Sezonun sona ermesi okulların tam anlamıyla açılmasıyla birlikte özellikle Sapanca’da Arap Baharı diye tabir edilen sezon bitti.

Şimdi çevre oteller ve tesisler bölgedeki firma konaklamalarını alabilmek için yarış halinde, tabi villaları otel yapanlar ne yazık ki böyle bir girişimde bulunamıyor çünkü sezonda araplara günlüğü 2.000 TL den verilen evler şu anda 500 TL ye bile tutulmuyor.

‘Kış turizmini hareketlendirmemiz gerekiyor’ teorisini sezon başında da söylemiştim fakat iş yerlerinin bolluğu ve bereketi yerindeyken kimse dikkate almadı. Tam da şu anda duyar gibiyim ve duyuyorum sezon bitti ne yapacağız diyen işletmecileri.

Bu şehrin gündemi olmalıdır, Sakarya coğrafi özellikleri ve çevresel yapılarıyla Türkiye’de önde gelen şehirlerden biri, fakat bunu iyi değerlendirmek gerekir. Yatırımları yerinde ve doğru yaparsak Turizm şehrin kurtuluşu olacaktır.

Bu ekonomik sıkıntıların önüne geçebilecek en doğru yatırım aracı kanımca Turizm’dir.

Ben Atalarımın doğduğu bu topraklarda uzun yıllar yaşamış bir kardeşiniz olarak, Osmanlı’nın mirası Sakarya’mızın kültürel ve sanatsal değerlerinin geniş kitlelerce bilinmesi ve yeni nesil gençlerimizin en azından hayatlarında bir kere bile olsa bu güzellikleri görerek manevi ve güzel bir gün geçirmelerinden yanayım.

Sakarya’mızın geniş kitlelere en iyi tanıtılmasını sağlamak için medya sektörünün güçlü silahı dizileri kullanmak gerektiğine inanıyorum. Bunu daha önceler denedik ve sonucunda ne oldu? Sapanca İstanbul’un arka bahçesi diye adlandırıldı.

Tanıdığınız ve bildiğiniz o kadar çok insanın villaları var ki burada ve tek amaç huzurlu bir hafta sonu geçirmek.

Araplaşarak ve onların kültürlerine boğularak bunu yapamayız bu arka bahçeyi bir başka kültürün sevdasına yok etmiş oluruz. Bize bizden başka dost yok. Önce kendi kültürel varlıklarımızı özenle korumalı; örf ve adetlerimizden uzaklaşmamalıyız.

Eğer değerler dizisi diye tabir ettiğimiz geleneklerimizi kaybedersek; bu şehri gün geçtikçe kaybederiz.

Kültür sanat sadece festival, tiyatro gibi etkinlikler değildir. Türk dizilerinin 100’den fazla ülkeye satılıyor ve bu ülkelerde reyting rekorları kırıyor olması, bizim bu alanda ne kadar başarılı olduğumuzu göstermektedir.

Buradan Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve yetkililere sesleniyorum.

Sakarya’da bir plato kurulması, yanına bir 5 yıldızlı otel yapılarak İstanbul’dan ve Türkiye’nin çeşitli illerinden yapımcıların ve sektörün değerli isimlerinin misafir edilerek Sakarya’da daha çok dizi ve film çekilmesini sağlayabiliriz.

Bu noktada dizi ve filmler ile turizm doğru orantılı bir ilişki içerisinde diyebiliriz. Sakarya’mızın her yeri içerisinde ayrı bir tarihi barındırıyor.

Bu tarihi tanıtmak bizlerin boyun borcu, bir turizm işletmecisi olarak ben de üzerime düşen görevi yapmaya hazırım, ilimizde faaliyet gösteren Sakarya Turizm Dernekleri var bunların faaliyetleri nelerdir? Ne iş yaparlar?

Ben bir faaliyet göremiyorum, hepimiz bir araya gelerek bu şehri taçlandırmak için çalışmalıyız, hepimiz bu şehre borçluyuz. Bu borç bu kültürel mirasların ve bu coğrafi güzelliğin yaşatılması ve çevre illere yayılmasıyla ödenir.

Günlük turistleri bu şehre çektiğimiz vakit biz Turizm bölgesi oluruz, Turizm bölgesi diye adlandırılan Sapanca yılın sadece 3 ayı iş yapıyor ve turist ağırlıyor.

Bunu yılın minimum 7-8 ayına yayacak güzel projeler var , bunları Sapanca Belediyesi ile de istişare halindeyiz, doğru yatırımı yaparsak bu güzide ilçelerimiz dünyaca tanınır. Bunun için hiçbir engel yok.

Tüm bu altyapıyı ve yatırımları doğru yaptıktan ve hayata geçirdikten sonra söyleyecek son bir söz kalıyor;

Sıcak kanlı insanlar diyarıdır bu ülke,

Türkler konukseverdir, hepsi yürekten kardeş;

Doğruluk ve temizlik, en önde gelen ilke

Doya doya gez, eğlen; gönlünce Turist Kardeş

Sevgilerimle, hoşçakalın…