Sevgili okurlar,
Türkiye’de farklı bir dönemin çarkı dönmeye devam ediyor..
Bu dönen çarkın dişleri arasında bir, bir eriyip gidenler olduğu gibi, bu çarkın değirmenine su taşıyanlarda, vole üstüne, vole vurmaya(haksız kazanç) devam ediyor..
“Biz seçilmişiz” diyerek, akla ziyan birçok uygulamanın, kararın altına imza atan siyasi iktidarda, bu çarkın dişleri arasında, güvenini, itibarını, geleceğini bir, bir tüketiyor!
Adapazarı Sait Tanış Kültür Merkezi’nde, yine bir Fahri Tuna organizasyonu ile dostlarımızla buluştuğumuzda, özellikle yurt dışındaki uygulamalara dikkat çektim..
Tavizsiz, mütevazi, içten bu kentin hafızasına, kültür değerlerine bir Sakaryalı gönül elçisi olarak hizmet etmeye devam eden Sevgili Yazar Fahri Tuna’dan, bu kent yeterince yararlanabiliyor mu?
Sanmam ama, o buna aldırmadan bu kente, kentin insanına ve kentte kültür değerlerine hizmet edenlere, layık olmaya büyük özen gösteriyor..
Yüz, Yüze eğitimin start aldığı şu günlerde, Fahri Tuna, eğitim, kültür adına hiç mola, hiç ara vermedi ki?
Bir Sakarya’da, bir Edirne’de, bir Bolu’da, bir Kocaeli, bir Mardin’de koşuşturmalarını sürdürüyor..
Halka hizmetin bu yanı da, bu yüzü de var!
İşte, o yüz Fahri Tuna’dır..
Birlikte hazırladığımız “Hakikatin Peşinde Bir Ömür Yusuf Cinal” kitabı için Fahri Tuna, Türkiye Yazarlar Birliği Sakarya Şubesi’ni harekete geçirdi..
Adapazarı Sait Tanış Kultür Merkezi’nde düzenlenen “Söyleşi ve İmza Günü” için haberler yapıldı, dostlara çağrıda bulunuldu ve eyleme geçildi..
Her şey el birliği ile yani “imece usulü” ile hazırlandı..
Adapazarı Sait Tanış Kültür Merkezi’nin yeşil dokusu üzerinde yerimizi aldık..
Adapazarı Sait Tanış Kültür Merkezi kurucularından Şadi Tanış, Rahmi Sak ve arkadaşları bizleri yalnız bırakmazken, geceye, Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı ve Yenigün, Sakarya Halk, YeniHaber gazeteleri sahibi Halil İbrahim Balcı, Bizim Sakarya Gazetesi sahibi Adnan Yüksel, Yeni Sakarya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Sakarya Gazeteciler Birliği Başkanı Zeki Aydıntepe, Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai Matur, Başkan Yardımcısı, Dünya Gazetesi Sakarya Temsilcisi Hasan Coşkun, gazeteciler Şaban Mergül, Ömer Yaşar, Levent Bayrı, Kenan Certel, Sebahattin Birinci ve ekibi, Dr. Yaşar Yılmaz, iş adamı Yılmaz Çetin,Hakkı Yıldırım, emekli öğretmen Songül Ağ, Yüksek Mühendis Cemalettin Kılnaz ve bir genç iş adamı, girişimçi Asofis Tavukçuluk Fabrikası sahiplerinden Arif Yakup Kaplan, Genç Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali Özkan, Prof. Dr. Ali Türkmenoğlu, bir sanatsever Kemal Dumanlıova ile Akyazılı hemşerim,türkülerin ve şarkıları sesi İsmail Özmert ve diğer konuklar katılarak da etkinliğe, destek verdiler..
Sevgili Fahri Tuna’nın kitap öyküsünden başlayarak, sorularını yöneltmesi ve alamadığı cevaplara tekrar dönmesi, etkinliğe katılanlar ile diyaloğu, kitap içeriğine hakimiyeti, alkışın ötesinde bir değer ifade ediyordu..
Elbette kitap içeriğine dönmek istemiyorum..
Ancak başlangıçtaki giriş bölümünde sarf ettiğim sözleri teyit edecek bir iki bilgi ile yetinmek istiyorum..
Türkiye’de çok konuşulan siyasi irade, siyasi iktidarın icraatları ile ilgili elbette konuşulacak çok şey var..
Bunları bir yıpratma, bir karalama olarak alınmasını asla istemiyorum..
Yıllarını yurtdışında geçirmiş, birçok resmi, özel toplantıları takip etmiş, Türkiye’nin milli hassasiyetleri karşısında, bayrağı ele alıp koşmuş, yürümüş, gözünü daldan budaktan esirgememiş biri olarak, yanlışlara hep işarete edegeldim..

Yani, hakikatin peşinden, hiç ama, hiç ayrılmadım!
Lütfen, sizlerde hakikatlerle yüzleşen, empati yapın!?

-Bir kere yurtdışı Türklere oy hakkı yerinde olmuştur ama, bunun sonuçları hiç irdelenmemiştir!?..

