Prof. Dr. Kayıhan Pala, 200’den az ve 600’den fazla yataklı hastanelerden verim alınamadığını belirterek,  bin yataklı şehir hastanesi projesinde değişiklik yapılmasının hala mümkün olduğunu söyledi

Türk Tabipler Birliği Şehir Hastaneleri İzleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, hastanelerin verimli çalışması için ideal atak sayısının 200 ile 600 arasında olması gerektiğini belirterek, bin ve üzerinde yataklı olan şehir hastanelerinin verimsiz çalıştığını söyledi.

Söz konusu hastanelerin adının ‘Şehir’ olmasına karşın şehir dışında yapıldığına ve hizmete erişimde güçlükler yaşandığına işaret eden Pala, Sakarya Şehir Hastanesi Projesi’nde bu eksikli giderecek değişikliklerin yapılmasının hala mümkün olduğunu, ancak bunun için halkın kararlı bir şekilde talep etmesi gerektiğini vurguladı.

Sakarya Kent Çalışma Derneği’nin (SKÇD) düzenlediği ‘Sağlıkta Özelleştirme ve Şehir Hastaneleri Modeli’ konulu panel, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman ve TTB Şehir Hastaneleri İzleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın katılımıyla, İnşaat Mühendisleri Odası Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

ÇÖZÜM DEĞİL SORUN

ÜRETEN MODEL

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, sağlıkta özelleştirme sürecinin 1980’lerden bugüne gelişimini anlatarak, bu sürecin son halkası olan Şehir Hastaneleri modelinin halk sağlığı üzerindeki etkisine değindi. Adıyaman, şehir hastanelerinin çözüm değil aksine sorun üreten yapılara dönüştüğünü belirtti. Adıyaman, hastanelere belirli oranda doluluk sözü verildiğini, bu yüzden acil hastalar başta olmak üzere genel olarak hastaların şehir hastanelerine yönlendirildiğini belirterek, “Öyle ki, örneğin Ankara'da Mamak'taki bir acil hasta ambulansla en yakın hastaneye gideceği yerde, en yakındaki 2-3 hastaneyi geçip en uzaktaki şehir hastanesine yönlendiriliyor. Bu akıl almaz yöntem çok ciddi bir sağlık sorunu” dedi.  

YATAK SAYISI ARTMIYOR

Şehir Hastaneleri İzleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, şehir hastanelerinin yapıldığı illerde yatak kapasitesini arttırmadığını, yeni yatak sayısı kadar mevcut yatakların kapatıldığını söyledi.Kamu Özel İşbirliği ile yapılan Şehir Hastaneleri’nin, sürdürülebilir bir model olmadığını söyledi. Pala, bu modelin ilk uygulandığı ülkelerden İngiltere'nin ve Kanada'nın sistemden vazgeçtiğini,  ancak Türkiye'de farklı söylemlerle çok iyi pazarlandığını kaydetti.

Söz konusu modelin Dünya Bankası tarafından 1990'lı yıllarda dayatılmaya başlandığını ifade eden Pala, başlangıçta hastaneden yararlananların katılım payı ödemesini öngören Dünya Bankası'nın 2000'li yıllara gelindiğinde klasik devlet hastanelerini önce özerkleştirilmesi, ardından şirketleştirilmesini daha sonra da özelleştirilmesini önerdiğini ifade etti. Dünya Bankası'nın, 2002 özel raporunda kamu hastanelerine özel sektörün katılımıyla ilgili seçenekler bölümünde, bugünkü şehir hastaneleri modelinine vurgu yapıldığını vurgulayan Pala, AKP'nin iktidar oluşu ve Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın uygulanmasıyla bugünkü noktaya gelindiğini anlattı.

ERİŞİM SORUNU

Şehir hastanelerinin maliyetlerinin yüksek olduğunu, kent merkezlerindeki hastanelerin kapatıldığını, hastanelerin şehir dışına yapıldığını  vurgulayan Pala, "Yurttaşların hizmete erişimle ilgili yalnızca uzaklıkla ilgisi olmayan aynı zamanda ulaşım maliyetinin yüksekliği, hem de gidip gelmenin zorluğu yüzünden özellikle kronik hastalıklarda tedavinin aksatılmasına ilişkin problemler var" dedi.

YÜKSEK MALİYET

Kamu Özel Ortaklığı modeli ile Sağlık Bakanlığı bütçesinin rehin alındığını, bütçenin yüzde 60'nın  kira bedeli olarak ödendiğini iddia eden Pala, yatak başına düşen kapalı alan miktarının, yatak sayısının çok yüksek olduğunu, bunların verimsizliğe yol açtığını, yatak başına metrekare maliyetinin de çok yüksek olduğunu dile getirdi. Pala, "Kalkınma Bakanlığı 2016 raporunda. bu hastanelerin maliyeti 10 milyar dolar, bunlara 20 milyar dolar kira ödeyeceğiz diyor. Ancak gerçek maliyetler çok yüksek" diye konuştu.

YATAK SAYILARI

Şehir Hastaneleri için ödenen 1 yıllık kira bedeliyle  o hastanedeki yatak sayısında yeni hastaneler kurulabileceğini  belirten Kayıhan Pala, şehir hastanelerinin yatak sayısını artırmayı amaçladığı iddiasının da doğru olmadığını savunarak, "Deniliyor ki, Türkiye’de yatak sayısı az ve bu hastaneler Türkiye’ye ek 40 bin yatak sağlayacak. Yüksek Planlama Kurulu kararlarında çok açık şekilde karşımıza çıktığı gibi hastaneler ve hasta yatakları kapatılarak bu hastanelerin açılmasına izin veriliyor" ifadelerini kullandı.

SAKARYA ŞEHİR HASTANESİ

Pala, konuşmasının sonunda Sakarya’da yapılacak şehir hastanesinin genel bütçe ile yapılacağının duyurulduğunu, bundan sonraki sürecin nasıl işleyeceği yönündeki bir soruyu yanıtlarken, yatat sayısının 200’den az, 600’den de fazla olmasının verimsizliğe yol açtığını belirterek, bin yataklı şehir hastanesi projesinde değişiklik yapılmasının hala mümkün olduğunu söyledi. Söz konusu değişiklik için Sakaryalıların kararlı biçimde bunu talep etmeleri gerektiğini vurgulayan Pala, şehir hastanesi yer seçimi konusunda da uyarıda bulundu.

KAZAN: KÖPRÜ GEÇMEK

İÇİN DEĞİL

Sakarya Kent Çalışma Derneği Başkanı Av. Zafer Kazan da, şehir hastanelerinin tedavi amacı değil, rantı amaçladığını söyledi. İstanbul Boğazı'ndaki üçüncü köprüyü örnek gösteren ve "Köprü açıldığında üzerinden geçtiğimizde gördük ki, o köprü insanlar geçsin diye değil, rant için yapılmış" dedi.

Panel için salonu tahsis eden İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Hüsnü Gürpınar'a teşekkür eden Zafer Kazan, etkinliğin sonunda panelistlere plaket sundu.

 İrem Karabacak

Editör: TE Bilişim