Karanlık günlerden geçiyoruz, özellikle ekonomik bakımdan. Çok partili siyasi hayata geçtiğimizden bu yana önümüzü göremediğimiz, bu kadar belirsizlik içinde bulunduğumuz bir zaman dilimi olmuş mudur bilmiyorum. Son üç ay içerisinde Türk Lirası yüzde 50 oranında değer kaybetti. Yarın kalktığımızda 1 Dolar 15 Türk Lirası oldu deseler kimse şaşırmaz. Ben ekonomistim, ekonominin kitabını yazdık diyenlerin itibarları yerle bir oldu. Faiz sebep, enflasyon neticedir diyenler, hiçbir bilimsel veriye dayanmayan teorilerini ispat için faiz indirimine gittiler. Neticesini görüyoruz, enflasyon yüzde 50’yi  geçti. Memura, işçiye, emekliye önümüzde ’ki sene vereceklerini ilan ettikleri zamları, fazlasıyla bu seneden geri aldılar. Faiz karşıtlıklarının inançlarından kaynaklandığını anlatmak için NAS SURESİNİ işaret ettiler. Herhalde BAKARA SURESİ diyeceklerdi, karıştırdılar. Allah kimseyi şaşırtmasın, insan sonunda her şeyini kaybedebilir. Şaşıranlar eğer bir ülkeyi yönetiyorlarsa, o zaman yönettikleri ülke de çok şey kaybeder. Bir gün gelir yandaşlarının ŞEREFSİZLER diye manşet attıklarını, ŞEREF KITASI ile karşılamak zorunda kalabilirler. 
Sözü dolandırmayacağım, AK Parti üç önemli vaat ile halktan rey istemişti. Bunlar YOKSULLUK, YOLSUZLUK ve YASAKLARLA MÜCADELE olarak belirtilmişti. Tüketici Hakları Derneğinin 2021 yılı verilerine göre 16 milyon vatandaşımız açlık sınırında,50 milyon vatandaşımız da yoksulluk sınırında yaşamaktadır. Asgari ücret şu anda, açlık sınırı olarak tespit edilen ücretin altındadır. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün, Yolsuzluk Algı Endeksi’ne göre Türkiye 180 ülke içerisinde 86. sırada yer almaktadır. Son 8 yılda bu endekste en çok gerileyen ilk beş ülke arasındayız. Dünya Demokrasi sıralamasında ise 179 ülke arasında 149. sırayı işgal etmekteyiz. Bu konuda son 10 yılda en çok gerileyen 3.ülkeyiz. Bütün bu verilere baktığımız zaman, Ak Parti’nin vaatleri ile yaptıklarının çok farklı olduğunu görebiliriz. Bu verilerin vatandaşlarımızın üzerindeki pratikteki etkisi, günlük hayatımızı zehir edecek hale gelmiştir. Bir avuç insanı zengin edip, ülkenin geri kalanını fakirleştiren bu düzen sürdürebilir olma imkânını kaybetmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda ‘’DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR ‘’ diyen Sayın Erdoğan’a, Türk Milleti ‘’ TÜRKİYE BEŞLİ ÇETEDEN KÜÇÜKMÜDÜR?’’ diye sormaya başlamıştır. İçimizi daha çok karatmamak için, işçinin, memurun, emeklinin, esnafın, çiftçinin, besicinin, işsizin, hatta sanayicinin, işverenin bile içinde bulunduğu çıkmazı rakamlarla ortaya koymayacağım. Yoksullukla mücadele edeceğim diyen arkadaşlar en çok faiz ve döviz lobisini zengin etmişlerdir. En çok kazanan şirketler arasında BANKALAR ilk sıralarda yer almaktadır. Ülkede Yolsuzlukla mücadele eden kurumlar işlevsizleştirilmiş, Sayıştay Raporlarının gerekleri yerine getirilmemiştir. Vatandaşın Demokrasiye ve Hukuka olan inancı yok olmakta, yeni kavramlar arkasına saklanan birçok yasaklarla yaşamayı öğrenmeye çalışmaktadır. Sonuç olarak AK PARTİ, YOKSULLUK, YOLSUZLUK ve YASAKLAR karşısında yenilgiye uğramıştır.
İktidar mensupları ve yandaşları sürekli olarak yapılan yatırımları gündemde tutmaya çalışıyorlar. Yol yapmak, köprü yapmak, okul yapmak, havaalanı yapmak, hastane yapmak iktidarların görevidir. Adaletsiz bir şekil de, az kazanandan çok, çok kazanandan az olarak topladığınız vergiler ve Cumhuriyet’in kazanımları olan kurumları yok pahasına satarak elde ettiğiniz gelirlerle bir şeyler yapacaktınız. Bizim itirazımız, bu yatırımlara harcanan paralarla, daha çok yatırım yapılabilir miydi noktasındadır. Betona yaptığınız yatırımlar yerine, üretime yatırım yapmalıydınız.   Sizin yanlışlarınız, boğazımızdan geçecek lokmanın küçülmesine, azalmasına sebep olmaktadır. Hitler çok kısa süre zarfında, Almanya da büyük bir kalkınma hamlesi gerçekleştirmiş, bugün bile kullanılan otoyollar gibi, birçok yatırımın yapılmasını sağlamıştı. Aynı zamanda da ülkesinin tarihinde ’ki en büyük yıkıma sebep olmuştu. Bu gün adı bile anılmayan veya nefretle anılan bir kişiliktir. Bu günkü karanlığın sebebi olanlar yollarını kaybettiler. Onların da kurtuluşu sabahın bir an önce olmasıdır.
GECENİN EN KARANLIK ANI, GÜNEŞİN DOĞMASINA EN YAKIN OLAN ANDIR.
Er geç sabah olacak ve güneş doğacak. Bu süreyi kısaltmak herkesin lehinedir. Bu ülkeye yapacağınız en büyük hizmet bir an önce erken seçime gitmek olacaktır.
Sağlıklı günler dileğiyle….