Beni ofisimde ziyarete gelenler bilir, duvarlarda beğendiğim sözler ve karikatürler vardır. Bunların arasında en değer verdiğim sözlerden bir tanesi “Söylediklerinizi duyurmak için hiç kimsenin kolundan tutmayın, Dinlemeye istekli değillerse; onları tutacağınıza çenenizi tutun…” bu sözü hayatımda kendime ilke edindim. Birisi bir şey anlatırken dinlerim, detay sormam. Anlatmak isterse anlatır, diye düşünürüm. Bu özel hayatımda geçerlidir. Danışanlarıma yatırım tavsiyelerinde ısrarcı olmam. Bu da iş hayatında geçerlidir. 

   Fakat konu ülkem olduğu zaman sorarım, incelerim, sorgularım, kolundan tutarım, çenemi tutmam. Yıllardır sizlere, her hafta pazartesi günleri sermaye piyasaları açılmadan sosyal medya ve gazete köşelerinden o hafta gerçekleşmesi muhtemel hareketleri anlatmaya çalışıyorum. Olası yaşayacağımız sıkıntıları ve bunlara alınacak önlemleri de anlatıyorum. Sadece sizlere değil devletimizin ilgili kurumlarına da raporlama yapıyorum.

   Geçtiğimiz hafta piyasalar kapandıktan sonra uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye’nin kredi notunu Ba3’ten B1’e indirdi ve görünümü negatif olarak belirtti. Raporda konu ile ilgili başlıklardan bazıları şöyle, “TCMB’sı şeffaflığı ve bağımsızlığına gölge düşürüyor” bir diğeri “Kurda serbest dalgalanmaya izin verme politikası ile ters düşmek” bir başkası “Risk dengesinin aşağı yönlü olduğunu ve yakın vadede daha fazla dengesizlik oluşturacak faktörlerin olması” tarzı konularla geleceği iyi görmediği için not indirimine gittiğini anlatıyor.

   Şimdi hemen eyyy Moody’s!!! diyenleri duyar gibiyim. Arkadaşlar bu piyasalara 15 sene önce yabancı yatırımcılar Moody’s ve bu tarz derecelendirme kuruluşlarının raporları ile geldi. İşler sarpa sarınca hemen neden eyyy Moody’s diyoruz. Önce kendimize bir bakalım nerede yanlış yaptık, neleri hala yanlış yapıyoruz? Öz eleştiri yapmadan, şapkayı önümüze koymadan bu işin içinden çıkamayız. Bu günleri aylardır yazıyorum. Ekonominin geldiği noktayı anlatmaya çalışıyorum. Yabancı yatırımcının gözünde, ülke ekonomisi çöp’ten bir önceki evrede. Bunu ben her gün görüyorum ve anlatmaya çalışıyorum ama dinleyen kim. Bu olayı hemen hükümet veya iktidar partisi olayına çekmeyin, iktidarlar gider yenileri gelir. Lakin devlet her zaman baki kalır. İşte bir an önce bu önlemleri almaz isek devletin baki kalması ve bekası ekonomik olarak zor bir duruma düşecektir. Ekonominin getireceği yaptırımları, ekonomik ve siyasi olarak yaşamak zorunda kalacağız.

BİST100: Öncelikle geçen hafta neler söyledik, neler gerçekleşti. Minör düşüş trendi direnci olan 93,809’dan açacak endeks kısa aralıklarla yukarı doğru dirençlerle karşılaşacak demiştik. Aşağı yönde ise destekler marjlı demiştik ve en son haftalık destek için 90,300 ve buranın altı yok demiştim. Ne yaşandı, Endeks ilk direnç 94,400 den döndü ve hafta sonu 90,024 gördükten sonra 90,787 den kapandı. Yine nokta atışı yaptığımız yorumlardan sonra bu hafta neler yaşayacağız. Hafta’ya 90,787 den başlayacak olan endeks zorlu bir hafta yaşayacak. Bir tarafta not indirimi, bir tarafta İstanbul seçimleri, bir tarafta fon’un alımları. Sermaye piyasamız artık manipülatif hareketlere gebe ve daha fazla açık olduğu için sakin ve akıllı bir strateji izlemeliyiz. Bu hafta sizlere iki noktadan bahsedeceğim, yukarı doğru 93,300, aşağı doğru 85,000 takip edeceğiz. Abartmalar olabilir, günlük tradten uzak durulmalı.

DOLar: Bütün hafta her kademeden DOLar alımı gerçekleştiren Akbank alışlarının tamamı yabancıydı. Cuma günü 2 kere kafa attı diye yorumlanan DOLar’da, olayın kafa atma değil, takoz diye tabir edilen kamu bankalarının yüksek satışlarını aldıklarını görüyoruz. Yabancı yatırımcı pozisyonunu komple $ olarak korumaya geçiriyor. Bu takozların alımı ve acelesi sıkışan grafiğin kırılma noktasına geldiğini gösteriyor. Önce 6.00, sonra 6.25 ve 6.80 hareketi, her an olabilir pozisyonuna geldiğini kendime not aldım.

ONS ALTIN: Ons Altın Yolun açık olsun. Bu kadar AÇIK ve NET.

Hepimize bol kazançlı bir hafta diliyorum.