Abdurrahman Dilipak yazdı, herkesin yapması gereken bir özeleştiri olduğu için paylaşıyorum;

“Herhangi bir aile, çocuğuna Hamza ya da Kürşad adını koymaz. Bu bir kimlik beyanıdır. O zaman bu “öteki” biri değil, “bizden” biri. Bu bizim hikayemizdir. Öteki ya da bizden olması da bir yana, biz insanız sonuçta. Ötekileri yakan ateş bizi de yakıyor bugün. Çünkü ateş bacayı sarmış durumda.

Hamza’yı “günah keçisi” yapıp, onu linç etmek bize bir şey kazandırmaz. Ve tabii onu koruyup, himaye etmek, olayın üstünü örtmek de. Hepimiz suçluyuz.

Bakın, kol kırılır yen içinde kalırsa, o kol ya çolak kalır, ya kangren olur kesilir. Kendinizi kandırırsınız. Bir anlık şecaatiniz, belki düşmana zaafınızı göstermemek için taktiğiniz, genel bir tavra dönerse ömür boyu o yanlışın kefaretini ödersiniz. Olması gereken, kolu açıp, yarayı tedavi etmektir.

Kol kırılmıştır. Şimdi, titreme ve kendimize dönme zamanıdır.

Biliyorum, işin içinde siyaset var, işin içinde işadamları var, işin içinde bürokrasi var.. İşin içinde uyuşturucu var, kadın var.. Kumar ve mafyöz ilişkiler vardır.

Bu alemde işin içinde mutlaka tehdit vardır, şantaj vardır, rüşvet vardır, torpil vardır. Peki bu memlekette polis ne iş yapar, istihbarat ne iş yapar?! Herkesin bildiği bir “sır” nasıl böyle gizli kalabilir?!

Bu tek örnek değil. Bunlar her yerdeler ve sayılar hızla artıyor. Her partide varlar. Artık bu tip insanlar cemaat yapıları içinde de varlar. “Zurnik” tipler hemen bu “kifayetsiz muhteris”lerin etrafını sarıyorlar. Ve kendilerini gizlemek için dini, ideolojik, politik ortamlarda en görünür yerlerde ve en saygın kişilerin etrafında konumlanıyorlar. Adnan Oktar’ın çocukları da böyle yapardı ve şimdi artık bir tane Oktar yok. Oktar’ı yargılayarak yakanızı bunlardan kurtaramazsınız.

Bakın bu gençler evlenmiyorlar. İzleyin, mutlaka bir hacker dostları vardır. Böylece bir yerlere sızabiliyorlar. Şantaj için onlardan yararlanıyorlar. Bu hackerler üzerinden sanal ortamlarda kumar da oynuyorlar, paralarını kripto paraya dönüştürüp saklamaya çalışıyorlar ve bu sanal para borsasında oynuyorlar. Ortamdan kazandıklarını yine sanal kumarda harcıyorlar.

Bunlar tam bir BİREY. Din, ahlak ve gelenekten bağımsızlar. Gırtlaklarına kadar fuhuş bataklığındalar. Ahlaken temiz değiller, ama bir de “münafık”lık yapıp “namuslu” gözüküyorlar. Bu kişileri görmezden gelmeyin. Artık tekrarlamaktan bıkmadığınız edinim, kazanımları tekrarlayıp durmayın. Bunların gerçekliği, başka gerçekleri örtmeye yetmez. Kaldı ki, aynı hayvan sayısından daha fazla et, daha fazla süt alıyorsanız, o sütün ya da etin kalitesi ne. Hormon mu kullanıyorsunuz, hayvanları kümes hayvanları gibi hareketsiz bırakıp obez mi yapıyorsunuz. Çok para kazanıyor olabilirsiniz, kazancınız helal mi, haram mı!

Dini hassasiyetleri düşük topluluklarda alkol meşru kabul edildiği için, onlar daha çabuk kontrolden çıkıyorlar. Kadın-erkek ilişkilerinde daha dezavantajlı konumdalar. Ama bizimkiler arkadan gelmelerine rağmen, onlardan daha hızlı hareket ederek, “az zamanda daha fazla iş başarıyor, kazanım-edinim sahibi” oluyorlar(!). İktidar bazan alkolden daha fazla sarhoş eder. Kibir de öyle.

Onların bir kısmı dünyada rezil ve rüsvay olurlar, bir kısmı öbür dünyada, ya da iki cihanda da rezil olacak olanlar vardır. Elbet bir gün mutlaka, herkes yaptıkları iyiliklerin ve kötülüklerin karşılığını eksiksiz olarak göreceklerdir.

Ailelerde yoldan çıkmış kızlar ve erkekler ailelerin içinde kanayan bir yara gibi. Uyuşturucuya alışmış çocuklarına gizlice para verip, onları kurtarmaya çalışıyorlar. Bu işin duyulmasından utandıkları için bu işi gizliyorlar.

Bakın, haram para cüzdanda durduğu gibi durmuyor. Şarap da şişede durduğu gibi durmaz.

Bunlar “genç” diyoruz ama, abileri, hatta çevrelerinde bunları kullanan kocaman, kelli-felli, makam-mevki sahibi adamlar vardır. Bunların gençleri ateşe atıp kendilerini kurtarmalarına göz yumacak olursak kendimize de, ülkeye de yazık ederiz. Bu yangın için için yanmaya devam eder ve bir gün Hekimbaşı çöplüğü gibi patladığında koskoca partiler, ülkeler, kurumlar bu enkazın altında kalır.

CoVID bahanesi ile HES diye insanları eve tıkanlar bunun hesabını nasıl verecekler bilmiyorum. HES aileyi bitiriyor. Herkes Tv, bilgisayar bağımlısı oldu. İşyeri kapanan esnaf kripto para ile günü kurtarma derdinde. Herkes kumarbaz oldu. Kadın da, erkek de, genç de, ihtiyar da perişan edildi. Ekonomi de PCR yalanına kurban edildi, mektep de.. “Hayat Eve Sığmıyor”, haberiniz olsun.

Hamza”ları, “Ömer”leri, “Ayşe”leri, “Fatma”ları nerede arıyorduk, nerede bulduk! Bütün bu sağlık tedbirleriniz, anlata anlata yorulmadığınız kazanımlarınız kaybettiğimiz sağlık, aile ve gençliğin yerini doldurabilir mi? Gencecik bir adamın nasıl bu hale getirildiğine mi yanarsın, Türkiye’nin en büyük partisinin, kadrolarını 2023’e hazırlayacak kongresinden birkaç gün sonra yaşanan bu olayla çizilen karizmasına mı yanarsın! Bana kızmayın, kendinize, ailenize, çevrenize bakın!”