Yeni bir hafta başından hepinizi selamlıyorum. Uzun zaman televizyon kanallarında izlenme rekorları kırılan bir diziden çıkan bir sözle yola çıkıldı. Sonunu düşünen kahraman olamaz. Bu anlayışın bir başka versiyonu ise uzun yıllar önce Nasrettin hoca söylemiş “Ya tutarsa” diye. Cumartesi günü temeli atılan, gerçekten çılgın proje kanal İstanbul için ikisi de uyar bence.

Filmin birde şu yönü var, kahraman değil de rezil olmak ya da göle çalınan mayanın tutmama ihtimali. Ülkenin birçok kaynağının sonu hüsranla bitmesi muhtemel bir projeye aktarmak gerçekten büyük çılgınlık. Döviz’de ki oynaklık ve enflasyon ile ilgili mücadelede üretime yönelsek, İstihdam yaratacak fabrikalar yapsak, tarıma gereken ilgiyi göstersek daha doğru olmaz mı? Kanal İstanbul için binlerce metre kare tarım arazisinin zayi olması ayrı bir problem zaten. Deprem risk analizi ya da sismik tehlike hakkında yapılan en ufak bir araştırma ya da analiz raporu yayınlanmadı. Tehlikenin boyutu hakkında kimsenin en ufak bir fikri yok, olanların da sesi zaten çıkmıyor. Ama bu tehlike olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Lafı fazla uzatmaya gerek yok, bu konu üzerinde ilerleyen günlerde daha çok yazarız, daha çok konuşuruz.

Geçiş garantili projeler için söke söke alırlar diyerek, içimi kanattın reis. Hepimiz aynı gemide isek bu kelimeler tam bir facia değil de nedir. Betona gömdüğümüz paraların kullanım alanını değiştirsek, istihdamı artırsak daha çok kişiye iş olanağı sağlasak daha iyi olmaz mıydı. Yazarken insanın içi daralıyor ama siyasi ve ekonomik yanlıştan da dönmenin bir erdem olduğunu anlatmak lazım.

Son haftalar da devamlı hatırlattığım Müslüman Uygur Türk’lerine yapılan zulmü ve ağır insan hakları ihlalini Çek cumhuriyet parlamentosu soykırım olarak tanıdı. Biz tek swap anlaşması yaptığımız Çin’e ses çıkaramıyoruz. Haliyle Müslüman soydaşlarımıza da sahip çıkamıyoruz. Bu konu da daha çok su kaldırır.

Global finansal piyasalar rekorlar kırarken, biz günlük siyaset ve söylemler yüzünden testere piyasalar yaşıyoruz. Dünyanın en ucuz borsası olmamıza rağmen istenilen kadar yabancı yatırımcı çekemiyoruz. Ama tv’ler de anlatıldığı gibi yabancı çıkışı da sürmüyor, bilakis son 10 işgünün de yabancı takasında ki yükselişi gözlemliyoruz. Yurt dışı finans dergilerinde bizim şirketlerimiz üzerine yeni değerlendirmeler yapılıyor. Sadece huzur piyasaları yükseltmek için yeterli olacaktır.

BİST100: Geçen hafta yazdıklarımın aynısını ufak değişiklikler yaşayacağız. Stop seviyesi olan 1.390 çok kritik bir yer, Hafta içi satışların olmasına rağmen piyasaya para girişi vardı. Bu hafta defans ağırlıklı bir endeks seyretmeye devam edeceğiz. Piyasa toparlanmak için çaba sarf etse de, umutsuzluk satışı getiriyor. Cuma gecesi kararname sensorumu piyasaya iyice hakim oldu. İstedikleri satış gelmeyince de endekse ağırlığı olan 2-3 hissede hacimsiz düşüş getirmeye devam ediyor. Enteresan bir piyasa içindeyiz, bu hafta haber akışı ve vade sonu olması sebebi ile alım ya da satımların sert olacağını düşünüyorum. Üstte 1.420 – 1.430 arası testere, üstü güvenli bölge olacaktır. 1.382 – 1,390 arası nötür, altı günlük kapanış büyük sorun olmaya devam eder.

DOLar: Hafta arası oynaklığın bol olduğu bir ortamda haftanın son işlem günün de kapanış 8,76 dan oldu. Eğer 1-2 hafta DOLar’ı buralar da oyalanırsa sonrasında satış baskısı artacaktır. Bunun için uygun ortam nasıl hazırlanacak bende merak ediyorum. Bu hafta sonu 8,62 altında ki kapanışlar düşüş için umut olacaktır.

ONS ALTIN: Yukarıda 1,833 $’ın üzerine atamadığı sürece satış baskısı devam edecektir. Haftaya 1,781 $’dan başlayacak olan ons altın için haftanın ilk yarısı ve ikinci yarısı farklı olacaktır.

Hepimize bol bereketli sağlıklı, mutlu ve huzur dolu iyi bir hafta diliyorum.