Yeni bir hafta başından, siz değerli takipçilerime merhaba diyorum içim buruk. İçim buruk, geçen hafta sonu yaşadığımız Elazığ depremi sonucu vefat edenler ve yaralananlar için. Yüce Allah vefat edenlerin taksiratlarını affetsin, mekânları cennet olsun. Yaralılara da acil şifalar temenni ediyorum. Bunun üzerine yazılacak, söylenecek çok şey olmasına rağmen acılarımızın taze olmasından sebep ileri bir tarihe bırakıyorum.

Geçen hafta ki yazıma ilgi büyüktü. Birçok mesaj, mail ve telefon aldım. Yıllardır sizlere finansal bilgiler aktarmama rağmen, üçüncü defa bu kadar ilgi ve soru ile karşılaştım. Meğer ülkemizdeki yabancı takası, bayağı ilgi odağıymış. Şaka bir yana, gerçekten öğrenmek isteyen ve sorgulayan insan grubunun bu kadar çok olması çok sevindirici bir durum. Şimdi bir grup diyecek ki öğrendiler de ne oldu. Şöyle özetleyeyim; Öğrendiklerinde yatırım stratejilerine ona göre yön verdiler. Zarar etmediler ve karlarını iyi bir şekilde realize ettiler.

Aslında geçen hafta bu konuya değinirken asıl amacım bu değildi! Beni o yazıyı yazmaya iten olay, televizyonlarda ve sosyal medya da halkın gözünün önüne tozpembe bir bulut koymaya çalışanlara kızarak, kandırılmaması gereken yerli ve küçük yatırımcının doğru bir bilgi akışı ile yatırımlarını yönlendirmesi ve risklerini ona göre yönetmesi içindi. Tabi bu olayı sunanların asıl amacı küçük yatırımcının zarar etmesi değil diye düşünüyorum. Bence asıl amaç, kötü giden ekonomide yabancı güveninin kaybolmadığını göstermeye çalışmalarından kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Gerçek yabancı hala gün gün hisse senedi ve tahvil satarak hızla ülkemizden uzaklaşıyor.

Ekonominin düzelmesi için yatırımlardan önce yapısal reformların yapılması şart. “Merkez bankası başkanını görevinden aldım, çünkü laf dinlemiyordu” demek, bağımsız bir kurumun bağımsızlığına el koymak demektir. Gelişecek olaylarda bağımsız olmayan kurum, yanlı kararlarından dolayı yatırımcıyı zarara uğratabilir. Almanya 13.5 Milyar Euro cari fazlayı ne yapacaklarını düşünürken, Avrupalı bankaya yatırdıkları mevduat paralarından bırakın para kazanmayı! yıllık koruma parası vererek mevduatlarının eksilmesine sebep faiz ve enflasyon ile hayatlarını sürdürüyorlar ve buna rağmen ülkemize para akışı sağlamıyorlar. Ülkemizde faizler düşük seyretmesine, dışarıda eksi faiz olmasına rağmen hala dış borcu yüksek faizlerle bulmakta aşırı zorlanıyoruz ve hatta bulamaz durumdayız.

Tozpembe bulutlar dağıldığında, Elazığ’daki deprem görüntüleri gibi manzaralar ile karşılaşmamak için önlem almalıyız. Ekonomi’de yapıldığını iddia edilen yapısal reformları biz göremedik ama bakan Albayrak “çok sessiz yaptık” dedi. Şiiişşş uyuyanları uyandırmadan mı yaptınız demek istiyorum ama demiyorum. Uyuyanlar, uyandıklarında üstleri açık yattıklarını çok geç anlayacaklar.

BİST100: Geçen hafta sizlere belirttiğim destek ve dirençler 150/200 puan sapmalar ile yine çalıştı. Bu kadar hata kadı kızında bile olur. Üstelik benim belirttiğim noktalar haftalık. Kaldı ki deprem ve ya doğal afetleri bilme gibi bir yeteneğim de yok. Bu hafta yükselişin 13. Haftası olarak başlayacak. Takip edeceğimiz destekler 121.000, 120.600, 120.200, 119.500, 118.700 ve 118.100 olacak. Dirençler ise 122.300, 122.650, 123.700 ve 124.500 olacak.

DOLar: Geçen hafta yazdığım yükseliş oynaklığı gerçekleşti. 5.8950 den başlayan $ haftanın en son günü en tepe 5.9478 görerek 5.9439 dan kapattı. 5.9460 üzeri kapanışlar 5.97 ve 6.05’i işaret edecektir. Destekler ise 5.92 kuvvetli destek oldu, 5.8890 altına sarkması zorlaştı.

ONS ALTIN: Geçen hafta Ons altın yorumumu okuyanlar, verdiğim rakamlar arasında hareket ettiğini görecektir. Bu hafta ons altının atak haftası olacak. 1.571 $ dan kapatan onsun ilk hedefi yükseliş kanalı dışına çıkmak olacaktır. 1.574 $ üzeri her kapanış yükselişin sert olacağının habercisi olacaktır. 1.616 $ çok kuvvetli direnç, kırmak ilk etapta zor olacaktır. İyi takip edilmeli, 1.616 $ dönüşleri güç kazanmak için düzeltme olacaktır.

Hepimize bol bereketli iyi bir hafta diliyorum.