Yeni bir hafta başından merhaba, Yarınları iyi planlamak için, bugünler de yaşadığımız sıkıntıları iyi analiz etmek lazım. Bugünleri günlük siyasetle geçirirsek, yarınlarımız daha büyük sıkıntıların içine doğacaktır. Merkez bankası rezervleri eksi pozisyona düşmüş durumda, bunu ben söylemiyorum. TCMB resmi internet sitesinde yazıyor. Hal böyle iken döviz her geçen gün ufak ufak yukarı doğru yürüyor.

Bu hafta malum merkez bankası para politikası kurulu toplantısı var. Politika faizimiz olan haftalık repo faizi %8.25 bunun yanında gecelik borç verme ve geç likidite penceresi faizleri sırasıyla %9.75 ve %11.25 oranında. Piyasadaki hem mevduat hem de tahvil faizleri bu üç faizden daha yüksek. Yani geç likidite penceresi faizi bile, ki zamanında yükümlülüklerini yerine getiremeyen bankalar için ceza faizidir, piyasa faizinin üstünde. Hal böyle olunca, yukarıda ki kısır döngüyü kırmak için çözüm yollarından biri olabilecek ve TL’yi cazip hale getirecek makul faize ulaşmak mümkün olmuyor. Faiz uzun vade de ekonomi için ideal bir çözüm olmayabilir. Ama Türkiye, içinde bulunduğu durumda şu alternatiflerin fayda maliyet analizini doğru bir şekilde yapıp öyle karar almalıdır;

Bu seviyeden sonra dolar kurunda yaşanacak bir artış mı, yoksa bir miktar daha yüksek faiz mi, Türkiye ekonomisine daha fazla zarar verir? Reel efektif kur bazında TL’nin tarihinin en düşük seviyelerinde olmasını ve enflasyonun %12’ye dayanmasını dikkate aldığımıza bu sorunun cevabı çok zor olmasa gerek diye düşünüyorum.

Ekonomi yönetimi, “dövizdeki yükselişin önemli olmadığını, burada kurun seviyesinin değil, rekabetçi olup olmamasının dikkate alınması gerektiğini” vurgularken serbest piyasa koşullarında, serbest kur rejimindeki arz ve talep dengesine göre oluşacak değerleri dışlamaktadır. Her ne kadar bugün için normal seviyelerde kabul edilse de, salgında olası yeni dalgalarda artacak vakalar nedeniyle daha sıkı tedbirlerin gelmesiyle var olan kur ve faiz oranlarının sürdürülebilir olmadığı gerçeği görülecektir.

Artık şaşırmıyorum ama bu şekilde salak yerine konmayı da hazmedemediğim bir olaydan bahsetmek istiyorum. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu “Uzay’da dünya’nın gıptayla baktığı projeler yürütüyoruz” demeci. Ya tüm dünya’nın bildiği ve gıpta ile baktığı projeleri bizlere neden açıklamıyorsunuz ki? Ne diyeyim, ne yazayım gerçekten şaşırdım.

Bu hafta’nın atasözünü uzak doğudan, Çin’den seçtim. “Eğer bir ülkede cücelerin gölgeleri uzamaya başlamışsa, güneş batıyor demektir”.

BİST100: İki haftadır bahsettiğim dana, kurban bayramından çıkamamış sanırım. Yatay piyasa da testere piyasa devam ediyor. Bu hafta’nın ana takip seviyesi 1.109 olacak. Haftayı 1.111,96 dan kapatan endeks için desteklerimiz 1.109, 1.081, 1.077 ve 1.064, dirençlerimiz ise geçen hafta bahsettiğim 1.104 altı ve 1.111 üzerinde ki fiyatlamalar da teyitli kapanışlar kopuşu tetikler demiştim. Sırası ile 1.113, 1.115, 1.117 ve 1.119 gözlemlenecektir.

DOLar: 7,50 üzerinde minti minti ilerliyor. Geçen hafta bahsettiğim 7.65 direnci kırılmadığı sürece, bir ihtimal geri çekilme görülebilir. Buna bu hafta ki merkez bankası faiz kararı etkili olacaktır. Olumsuz her hangi bir olay ya da haber direnci zorlayacaktır.

ONS ALTIN: Yatay da düzeltmesine devam eden Ons altın, hafta’ya 1.950 den başlayacak. Büyük olasılıkla bu hafta da yatay da devam edecektir. Olası küresel sorun ya da haberde tetikleme yapabilir.

Hepinize bol bereketli, sağlıklı ve mutlu iyi bir hafta diliyorum.