olursunuz?

Kimse höykürmesin; T.C.’yi yüreğimde taşırım, Boşnak kökenimi de hiçbir gün inkar etmedim. Boşnak Böreği’ne kefil olamama günlerindeyim.

Anamızı yıllar önce kaybettik. Şimdi ben hangi Boşnak Börekçisi’nde börek yesem?

Adana-Urfa kebapta severim, kavurmalı pide de. Onlarda da artık et-kıyma ara ki bulasın? Domates, soğan, maydanoz, biberli sos v.s.

***

Ülkede en çok güvendiğim Kamu Kapısı Yüce T.C. BMM; “ Hileli gıdaya hapis tasarısı.” hazırlıyormuş. Bir de baktım; TBMM’de bile Sahte Bal haberi : -(

TBMM, kendi mutfağını denetleyemez haldeyse; Odalara ne denebilir?

Günümüzde pek hatırlanmaz; yıllar önce,” Porsiyon Gramajı Denetimi.” başlamıştı. Hala vardır da, uygulayan varsa, adres isteyin!

Dışarıda pek yemek yemem ama…Biz o günlerde O Gramaja bayılmıştık! Ne yerdik, ne yerdik, doyasıya… Ki, O zamanlar et etti; kıyma da kıyma…

Şimdilerin esnafına(?) nasıl anlatayım ki?

Adapazarı Gümrükönü’nü 100-150 mt.lik bir pergelle daire çiz. Bunun içinde olan hangi lokantaya girersen gir…Yemeğin, lezzetin, sahiliğin en hasıydı!

Ankara caddesi, Karaağaç, Sakarya caddeleri of of…Akyazı, Hendek, Geyve.., saymakla bitmez İlçelerimiz…

Bu sadece,” Gıda Şehri Sakarya!” dileğim değildir; tüm meslekler için hayalimdir. İşin mutlak ilk adımı ancak Üyelerin talebi ile atılır.