Sevgili okurlar,
Türkiye sevdamızdır, Türkiye derdimiz, sevgimiz,  vatanımız, toprağımız, bayrağımızdır..
Türkiye’de olup bitenleri, yurtdışında olsak bile, can kulağı ile dinliyor, izliyor endişe ile takip ediyoruz!..
Bir kere şu salgın “Covid 19 denilen Koronalı” günlerde olup bitenler, basına yansıyanlardan, bir durum ve vazife çıkaranlar ve ne olup bittiğini anlayalar var mıdır?
Türkiye her alanda çağ atladığı ve uçurulduğu gibi, sağlıkta da uçuruldu öyle mi?
Ama Türkiye’den gelen haberler bunu doğrulamıyor!
Kapatma kararları,
Sokağa çıkma yasakları,
Yaş gruplarına göre alınan kararlar..
Ve siyasetin dili bangır, bangır açıklamalarda!?..
İyi, güzel ama bu millete önerilen reçetenin bedelinden kimin haberi var?
Bu esnaf işyerini kapattı, işe paydos etti..
İşsizler ordusuna, yeni işsizlerde katıldı..
Eee ne olacak?
Peki, bu insanlar ne yiyip, ne içecekler?
Hani devletin şev katli elleri?
Eğer devlet, bu dar günlerde vatandaşının yanında değilse, ne zaman olacaktır?
Bilen var mı?
Haklısınız, adamlar çalıyor ama çalışıyorlardı?
Şimdi durum nedir?
“Hazine tamtakır” ise, neyi sorgulayacağız ki?
Hazine tamtakır ise?
***
Sevgili okurlar,
Bu hazinenin tamtakır hale getirilmesinin hikâyesini biliyor musunuz, ya da bilenler unuttu mu?
Damat Berat Albayrak’ın ve sorumlu olduğu birimlerin kontrolünde, bir gecede
hazine kasası, “euro-dolar kasırgasına” kurban gitti!..
Zarar 128 Milyar Dolar!
Hazine şu an eksi 58 Milyar Dolar sınırında..
Haydi istifa eden etti de, bu milletin parasını “har-cur edenlerin akıbeti” ne olacak?
Ülkeyi bu büyük zarara uğratanların, yerlerine yeni atamalar yapıldı..
Anladık, bir değişim söz konusu..
Ya bu zarar!?
Bu zararı kim ödeyecek, kim bu zararın hesabını verecek?
“Suskun olursak, korkarsak, pısarsak” ülke, daha büyük zararlara uğratılır, uğrar, biz de seyrederiz!
Bu paramız yerinde olsa, bu salgın döneminde, zor durumda olanlara dağıtsak iyi olmaz mıydı?
İyi olmaz mıydı Türkiye’M?
***
Sevgili okurlar,
Gözlerimizin önünde, üstelik canlı, canlı yayınları ile bir dava görülüyor..
Evet üç yıl önce bu ülkenin Ana Muhalefet Partisi CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir şehit cenazesinde öldürülmeye ve dolayısıyla linç girişimi ile karşı karşıya geldi..
Ülkenin Genel Kurmay Başkanı orada, askeri orada, polisi orada, jandarması orada, istihbaratı orada ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yumruk yiyor, taşlanıyor, yuhalanıyor ve bu azgın güruhun, yobazların elinden zara-zor kurtarılarak bir eve sığınıyor ve “yakın, yakın, vurun,vurun” sözleri arasında, bu acı olay hafızalarımıza kazındı..
Üç yıl sonra bu olayın davası başladı..
Bu olayın sanıkları mahkemede ilginç savunmaları ile sadece bizleri değil, kargaları bile güldürdüler!
Kargaları bile!
Bakalım adalet nasıl tecelli edecek?
Adalet!

***
Sevgili okurlar,
Biliyorsunuz, televizyon bülbülleri, yandaş siyasi kargaların bulunduğu tartışmalarda zaman, zaman istenmeyen olaylarda yaşanıyor..
Habertürk TV’de, CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır, konu KATAR olunca açtı ağzını yumdu gözünü ve konuyu Sakarya Tank Palet Fabrikası’nın devri konusuna getirdi..
Ve sürç-i lisan yanlışlığına düşerek Tank Palet Fabrikası’nın satışı ile ilgili o sözü etti..
Etti ama, sözleri arasında,” 20 Milyon Dolar, 50 Milyon Dolar” kelimeleri de çıktı..Anladık ki, “Sakarya Tank Palet Fabrikası’nın” yok pahasına yani, “sıfır değer ile KATAR’a satışını” konu edindi..
Vay sen misin o lafı eden, orada bulunan iki fırsatçı, nasılda celalindeler!..
Vay, sen nasıl bunu söylersin?
Ülkede ne söylenmiyor, ne yapılmıyor, ne satılmıyor ki kardeşim?
Haberin mi yok?
Bak, “Varlık fonu ile diğer zenginliklerimiz de” gitti!
CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır, durumu düzeltti,yanlış anlaşılmak istemem dedi ve konuya açıklık getirdi..
Üstelik, yanlış anlaşılmaktan ötürü özür de diledi..
Ama, karşıdaki yandaşlar, liboşlar ikna olur mu?
Konu ülkenin tepesine kadar yansıdı!..
Allah, Allah neler, neler söylenmedi ki?
Bu ülkede, askerlerimizin başına çuval geçirilirken,” müzik notasından” söz edenler, askerlerimize “kelle” diyenler, “askerlik yan gelip yatma yeri değildir” diyenler geçtiler sıraya..
Vay be, sen nasıl bunu söylersin ha?
İyi de be kardeşim, bu orduya kumpas kuran, ordunun Genel Kurmay Başkanını “terörist” suçlaması ile hapse atan, bir yığın vatansever askerlerimizi kumpasla ordudan dışlayan, ülkenin kozmik adasına girişe izin veren, çocuklarını askere göndermeyen, Süleymaniye’de bayrağımızı indirip, şehidimizi alıp kaçıran  ve daha önemlisi, kendi evlatlarına çürük raporu alarak, askerden muaf tutanlar kimler acaba?
Vay be ülkede, satış katar, katar!..
Bakalım bu gidiş kimi, kimleri tartar?
Türkiye, gerçekten zor bir süreçten geçiyor!..
Bu süreçte, kılıçlar iyice çekildi!..
Bu zor süreçte, vatandaşlarımızın, siyasi çekişmeleri dikkat alarak, gaza gelmemeleri ve Ankara Çubuk’taki manzaraların yaşanmaması tek dileğimizdir!..
İktidarı ile muhalefeti ile bu ülke bizimdir..
Önemli olan ülke kaynaklarının iyi kullanılması ve vatandaşımızın hizmetine sunulmasıdır..
Bunu kim yaparsa, yapabiliyorsa baş tacımızdır..
Yapamayan gider, yapacak olanlar gelir…
Karar elbette milletindir..
Bu millet, layık olduğu yönetimi de ara bulur!
Bize de ne oluyor değil mi?