Sevgili okurlar,
Türkiye’de garip gelişmeler oluyor, “gerçekler su yüzüne çıktıkça, yüzleri kızarması gerekenler, maalesef pişkinliklerini koruyarak”, açıklamaları ile bizleri şaşırtıyor..
Bir TIP Öğrencisinin hayatına sor vermesi üzerinden tartışmalar aldı başını gidiyor..
Malum açıklamalar can incitiyor!..
Daha öncede bir öğrencinin kaldığı yurtta başı kesildi ve cinayeti işleyenin sözleri kanımızı dondurdu!..
Ama asıl kabul edilemez tepkiler, bu iki gencin ailelerinden geldi..
Tarikat disiplini ve bağlılığı içinde ailelerden biri, “bugün düğünümüz var” diyerek, ölümü kabullenirken, öteki de “Cemaatle herhangi bir sorunumuz yok” diyerek, ilgili  tarikat ve cemaatlerden şikayetçi olamayacakları mesaj verdiler..
Ülke genelinde, büyük bir tepkiye neden olan bu iki ailenin içinde bulunduğu durumu, düşünebiliyormusunuz?
-Siyaseten korku!
-Dinen korku?
-Cemaat korkusu!
-En önemlisi, fakirlik ve mağduriyet korkusu!
-Dışlanma korkusu!
-Ne derseniz, deyiniz artık!?
Bir din adamı,”dinimizde bademleme var” derken, bir başka siyasetçimiz ise “ bir kereden bir şey olmaz”diyerek, bu kesimi, bu pislik içindeki sözde din adamlarının savunmasını nereye koyacağız?
Ya siyasetin ekonomik politikalarına sahip çıkarak, “ Tayyip söylüyorsa, sahip çıkın!..Faiz, katılım payı desteklenebilir” diyerek, vatandaşların paralarını, siyasete güvenerek bankalara yatırmalarını isteyen  “fetvacı zihniyete” ne demeli?
Genç Cumhuriyet subayı Kubilay ve arkadaşlarının yobazlar tarafından, boğazlanmasının üzerinden yıllar geçmesine rağmen, ülkemizde bu zihniyet, gittikçe palazlanıyor, “Cumhuriyet’e, Atatürk ilkelerine, yasalara, modern yaşama kafa tutuyor” ve kendilerini daha da belirgin bir şekilde göstermeye özen gösterebiliyorsa, bunun suçlusu sizce kim,kimler?
Öyle ya “bir velet öldü” diye yas mı tutulacak?
Ya da bir “sarhoş öldü” diye yasalar mı değiştirilecek?
Anlayış bu ya, “imam bildiğini okumaya” devam ediyor..
“Gittikçe, bilgiden, ilimden, uzaklaştırılan ve cehaletin kucağına itilen, el açan, yardıma muhtaç edilen, özgürlükleri alabildiğine yasaklayan bu zihniyetin yarattığı yaraları tedavi etmek”, hem uzun sürecek, hem de zaman alacak?
Bu Milletin yüce meslisinde iktidar temsilcisi kürsü’de,” bir kere de  güzel bir şeyi destekleyiniz” diye feryadı figan eyliyor ve ağzında yine galiz kelimeler!..
Muhalefet temsilcisi ise, “bunca yıl verdiğimiz önergeler, yasa tekliflerinden birine “evet” diyerek, birliktelik sergilediniz mi “diye soruyor..
Meclis ağağa kalkıyor..
İşte, liderlerin icazeti ile seçilenlerin Meclisin’de durum bu!
Üzülmemek elde değil!
Ama,” kötü gidişatı” bir türlü durduramıyoruz!..
Bir okurum, “iktidarın Sakarya Kalesi” hakkında yazdıklarıma ilginç bir cevap göndermiş..
“ Yusuf Bey, yazılarınızı zevkle okuyurum..Bir daha, bir daha okuyorum..Hem ülke, hem Sakarya gerçeklerini okumak, ufkumuzu açıyor..Sakarya mevcut iktidara yüzde 70 destek verdi..Sakarya muhafazakar bir İl..İsyanların olduğu, Hilafetin desteklendiği, din elden gidiyor diye yollara düşenlerin kenti Sakarya! Kömür, makarna, şeker ve küçük bir paraya  tamah edenlerin olduğu kadar, inadım inat diyenlerin kentidir Sakarya!
Siz nezaketen yazmadınız ama, bu gerçekleri herkes biliyor.. Soma’da o vatandaşa tekme atan kişinin bile memleketi burası!..Ya darbe kalkışmasına kalkanların, rüşvet alanların, FETÖ güruhu ile birlikte hareket edenleri nereye koyacağız? Sedat Peker’imiz ve farklı kabadayıları ile Sakarya’nın bu yüzünü de yazmak gerekmez mi”
diye sormaktan da edemiyor!?
Sakarya’da gerçekten, Cumhuriyet’e, Atatürk’e ve silah arkadaşlarına, modern yaşama, geleneklere, örfe, kültüre sahip çıkanlarda var..
Var ama, azınlıktalar!
Seslerini her zaman çıkaramıyorlar?
Ne olacak şimdi?
BMC Karasu’da fabrika yapmaktan vazgeçmiş!?
Sakarya Tank Palet Fabrikası hislerini de devreden Ethem Sancak ve diğer iş adamlarına tahsis edilen bu topraklar geri alınmalı ve Sakaryalıların hizmetine tahsis edilmelidir..
Bu imtiyazlılara verilen desteklere karşı çıkanlar, ne kadar haklı çıktı değil mi?
“Fabrikamı sattırmam diyenler, toprağı mı peşkeş çektirmem, Arifiye Karasu Demiynolu hattı ne oldu” diyenler, sizleri saygı ile selamlıyorum..
Müsadenizle, ne kadar haklı çıktığınızı tarihe not düşmek istedim..
Son olarak şunu söyleyelim ki, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün,”
Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz." "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." /Mustafa Kemal Atatürk
Cumhuriyet’in nimetlerinde faydalanarak, Atatürk’ü karalayanların, kimler olduğunu bilmeyenimiz yok!
İşte Akyazı Kuzuluk’ta Ailesi’nin varlığına rağmen, küçük kızlarını “taciz eden” ve  çocuklarımızı “bademlameye” tabi tutarak, bunu kendilerinde hak görenler, şahşaha ve depdeme ortamında lüks yaşam sürenlere, çocuklarını teslimve biat eden, evlatları din ve ahlak bilgilerini artırsın anlayışı ile ihmal körlüğü içinde olanlar asıl suçlu kesimdir!..
Siyasiler “aldandık” diyor, ama dini kesim, kesinlikle aldanmıyor!..
Zira sığındakıları, “Allah, Peygamber, Kur’an, şeyh ve biat ettikleri liderleri” var!
Şimdi bu kesimin,”Atatürk’ü, Cumhuriyet’i” niçin sevmediklerini, daha iyi anladınız mı?
Zira bunlar “özgür bireye, özgür düşünceye” karşı olup, insanımızı sömüren, iyi niyetlerini suistimal edenlerdir!..
Allah bunların şerrinden korusun!
Yusuf Cinal yazıyor, 14 Ocak 2022 Brüksel