Yeni bir haftaya merhaba diyoruz, Ekonomik olarak birbirinden saçma haftalar yaşayıp şaşırmaya devam ediyoruz. TÜRKİYE ekonomisinin içinde bulunduğu durumu ve yetkililerin bu konudaki açıklamalarını, hayretler içinde takip ediyoruz.

   Mevcut tabloyu uzun uzun anlatmaya gerek yok. Birkaç örnek bile yeterli...

   Türkiye, giderek derinleşen bir ekonomik kriz yaşıyor. Ekonominin lokomotifi olan sektörler; başta inşaat, sanayi ve otomotiv olmak üzere zor durumdalar. Sanayi üretimi son yılların en kötü performansını yaşıyor. İşyerleri kapanıyor ya da üretimi kısıyor. İşsizlik çığ gibi büyüyor. Protesto olan senet ve karşılıksız çekte patlama yaşanıyor. 2019 bütçe açığı hızla artıyor ... Özetle, ekonominin bütün göstergeleri olumsuz yönde seyrediyor.

   Yetkililer ise "Faizler düşüyor", "Enflasyon düşüyor", "Hamdolsun iyiyiz" diyorlar. Geçen senenin baz etkisini kullanıp ve rakamlarında oynayarak enflasyonu düşürüyoruz da merak ediyorum! Zamları kim yapıyor. Peki! Ekim ayından sonra şapkadan ne çıkaracaksınız, gerçekten çok merak ediyorum. 325 baz puanlık faiz indirimi yapılmadan önce dünyada en yüksek faiz veren dokuzuncu ülke idik, indirimden sonra onikinci sırayı Sudan ve Angola ile paylaşır olduk. Faizi en yüksek ülkelerden biri olmamıza rağmen yatırımcı çekemiyoruz.

   Altı ay önce parasal genişleme yaşamak istiyoruz anonsu yapan Abd başkanı Trump’a inan ülkeler ciddi anlamda faiz indirimine gitti. Geçen FED toplantısında 0.25 baz puan faiz indirip bir yola girdiğini herkese inandırdı. Bana sorarsanız Trump ve FED Başkanı Powell bildiğimiz kayıkçı kavgası yaparak 2008 krizinde fazladan bastıkları DOLar’ları toplamak için yapılmış oyunu sergiliyorlar. 18 Eylül’deki Fed toplantısında piyasaların beklediği ne 50 baz puan nede 100 baz puan faiz indirimi gelmeyecek. Bana sorarsanız faiz indirimi hiç yapmayacak. Bunu da Abd 10 yıllık tahvillerinden net şekilde görüyoruz. Belki ama belki 0.25 yapabilir diyeceğim ama ona da inanmıyorum.

   Birde şöyle düşünelim! Çarşamba günü Fed faiz indirimi yapmazsa ne olacak? Tüm Dünyada DOLar güvenli liman olan anavatanı Abd’ye geri dönecek, Dünyada DOLar değerlenmeye başlayacak. Ekonomisi kötü olan ülkelerde krizler ve devalüasyonlar yaşanacak. Peki bu Abd’yi ilgilendiriyor mu? Tabi ki HAYIR! Hükümet yaptığı yanlışları tekrar tekrar yapıyor. Hiç boşluk bırakmıyor. Tam bu duruma uygun bir hikâye aklıma geldi onu anlatayım da haftalık yoruma geçeyim.

   Bir sarışın ve bir esmer genç 20.00 haberleri seyrediyorlar. Televizyonda, dama çıkmış adam. Aşağıda kalabalık bekliyor. Esmer, "Atlayacak" diyor. Sarışın, "Belli olmaz bazen atlıyorlar, bazen de atlamıyorlar" diyor. Adam atlıyor sonunda. Sarışın, "Nereden bildin atlayacağını" diye soruyor. Esmer, "Saat 19.00 haberlerinde görmüştüm" diyor. Sarışın: "Ben de görmüştüm fakat tekrar atlayacağını sanmıyordum."diyor

BORSA: Bu hafta inanmasak da 106.000 hedefi görünüyor. Evet, bu hedefi 103.750 ve 104.150 kırarsak görebiliriz. Aşağı doğru ise 102,750, 102.400, 102.000 ve en altta 100.000 var. Piyasalar bu hafta Fed’e göre hareket edecek. Y.T.D.

DOLar: Fed kararından sonra 25 kuruşluk bir zıplama bekliyorum. 5,61 altına ineceğine pek ihtimal vermiyorum. Çok kuvvetli bir desteği var bu bölgede, verilerde bunu destekliyor. Y.T.D.

ONS ALTIN: Evet, her güzel şeyin bir sonu vardır. Ons altının yükselişinin de sonuna geldik gibi görünüyor. Ve elimde kalanları da 1.515 $ dan kapatıp DOLar’a geçtim. Y.T.D.

Hepimize bol bereketli ve kazançlı bir hafta diliyorum.