-Bu oy hakkı, sade seçmeyi hedeflediği için, seçilme hakkı ıskalanmış ve Avrupalı Türklere bu hak çok görülmüştür..
-Bununla birlikte, bu durum Avrupalı Türkleri siyaseten de parçalamış, bölmüş, grup ve kümelere ayrıştırmıştır!

-Bu durum Türkiye’de siyasetçiler, siyaset uzmanları ve akademisyenlerinin de radarına hiç ama, hiç takılmamış, irdelenmemiştir,kulak arkası edilmişti!
-Zira Avrupa’da kullanılan oylar, Türkiye genel seçimlerini etkilediği için, bu oylar Türkiye’de kullanılan oyların hedefindeki siyasilere, hayal kırıklığı yaratmıştır..
-Yani özgün seçmen oyları ile seçilenler, Avrupa’dan gelen oylar ile büyük bir çöküntü ve hayal kırıklığı yaşamış, ellerinden milletvekillikleri alınmıştır..
-Bu ucube sistem, derhal değiştirilmeli, daha hakça bir seçim sistemi ile Avrupalı Türklere, oy hakkı verilecekse verilmeli, ya da Avrupa, bir başka seçim bölgesi olarak ilan edilmelidir..
Bu hususta söylenecek çok şey var..
Bugün, bu kadarı ile yetinerek, diğer yanlışlara dikkat çekmek istiyorum..
Elbette bir siyasi irade, kendi doğruları paralelinde, kararlar alıp uygulamaya geçebelir..

Ama bu siyasi iradenin, mevcut yapı dışında yurtdışında “arka bahçeler” oluşturması ve buralara yurt içinde ve diğer alanlardan, militanlar ataması çok yanlıştır..
İşte yurtdışındaki Yunus Emre Kültür Merkezleri, Maarif Vakıf şubeleri, Avrupa Türk Demokratları Birlikleri(UİD), SETA şubeleri tam bir fiyaskodur!
Zira bu yapılanmaların ülkeye hiçbir faydası olmadığı gibi, ne ülke halkları ile ne de ülke siyasi, yerel, kültürel yapıları ile iyi bir diyalog kurabilmişlerdir!
Buralara atananların vasıfları da, çok eleştiri konusu olmuştur, olmaya da devam etmektedir..
Salt bu yapılanmalar ile kendi militanlarına iş alanları açan zihniyet, aynı şekilde büyükelçilikleri, konsoloslukları da istismar etmiştir!?..
Buralara atanan vasıfsız insanların siyasi kabrisleri, çekişmelere mahal verecek hal ve hareketleri, hala yaşanıyor, tartışılıyor, konuşuluyor..

Unutmayınız ki, yurtdışı yapılanmalar bir partiyi, bir siyasi iradeyi, bir küme ve grubu değil, ülkeyi, devleti temsil eder..

Cumhurbaşkanlığı sistemi içinde, yılların yurtdışı temsilciliklerinde büyük değişiklere gidilmesi, hayra alemet bir fayda getirmemiştir..
“Birlik, dirlik” bu manada umursanmamış, yerleşik diplomatik temayüller hiçe sayılmış, partizan kararlar ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temeline yurtdışında da dinamit konmuş, Avrupalı Türkler,” bir kullanımlık diş macunu” gibi görülmüştür!
Bunların bir bölümüne, Adapazarı Sait Tanış Kültür Merkezi’nde dikkat çektim..
İnşallah kafalara yer eder, dikkate alınır ve bu uygulamalardan vazgeçilir..
Önemli olan dağınıklığa, bölünmüşlüğe, ayrılığa, gayrılığa hizmet değil, birlik ve beraberliğe hizmet etmektir..
Bunu pekala yapabilir, hayata geçirebiliriz!

Avrupa Türkler 20 Yıldır, bu anlayıştan uzak tutulmuş, umursanmamış, zaman, zaman hatırlanmış, zaman, zaman gövde gösterisinin malzemesi, Avrupa ülkelerine karşı kullanılmıştır!..
Umarım bu yanlışlardan, Avrupalı Türkler, vatandaşlar olarak, ülkemiz, sevdamız adına dersler çıkartırız..
Zira bu böyle gelip gitmez, yarın daha büyük sorunlar karşısında ezilmekten, kum torbasına çevrilmekten bizi kimse alıkoyamaz!

Boşa geçen, heba edilen yıllara yazık değil mi?
Bedeli ise, ortada değil mi?
 

HATIRLATMA!
Yarın (4 Eylül 2021 Cumartis) Akyazı Sofuoğlu Aila Parkı’nda,saat 15.00’te öğrencilerimiz ve sevenlerimiz ile buluşuyoruz..Burada “Hakikatin Peşinde bir Ömür Yusuf Cinal” adlı kitabı konuşmaya devam edeceğimiz gibi sevdiklerimiz ile hasret gidereceğiz..
Bekleriz!
Yusuf Cinal yazıyor/4 Eylül 2021 Sakarya,www.bizimsakarya.com.tr