Yeni bir hafta başından merhaba, Son günlerde ekonomi ve sağlık bakanlığının açıkladığı verilere olan güven sorgulanıyor diyecektim ama diyemiyorum, çünkü sorgulamak yerine artık inanmıyorlar. Bu hafta ki konu için biraz zorlandım, kafamı toplamaya çalıştım ama zaman daraldıkça, eski köşe yazılarımı kontrol etmeye başladım. Değişik konular üzerine yazayım diye. Şunu fark ettim ki, her geçen gün daha kötüye gidiyoruz. Sizlere 15 Nisan 2019 da yazdığım bir köşe yazımdan alıntı yapacağım.

   “Gün geçmiyor ki ekonomik veri gelmesin. Her gelen veri bir öncesinden daha kötü geliyor. Dün işsizlik rakamları açıklandı, ülke genelinde işsizlik %14.7 ile rekor kırdı. Aynı şekilde genç nüfus da işsizlik de %26.7 ile rekorda zirve yaptı. Son on yılın en yüksek işsizliği olarak yerini aldı. Ama bu rekor kısa sürecek, çünkü bir ay sonra ki veriler yeni rekorları getirecek. Neden bu kadar ön yargılısın dediğinizi duyar gibiyim. Aynı şeyi yapıp, farklı bir sonuç beklemek biraz tuhaf olur. Sizlere farklı bir bakış acısı göstermek adına bir örnek vermek istiyorum. Almanya’da sanayi şirketlerinde çalışanların %10.3 AR-GE uzmanı olarak çalışıyor. Bunun ne demek olduğunu anladınız sanırım!

   Yerel seçimler sonrası iki haftayı geride bıraktık. Ancak seçim belirsizliği, İstanbul’da sayımların bitmemesinden, haliyle mazbatanın verilmemesinden sebep neticelenmedi. Ülkede siyasi belirsizlik daha da arttı. Bunun ekonomiye yansıması çok fazla zarar veriyor. Yerli veya yabancı yatırımcı bu belirsizlikle yatırımdan uzak duruyor. Takip edin göreceksiniz, mazbata verilince piyasalar kısa süreli bir rahatlama yaşayacak. Borsa yükselecek, dolar düşecek. Akabinde hükümet seçim yenileme itirazını yaparsa, borsa çıktığından çok daha fazla düşecek, dolar ise düştüğünden çok daha fazla yükselecek.

   Bu gelişmeler, ülke risk primini seçim öncesinden daha yüksek bir boyuta taşımasına sebep oldu. CDS’ler %20.5 arttı ve 456‘lara yükseldi. Sıkıntılı ve bulanık bir dönemin yoluna girdiğimizin göstergesi oluyor diye düşünebiliriz.

   Bugünler de tüm veriler geçmişten daha yüksek, CDS’ler 568’e dayandı. Hala aynı şeyleri yapıp farklı sonuç doğurmasını bekliyoruz. Çözüm noktasında tıkandık resmen, bunu kabul edip normale dönmek için bir an önce yapısal reformlara geçmenin zamanı doluyor.

   Yabancı yatırımcı hızla kaçıyor, faiz kararına rağmen döviz hala yükseliyor. Söylemiştim demekten gerçekten nefret ediyorum. Söylediğim için değil, söyleyip’te dinlenmediğim için. Çok kez yazdım ve söyledim, görünen köy kılavuz istemez diye. Bu günleri çok ama çok önceden belirttim. Aslına bakarsanız artık yazmakta içimden gelmiyor. Yazarak, kötünün kötüsünü mü tarif edeyim. Önlem alınmazsa bunların olacağı belliydi, eşeği bağlamadan Allah’a emanet ettik. O da kafasına göre çekti gitti.

   Hafta’nın özlü sözünü Nietzsche’den yapıyorum bu hafta, “Bana yalan söylemiş olman değil, sana artık inanmıyor olmam üzdü beni” diyor ve haftalık yorumlara geçiyorum.

BİST100: 1.111 üzeri kapanış sonrası kopuş başlar dediğim hafta sonrası endeks 1.145 den kapandı. 1.155 üzerinde ki kapanışlarda hedef 1.200 olacaktır. Bu hafta bu rakamları test etmeyi bekleyebiliriz. Aşağıda ki desteklere hiç değinmek istemesem de olası aksiliklerde ana desteğimiz 1.127 olarak karşımıza çıkacaktır.

DOLar: Yukarı iştahı azalan DOLar’da her yükseliş, satış baskısı ile karşılaşıyor. Yukarı doğru 7.84 olsa bile aşağı doğru 7.62 haftanın kritik noktası olacaktır. Kırılması halinde 7.40’ı test edebilir.

ONS ALTIN: Geçen hafta bahsettiğim gibi haftanın ikinci yarısı gelen alışlar ile haftayı 1.899 $ dan kapattı. 1.917 DOLar üzerinde ki fiyatlamalar 1.950 $ ların üzerini test edecektir.

Hepimize bol bereketli, sağlıklı ve iyi bir hafta diliyorum.