HDP ve türevlerinin Ermeni Soykırımı iddialarına balıklama dalmasına şaşıranlar oldu. Ben de onlara şaşırıyorum.

Türkiye de yaşayıp PKK/ASALA kardeşliğini bilmeyenlere şaşırmayalım mı?

Ama biz şaşırmakla kalmayalım, bıkmadan usanmadan aktarmaya devam edelim.

1984 yılında PKK’nın ilk katliam haberi geldiğinde, Mamak’ta tutuklu bulunan rahmetli Türkeş ‘konuyu araştırın’ emrini verir.

Bir süre sonra ‘Efendim örgüt lideri Abdullah Öcalan, kendisi Kürt, niyetleri Kürt devleti kurmak’ gibi afaki bilgiler gelince Başbuğ kükrer; “Evladım! İşin aslını öğrenin. Hiçbir Kürt veya Kürt örgüt böyle bir katliamı yapamaz, yapanlar da Kürt olamaz!”

Konu rahmetliğin işaret ettiği biçimde araştırılınca hedefe varılır. Evet, APO iti dahil PKK üst düzeyinin ağırlıklı olarak kripto Ermenilerden oluştuğu gerçeği ortaya çıkar.

Ülkücü Hareketin mensupları bu gerçeği her fırsatta haykırırlar ama nafile…

Ve zaman gelir PKK adlı ihanet örgütü, ezilen sömürülen Kürtlerin sözde kurtuluş ordusu hüviyetine kavuşur.

Terörle mücadelede en önemli iki ayak bataklığı kurutmak ve etkin bir karşı propaganda yapmaktır.

Kitaplar yazılmalıydı, bu konu okullarda ders niyetine okutulmalıydı, resmi ve özel medya grupları bas bas bağırmalıydı. Kandırılan Kürtlere, hainlerin asıl yüzü anlatılmalıydı. Yapmadık…

Bir gün olsun etkili ve yetkili makamlar da, şu çok iyi bildikleri PKK’nın iç yüzünü dillendirmediler.

Onlar havanda su döverken PKK aldı başını gitti ve şehit cenazeleri ardı ardına gelmeye başladı.

Dile kolay 30 bin insan kaybettik, bir Türkiye’yi daha rahatlıkla kuracak milyarlarca lira da cabası…

PKK, ASALA’nın devamıdır. 1984 yılına kadar devam eden Ermeni saldırılarının PKK’nın ortaya çıkışı ile kesilivermesi tesadüf değildir.

Ermeni terörü, dış dünyada tepki toplayınca taktik değiştirip sözde Kürt halkını özgürleştirme kılıfını hazırladılar.

İşte bu bağlantıyı ortaya koyan bazı somut örnekler;

PKK’nın, sözde Ermenilerin katledilme günü olan 21-28 Nisan 1980 tarihini "Kızıl Hafta" olarak ilan etmesi…

8 Nisan 1980’de Lübnan’da PKK ve ASALA’nın ortak basın toplantısı düzenlemesi…

Bu işbirliği Kürtler üzerinde tepki oluşturunca ilişkilerini gizli sürdürme kararı aldılar.

9 Kasım 1980’de Strazburg konsolosluğuna, 19 Kasım 1980’de Roma Türk Hava Yolları bürosuna yapılan saldırılar, PKK ve ASALA terör örgütleri tarafından ortaklaşa üstlenilmesi…

Yine işbirlikleri rahatsızlık uyandırdığı için daha sonra yapılan eylemlerde sadece ASALA adı geçti.

Bölücü elebaşı Abdullah Öcalan’ın, Ermeni Yazarlar Birliği tarafından "Büyük Ermenistan hayali fikrine olan katkılarından dolayı" onur üyeliğine seçilmesi…

Ermeni Halk Hareketi'nin bünyesinde, birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi bir Kürdistan Komitesi oluşturulması…

4 Haziran 1993 tarihinde; Ermeni Hınçak Partisi ve ASALA’nın Batı Beyrut'ta bulunan PKK terör örgütü merkezinde toplantı yapması…

 6- 9 Ocak 1993 tarihlerinde Beyrut'ta iki ayrı kilisede düzenlenen toplantılarda, Türkiye'de PKK terör örgütü marifetiyle yapılan iç savaş, Türk ekonomisi sıfır noktasına gelinceye ve vatandaşlar baş kaldırıncaya kadar devam edecek, Türkiye bölünecek ve bir Kürt devleti kurulacak, Ermeniler Kürtlerle olan ilişkilerini iyi bir şekilde yürütüp Kürtlerin mücadelelerini destekleyecek gibi kararların alınması…

Ermeniler ile Kürtler arasındaki tarihi düşmanlığa rağmen PKK’nın Ermenistan’da rahatlıkla dergi ve gazete kurabilmesi…

PKK-ASALA terör örgütleri militanlarının aynı kamplarda eğitilmesi…

Her iki terör örgütünün de aynı topraklar üzerinde hak iddia etmeleri…

Ki bu çok ilginç; Hedef çakıştığı halde bu iki örgüt işbirliği yapıyorlarsa, PKK mucitleri ve elebaşlarının Ermeni asıllı oldukları da göz önüne alındığında asıl hedefin Ermeni ideallerine hizmet ve PKK’nın aslında ASALA’nın taşeronu olduğu gayet açık.

Nitekim bu taşeronluk alenen sırıtmaya başlayınca 18 Nisan 1990 toplantısında, her iki örgütün tek kanaldan yönetileceği, Ermenilerin eylemlere katılmayıp sadece istihbarat konusunu üstlenecekleri, muhtemel devrimden sonra elde edilen toprakların eşit olarak bölüşüleceği, Eylem ve kamp masraflarının % 75'inin Ermenilerce karşılanacağı şeklinde yeni kararlar alındı.

Sevgili okurlar, bu bilgiler sır değil, iletişim çağındayız, bilgi size bir ‘tık’ uzakta…

Ha, devleti yönetenler niye açıklamıyor veya gereğini yapmıyor derseniz, bilemem onu seçtiklerinize sorun.