Arifiye'nin Yukarı Kirazca Mahallesi’nde yaşayan ve 20 yıldır kivi yetiştiren Zekai Demirhan, yaklaşık 8 yıl önce Ukrayna, Almanya ve İsviçre’den getirdiği fidanlarla mini kivi adı verilen ve bilinen kiviye göre tüysüz ve daha ufak olan kivi türünü yetiştirmeye başladı. Demirhan, 2 bin metrekare alanda yetiştirdiği 'Purpurna Sadowa' türü mini kiviyi özel siparişle satmaya başladı. Kilosu 25 ila 50 lira arasında değişen çeşitli kiviler üreten Zekai Demirhan, gelecek yıl bahçesini 2 katına çıkartmayı hedefliyor. Bu yıl 850 kilo kivi elde eden Demirhan, internet sitesinden ve İstanbul’daki manavlara göndererek ürünlerini satıyor. Demirhan, gelecek hasat dönemi için şimdiden bir marketten sipariş aldı. 

Mini kivinin kabuğuyla yenebilmesi ve zirai olarak ilaçlanma ihtiyacının olmaması nedeniyle tercih edildiğini belirten Zekai Demirhan, ''Yaklaşık 20 yıldan beri kivi yetiştiriyorum. 8 sene önce Actinidia Arguta üst türünden olan tüysüz kivilerle tanıştık ve bu türü yetiştirmeye karar verdik. Bunun için yurt dışından getirdiğimiz anaç fidanları bahçemize ektik ve fidelerimizi çoğalttık. 13 çeşit olan kivinin bahçemizde şu ana kadar 8 çeşidini gördük. Bu çeşitlerin arasından insanlarımızın damak tadına hitap eden ve en çok ön plana çıkan Purpurna Sadowa’yı şu anda 2 bin metrekarelik bir alanda yetiştiriyoruz. Fakat 4 bin metrekareye çıkarmayı hedefliyoruz. Çünkü meyveye olağanüstü bir talep var. Mini kivinin diğer kivilerden farkı ise yaklaşık 4’te 1 küçük olması, tüysüz olması, kabuğuyla yenilebilmesi ve en önemlisi zirai mücadelesinin olmaması'' dedi.

‘SOĞUKTA DONMAMASI BÜYÜK AVANTAJ’

Mini kivinin karasal iklimde rahatlıkla yetiştirilebilir olmasının Türk üreticiler için avantaj olduğunu söyleyen Demirhan, ''Anaç fidanlarımızı Ukrayna, Almanya ve İsviçre’den getirdik. Ticari anlamda yetiştirdiğimiz Purpurna Sadowa türündeki ürünleri Almanya’da yetkili kurum ve kişilere yolladık. Buradaki ürünün daha lezzetli, daha iri, kalibresinin daha iyi ve renginin daha kırmızı olduğunu beyan ettiler. Bu ürünün ülkemizde nemli ve karasal iklim bölgelerinde yetişebileceğini düşünüyoruz. Mini kivinin çarşıdan ve pazardan tanıdığımız kividen en büyük farkı -25 ile -32 dereceye kadar dayanıklı olmasıdır. Konya’nın Çeltik ilçesinde 950 rakımda arkadaşların yetiştirdiğini biliyoruz. Soğukta donmaması, soğuklara dayanıklı olması karasal iklim için büyük bir avantaj'' diye konuştu. 

‘MEYVELERİN KRALİÇESİ DENİR’

Demirhan, orta vadede ürünün pazar tezgahlarında görüleceğini düşünmediğini ifade ederek, ''Üreticinin eksik olması nedeniyle önümüzdeki 15 sene içerisinde pazar tezgahlarında göreceğimizi düşünmüyorum. Daha çok büyük marketlerin meyve reyonlarında göreceğiz. Önümüzdeki senenin ürünleri için zaten şimdiden sipariş aldık. Bu meyveye Almanya’da yetiştiriciler tarafından ‘meyvelerin kraliçesi’ denir'' ifadelerini kullandı.  

Editör: TE Bilişim