Yeni bir hafta başından merhaba. Eskiler Mart ayı dert ayı derdi, ne kadar haklı olduklarını geçen hafta köküne kadar hissettik. Finansal piyasalar zorlu bir haftayı geride bıraktı. Hatalar, hataları kovaladı. Geceleri pireler uçuşurken imzalanan kararnameler ile birçok insan iflasa sürüklendi. Çok değil, yakın bir zamana kadar her kesimden insan hesap açtırıp borsa’da işlem yapmaya başlamıştı. Nasıl paralar kazandıklarını anlatıyorlardı, şimdi bu arkadaşların birçoğu suskun. Sorsanız, onlar zati borsa’dan çıkmıştı. Kimse zarar ettiğini söylemez, söyleyemez. Kaybetmiş olmayı, yanlış karar verdiğini kendine itiraf edemediği için yanlış kararın arkasında ısrarla durur. Ara sıra yazıyorum ya, ah bu gözler neler gördü diye…

   Ya, konuyu değiştir yaramıza tuz basma diye içinizden geçirdiğinizi duyar gibiyim. Zamanında bu psikolojiyi birçok kez yaşamış biri olarak sizi çok iyi anlıyorum. Ama takkeyi önünüze koyup, ben nerede, nasıl bir hata yaptım diye sorgulamazsanız aynı hatayı yapma alışkanlığı kazanırsınız ki, bu en kötüsü. Bu köşeden sizlere haftalık yorumlarımda bu konuları defalarca yazmıştım. Neyse olan oldu ama ülkemizde yönetim fikri değişmediği sürece bu olayları birçok kez yaşayacağız, amaç bir sonrakine siz hazırlıklı olun.

   Geçen hafta ki düşüşü herkes direkt olarak merkez bankası başkanına bağlamaya çalışsa da, bana göre asıl sebep İstanbul sözleşmesinden ayrılma fikriydi. Merkez bankası kararı için yabancı bu denli sert satış yapmaz. Ama demokrasinin kaybolduğu yerde de bir saniye durmaz. Ne kar bakar, ne de zarar. Bir an önce nakite geçer ve kaçar. Bu konu aslına bakarsanız uzun bir konu ama özeti bu kadar.

   Son Ak parti kongresinden sonra piyasalar da bir kabine değişikliği beklentisi aldı başını gitti. Değişecek bakanların yerine gelecek bakanlardan daha farklı bir performans beklemiyorum ama piyasa damat geri gelecek korkusu ile tedirgin. Aslına bakarsanız bana göre gelecekler liyakat ile seçilmediği sürece kimin geldiğinin bir önemi yok. Damat olayında tedirginlik damat değil aslında, ülke tosuncuğun çiftliği gibi yönetiliyor imajı verilmesi. Damat kadar taş düşsün başınıza sözünden sonra çılgınca alkışlayan kitle geldi aklıma birden nedense! Hz. Mevlana’nın dediği gibi “sözün faydası yoksa söyleme” deyip haftalık yorumlara geçelim.

BİST100: Siz değerli okurlarıma 1.531 altı stop olun dediğim de endeks haftayı 1.529’da kapatmıştı. Geçen hafta hiç direnç vermeden 1.529 açacak endeks için 1.465 altında paraşütün açılmasını beklemeyin, yere düşmesini bekleyin demiştim. Ve bu hafta 1.382 den piyasalara başlayacağız. Sizlere tam olarak 150 puanlık düşüşten korunma sinyali vermiştim. Tabi ki tüm hisseler için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Peki, bu hafta neler yaşayacağız. Yukarıda 1.430 / 1.434 bandı, aşağıda 1.377 / 1.360 bandı var. Makaslar daralıyor, yön için bantların bir tarafa kırılması lazım. Yukarı kırılırsa 1.530, aşağı kırılırsa 1.190 görülebilir. Rakamlara dikkat ediniz. Geçen hafta rakamlara uyun, uymayanları uyarın demıştım.

DOLar: Geçen hafta 200 baz puan faiz artışına rağmen 7.42 zorlarsa 7.62 gündeme gelebilir, sonrasını düşünmek istemiyorum demiştim. Maalesef haftaya 7.69 dan başladık ve 8.48’leri gördü ve haftayı 8.10 da kapattı. Teknik analizi, bir nevi geleceğin falcılığı gibi düşürsek, gelecek karanlık. Sizlere 16 ay önce teknik acıdan $’ın kaç liraları göreceğini yine bu köşede yazmıştım. Makarasını yapan çok olmuştu ama adım adım oralara gidiyoruz. Bir geri iki ileri, bu hafta 7.92 / 8.16 arasında gezeriz ve tekniği düzeltiriz diye düşünüyorum. Olası 8.16’nın aşılması 8.36’yı gündeme getirir. Sonrası mı? Amaaann sende vur deliliğe maaşınızı DOLa’la mı alıyorsunuz de geç.

ONS ALTIN: Geçen haftaya söylediğim gibi düşerek başladı. Haftanın ikinci yarısı için sert alıma müsait demiştim. Sert alım gelmedi ama uygun zemin hazırlandı diye düşünüyorum. Bu hazırlık bu hafta kendini gösterebilir. Artık yukarı gösterge 1.750$ / 1.775$ arası vereceği tepkide gizli.

Hepimize sağlık, mutluluk, huzur, bol kazanç dolu iyi bir hafta diliyorum.