Tarım ve Hayvancılık Fuarı kapılarını ikinci kez Hendek’te açtı.

Emek verenlere, gayret gösterenlere, katılımcılara başarılar dilerken teşekkür ediyoruz.

Geçen yıl yapılan Fuar çok hareketli idi.

Beklenin üzerinde bir performans görüldü.

Bu yıl da aynı performansla yapılan başlangıç Tarım ve Hayvancılık sektörü adına umut verici.

Hendek İlçemizde ilk defa geçen yıl başlatılan fuar uygulaması, umarız ve dileriz ki uzun yıllar devam eder ve ulusal, uluslarlararası boyutlara taşınır.

Fuarları tarım ve hayvancılıkta kullanılan son teknolojilerin tanıtımı ve ürünlerin pazarlanması için önemi herkes tarafından bilinmektedir.

İklim ve ekoloji bakımından çok kültürlü tarım yapılabilen ilimizde Mısır, fındık, dış mekan süs bitkileri, yaş sebze ve meyvecilik, kanatlı hayvan, küçük ve büyükbaş hayvancılık, süt ve süt ürünleri üretimleri ön plana çıkmaktadır.

Yeni teknolojielerin tanıtılması, Ürünlerin pazarlanması için bu fuara herkesin sahip çıkması gerekmektedir.

İlimiz ve ilçelerinde modern fuar alanlarına ihtiyaç olduğu bir gerçek.

Yıllardır modern bir fuar alanına kavuşturulamayan ilimiz yönetici ve siyasi kadrolarını bu konuda hızlı ve kararlı olmaya davet ediyor, sonucu da görmek istiyoruz.

İzmir, Kocaeli, Samsun Fuar alanı ve uygulamaları konusunda gelenekleri olan şanslı illerimiz.

Yurt içinde bu illerimiz örnek alınacağı gibi,

Yurt dışında özellikle Almanya örnekleri bize ışık tutabilir.

Yoksa Panayır düzeyinde kalma ve kapılarını kapatma kaçınılmaz son olur.

Unutulmasın ki tarım ve hayvancılık adına yapılan yatırımlar geleceğimize yapılan yatırımlardır.

Hendekteki fuarımızın bereketli, başarılı ve bol kazançlı geçmesini diliyorum.

GIDA TERÖRÜ

Çok para kazanma hırsı insanoğluna neler yaptırıyor neler ?

Küflü peynirlerden krem peynir,

İç yağlarından kıyma,

Soyadan sucuk,

Sakatattan döner,

Domuz kanı ile renklendirilen kaçak çay,

At, eşek eti ile yapılan kavurma,

Saymakla bitmiyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından bu konularda yapılan açıklamlar pes dedirtiyor.

Bu açıklamalardan öğreniyoruz ki, pek çok işletmede gıda üzerinden oyunlar oynanıyor.

İster istemez oyunun bir parçası oluyoruz.

Ama zarar gören  parçası.

Paramız gidiyor.

Sağlığımız gidiyor.

Haklı olarak bağırıyoruz nerde bu devlet diye…!

Gıda üretimi yapan yüzbinlerce işletmeyi beşbin civarında denetim elemanıyla denetlemeye çalışan bakanlığın başarılı olması olası değildir.

Tüketici vatandaşın çok ama çok uyanık olması gerekiyor.

Rastgele her yerden alış veriş yapmamalıyız.

Açık ortamda satış yapan yerleri tercih etmemeliyiz.

Son kullanma tarihlerine çok dikkat etmeliyiz.

Hazır çekilmiş kıymadan uzak durmalıyız.

Güvendiğimiz yerlerden alış veriş yapmalıyız.

Tarım ve Orman Bakanlığı İl İçe Müdürlükleri ve Belediye Zabıta Müdürlükleri ile irtibat halinde olmalıyız.

Bilgi almak, ihbarda bulunmak Alo Gıda 174 hattını kullanmayı cesaretle denemeliyiz.

ÜNİVERSİTELERİMİZ

Devlette görev yapanlarda liyakatsizlik aldı başını gidiyor.

Üniversitelerdeki atamalarda da liyakatsizlik had safhalara ulaştı.

Kalitesiz hizmet,

İş barışının bozulması kaçınılmaz sonuçlar.

Arap yerel giysileri ile basın önüne çıkan,

Kadın eli sıkmak günahtır diyen,

Mensup olduğu tarikatıyla övünen,

Okur yazar olmayanların ferasetine güvendiğini söyleyen

Yüksek öğrenimi aşağalıyan,

Rektörler gördü bu memleket.

Adının önünde profösör sıfatı taşıyan bu kişilere bilim adamı sıfatı veriyoruz.

Sorun Yüksek Öğretim Kanunu ve mevzuatında.

1981 ‘de Askeri Cunta tarafından çıkarın Yüksek Öğretim Kanunu, günümüzde daha da rezalet hale getirilip uygulanmaya devam ediliyor.

Sorun bu.

YÖK ilga edilmedikçe, Bağımsız üniversite yapısının önü açılmadıkça,

Üniversitelerdeki olumsuzlukların önüne geçemeyeceğiz.

Üniversitelere akademik personel alınırken düzenlenen kadro ilanları traji komik.

Gazetelere verilen ilanlarda alınacak kişinin isminin bile yayınlandığı olmuştur.

 İş iyice çığrından çıktı.

Rektörlerin eş, dost, akrabalarına peşkeş çektiği kadrolarla çiftlikler oluşturulmaktadır.

Üniversitelerde liyakat sistemine uyulması sağlanmalıdır.

Çalışan, üreten, hizmeti asıl veren öğretim üyelerine sahip çıkılmalıdır.

İşe alımlar rekabet kurallarına açık, liyakat üzerine kurulmalıdır.

Aksi halde her yıl 5-10 sıra gerilemek kaçınılmaz olur.

FIKRA

Padişah bir gün Sadrazam Hekimoğlu Âli Paşa’ya kızmış:
Şimdi hamalbaşını çağırtır, oğlunu sadrazam yaparım. demiş,

Ali Paşa;
Ferman efendimizindir, ama gelecek olan zata, Hekimoğlu demezler, Hamalbaşının oğlu derler. yanıtını vermiş.