Adapazarı Belediyesi Şubat ayı kültür ve sanat etkinlikleri kapsamında düzenlenen seminerde Erdal Demirkıran hayranları salona sığmadı. Yaklaşık 900 kişinin izlediği seminerde yer bulamayan Demirkıran hayranları semineri merdiven aralarında ve sahne kenarlarında oturarak izledi. Seminere Adapazarı Belediyesi Başkan Vekili Erol Aydın, Başkan Yardımcısı Rıdvan Sezer, İl Milli Eğitim Şube Müdürleri de katıldı.
GÜNEŞ TUTULMASI
Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisi olan Demirkıran, 60 ülke gezdiğini Türkler kadar zekisini görmediğini söyledi. İnsanların başkalarının hayatına özenerek mutlu olamadığını belirten Demirkıran, “Kendi içimizdeki gücü ortaya çıkararak başarılı olmalıyız. Başarıya öncelikle kendimiz inanmalıyız ki, başkaları da inansın. Yeryüzünde Türklerden akıllısı yok. Kontör kullanmadan konuşan tek milletiz. Çağrı atınca şu parkta beni bekle diyoruz bekliyor. Dünyada bir benzeri yok bunun. Güneş tutulmasını akciğer filmi ile izlemeyi keşfeden tek milletiz” diye konuştu.
FARK EDİLMEK
Okul yıllarıyla kendi hayatından örnekler veren Demirkıran; “Ben üniversite yıllarımda sınıfın en arkasında oturan 4 yıl boyunca sınıfta hiç parmağını dahi kaldırmayan bir öğrenciydim. Bir gün fark edilmek istedim ve o gün okula kırmızı bir ceketle gittim. İlk kez Hocama soru sordum. Herkes sorduğum soruyla rezil olduğumu söylese de ben akıllı biri olduğuma kendimi inandırmıştım. Artık bir yerden başlamıştım ve fark ediliyordum. Elime geçen her kağıda “Ben akıllıyım” yazdım. Ben akıllıyım yazdıkça yürüyüşüm bile değişti. Sonra gittim notere “Dünyanın en akıllı insanı benim” diye onaylattım. Türkiye’de 300 adet projem var. Bunlardan biri Atatürk’ün paralardaki gülen yüzlü fotoğrafı bir diğeri de okullarda eğitimin 5 yaşına indirilmesi. Herkes tepki gösterse de bu sistem 2 sene sonra oturacak” dedi.
DELİ DERSEN
Noter dönüşü baba ve annesinin bile kendisine inanmadığını kaydeden Demirkıran, “Ertesi gün annem beni okutmak için eve 4 hoca getirtti. Çünkü normal olmadığımı düşünüyorlardı. Anneme ben dünyanın en akıllı insanıyım diyordum’ Annem olsun olsun sen yine de kimseye söyleme’ diyordu. Bir insana 40 gün deli dersen deli olur. Bu da böyle birşey. Kendimi akıllı olduğuma inandırdım. Güney Kore’deki Hyundai ile Türkiye’deki TÜRK Motor A.Ş. aynı yıl kuruldu (1968). Güney Kore peşinden Samsung ve LC’yi kurdu. Türkiye ise TESTAŞ’ı hayata geçirdi. Bu Türk firmalarını aranızda bilen var mı? Yok. Bizde hedef koyduk ama inanmadık” diye konuştu.
HEDEFLER BÜYÜK
Salonda bulunan bir kız çocuğunu kucağına alan Demirkıran, “İşte bu bir mucizedir. Hep anlatırız benim dedem şunu yaptı. Babam bunu yaptı. Peki sen ne yaptın. Sizler gençsiniz. Sizin örencileriniz olacak. Onlara başarılı olmaya inandırmalısınız. Hedefleriniz büyük olsun. Bir iş yapıyorsanız onun en iyisini siz yapmaya çalışın. Yoksa zaten bu işi herkes yapıyordur. Ben gazetede bir iş ilanı gördüğümde hiçbir tecrübem olmadığı halde gittim ve siz beni arıyorsunuz dedim. İşletme sahibi ‘5 yıllık deneyim’ dedi. Bende deneyim yok ama siz denersiniz dedim ve 25 kişi arasından işe alındım. O işe benim alınacağımı kendimi inandırmıştım. Küçük düşünmeyin. Asla küsmeyin. Küçük adamlar küçük küserler" dedi.
Gece sonunda Başkan Vekili Erol Aydın, Demirkıran’a gecenin anısına bir plaket verdi.

Editör: TE Bilişim