“Çözünebilir ıslak mendiller aslında çözünmüyor”

Dünya genelinde kanalizasyon sistemlerine atılan katı atıklara bağlı oluşan tıkanma problemlerinde ciddi artış yaşandığını söyleyen Karadağlı, ıslak mendil benzeri hijyenik ürünlerin kanalizasyon sistemleriyle uyumlu olması gerektiğini vurguladı. Karadağlı, “Günümüzde hijyen ve sağlık ürünlerinin çeşitleri hızla artmakta olup, tüketicilere sunulan ürünlerin üzerinde ‘klozete atılabilir, çevre dostu, biyobozunur’ gibi etiketlemeler bulunmaktadır. Bu tanımlamaların bilimsel standartları konusunda kuşkular mevcuttur. ‘Klozete atılabilir’ ibaresi taşıyan ürünlerin kısmen parçalandığını ya da hiç parçalanmadığını gözlemliyoruz. Bir kanalizasyon sisteminin performansını koruyabilmesi için “klozete atılabilen” bir ürünün performansına ilişkin standartlar ve düzenlemeler olmalı” ifadelerine yer verdi.

“Yıllık maliyetleri oldukça yüksek”

Kanalizasyon tıkanmalarının belediyeler ve vatandaşlar için ciddi bir maliyete yol açtığına ve halk sağlığını tehdit ettiğine işaret eden Karadağlı, “Türkiye’de ortalama bir şehirde yıllık yaklaşık 25 bin adet tıkanma problemi meydana geliyor. Kanalizasyonlarda tıkanmaların giderim maliyetleri ciddi seviyeleri bulabiliyor. Bu çerçevede halkımızın duyarlı yaklaşımları ve ürünlerin çevre dostu olması, problemlerin azaltılması için en önemli faktörlerden. Tıkanma problemleri için yapılan harcamaların düşürülmesi ülkemiz adına ciddi kazanımlar sağlayabilir” dedi.

“Çözünme için deneysel yöntemler üzerinde çalışılıyor”

Yeni geliştirilen hijyenik ürünlerin kanalizasyon sistemleriyle uyumlu olmasını sağlayabilmek amacıyla yaptığı çalışmalara da değinen Karadağlı, test metotlarının geliştirilmesine ilişkin Uluslararası Su Hizmetleri Birliği (International Water Services Flushability Group) Çalışma Grubuna teknik destek verdiğini kaydetti. Karadağlı, “Klozete atılabilecek ürünlerin pis su tesisatlarında hızlı şekilde parçalanmasını tespit eden deneysel yöntemler belirlendi. Bu gelişmeler atık su idarelerinin yanı sıra Çevre Bakanlıklarının ilgili birimlerine, standardizasyon ve patent kurumlarına, ve ürünleri geliştiren firmalara yeni ufuklar açıyor” şeklinde konuştu.

konuyla ilgili Sakarya’da pandemi sonrasında SAÜ ve TÜBİTAK’ın desteği ile bir konferans gerçekleştirileceğini de sözlerine ekledi.

Editör: TE Bilişim