Esen, vatandaşlara depremi unutturmamak için Atatürk Bulvarı’ndaki işyerinin önünde bir fotoğraf sergisi açtı.
17 Ağustos 1999 yılında yaşanan deprem gecesi yaşadıkları zorlukları anlatan sigortacı Ali Esen, “17 Ağustos 1999, gece saat 2 buçukta çocuklarımla beraber uyudum. En küçük çocuğum yanımdaydı, eşim ve diğer oğlum çocuk odasındaydı. Uyandığımızda betonlar üzerimizde, karanlıktı. Çaresiz bir şekilde sabahı bekledik, sabah güneş doğduğu zaman perdelerin arasından ışıklar girmeye başladı ve biz yardım istedik ama hiç kimse sesimizi duymuyordu. Sabah 8.30’da ilk yardıma gelenler bizleri enkazların altından çıkarmaya çalıştılar. Eşimden ve küçük oğlumdan ses alamıyordum, diğer büyük oğlumun sesini duyabiliyordum. Neye uğradığımı, ne olduğunu ne zaman ki bizi enkazın altından yaralı olarak çıkartıp elektrik direğinin dibine koydukları zaman anladım. Sakarya’ya atom bombasının atıldığını düşündüm, deprem olduğu hiç aklıma gelmedi. Ama gerçekten büyük bir deprem olmuş ve her taraf yerle bir olmuştu” dedi.
Aynı acıların tekrarlanmaması için gerekli hassasiyeti gösterdiklerini dile getiren Esen, açtığı fotoğraf sergisi hakkında şunları söyledi:
“Sakarya’da depremin yaratmış olduğu acılardan dolayı 'biz Sakarya’da ne yapmalıyız?' diye sordum kendi kendime. Ve bunun üzerine her yıl olduğu gibi burada görmüş olduğunuz deprem resimlerini sergilemek istedim. Her sene açmaya çalıştığımız fotoğraf sergisindeki amacımız bir sigortacı olarak, Doğal Afet Kurumu'nu Sakarya’da temsil eden biri olarak, depremi gerçekten yaşadıklarımızı unutturmamak. Unutturmamalıyız çünkü çok acılar yaşadık. Bunların yanı sıra Türk ekonomisi 17 Ağustos’ta büyük bir yara aldı. O yüzden Sakarya’da bizler 81 vilayete örnek olmalıyız. Fotoğraf sergisini gezen vatandaşlarımız, buradan geçen bir Sivaslı, bir Erzincanlı veya herhangi bir vatandaşımız bu yaşadıklarımızı burada görüp gittikleri yerlerde daha tedbirli ve kaliteli binalar yapmaları lazım. Depreme karşı her türlü tedbiri almalıyız. Buradan sesleniyorum tüm Sakarya halkına, gerçekten büyük acılar yaşadık. 15. yıl geride kaldı, 16. yıla giriyoruz. Her türlü teknik olarak, bilim olarak her türlü tedbiri alıp bir daha bu deprem her an olabilir düşüncesiyle depreme karşı neler yapabiliriz, depremle nasıl yaşayabiliriz bu düşünceler ile deprem resim sergisini açtım. Ve buradan tüm halkıma sesleniyorum, her şekilde şapkamızı önümüze koyup, her an deprem olacakmış gibi depremle yaşamasını öğrenmemiz gerekiyor.”

Editör: TE Bilişim