Hacıeyüpoğlu yaptığı yazılı açıklamada yeni Toplu iş Sözleşme (TİS) dönemine krizler eşliğinde girdiklerini ifade ederek her biri yaşamsal öneme sahip, özgün ortak taleplerimiz etrafında tüm kadınları birlikte mücadeleye çağırdıklarını ifade etti.

‘KADIN İŞSİZLİĞİ ARTTI’

AKP’nin 19 yıllık iktidarı boyunca, saray şatafatı ve bir avuç sermaye sınıfının aşırı zenginleşmesi uğruna doğaya, kadına ve emeğe saldırıların sonu gelmediğini vurgulayan Hacıeyüpoğlu, “Pandemi ve ekonomik krizle birlikte kadınların işgücü piyasasından çekilme hızının, kadın işsizliği ve yoksulluğunun hiç olmadığı kadar arttığı bu dönemde, kadına yönelik şiddet de aynı oranda artıyor. Zira, ataerkiye, cinsiyetçi politikalara ve cezasızlığa ek olarak, işsizlik ve yoksulluk kadınları şiddet karşısında çok daha çaresiz bırakıyor. Kadını, çocuğu, LGBTİ+ları erkek şiddetinden koruyan en önemli kazanımlarımızdan birisi olan İstanbul Sözleşmesinden bir gece yarısı kararnamesi ile çıkılması bunun en veciz örneği oldu

‘YOKSULLUĞA SÜRÜKLEDİ’

Bugüne dek 5 kez kurulan grevsiz, yetkisiz bir masaya sıkıştırılarak imzalanan toplu iş sözleşmelerinde, kamu emekçilerinin her seferinde daha da katmerlenmiş bir yoksulluğa mahkûm edildiğini, haklarının eridiğini, kadın temsiliyetinin ısrarla reddedildiğini ve kadın taleplerinin görmezden gelindiğini gördük. Bu tabloda büyük vebali bulunan, İstanbul Sözleşmesinin iptalini de büyük coşkuyla karşılayarak siyasal iktidarın yanında saf tutan Memur-Sen, bu yıl bir kez daha masaya oturacak.  Bugüne dek kamu emekçileri lehine tek bir kazanıma imza atmayan ve hatta maaş zammı dahi alamadığımız bir toplu sözleşme imzalayan konfederasyon olarak tarihe geçen Memur-Sen’den emekçilerin hiçbir beklentisi olmadığını çok iyi biliyoruz. Hele hele biz kadınların, İstanbul Sözleşmesinin iptalini destekleyen Memur-Sen’den, gölge etmemesinden başka hiçbir beklentisi olamaz.

TALEPLERİ SIRALADI

Ayrıca TİS masasını en hafif ifadeyle “uzlaşma” masası haline getirenlerin imzaladığı sözleşmenin nezdimizde bir hükmü de bulunmuyor Bu temelde KESK’li kadınlar olarak; 2022-2023 yılları için imzalanacak TİS sözleşmesinde yer almasını istediğimiz taleplerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz ve takipçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz” dedi. Hacıeyüpoğlu, açıklamasının devamında kamu emekçisi kadınların beklentilerini de şöyle sıraladı:

1.     Grevli, gerçek bir toplu sözleşme yasası yapılmalı, kadınların görüşmelerde temsiliyeti sağlanmalıdır. TİS görüşmelerinde kadın talepleri ayrı bir başlıkta ve gündemle ele alınmalı, mutabakat metninde de aynı şekilde tek başlık altında toplanmalıdır.

2.     ILO standartları ve kamu emekçisi kadınların fiziksel ve sosyal koşulları dikkate alınarak, çalışan hamile kadına doğum öncesi 8 hafta, doğum sonrası 24 hafta olmak üzere en az 32 hafta ücretli doğum izni verilmelidir. Doğum sonrası ücretli-ücretsiz izin ile süt izni kullananlar sosyal ve özlük hak kaybı yaşamamalıdır.

3.     ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi imzalanmalıdır. Kadınlara ve LGBTİ+lara uygulanan ayrımcılık, fiziksel cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet ve taciz, sözlü sataşma, ısrarlı takip ve dijital taciz son bulmalı,  toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir çalışma yaşamı ve ortamı sağlanmalıdır.

4.     Boşanan, boşanma aşamasında olan, fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet ve taciz, ısrarlı takibe uğrayan kadın emekçilerin tayin ve yer değişikliği talepleri herhangi bir belge ibrazı istenmeksizin kabul edilmelidir.

5.     Çalışma yaşamında şiddet ve taciz aynı zamanda çalışanların sağlığı sorunu olarak görülmeli ve İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kurulu’nun çalışmalarının bir parçası haline getirilmelidir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddet ve tacizin önlenmesine yönelik eğitimler ve farkındalık çalışmaları kadınların ve LGBTİ+ bireylerin ihtiyaç duyabileceği sağlık ve/veya psikolojik destek kurul çalışmalarının parçası haline getirilmelidir.

6.     8 Mart’ta tüm kamu çalışanı kadınların ücretli izinli sayılması için yasal düzenleme yapılmalıdır.

7.     Kamu kreşleri yeniden açılmalıdır. Kadın erkek fark etmeksizin en az 50 çalışanın olduğu işyerlerinde, ücretsiz, nitelikli, anadilinde ve gerektiğinde 7/24 hizmet verecek, istihdam biçimine bakılmaksızın tüm çalışanların yararlanacağı kreşler açılmalıdır.

8.     İstanbul Sözleşmesi’nin feshi iptal edilmeli, sözleşmenin etkin bir biçimde uygulanması sağlanmalıdır.

9.     Kadınların çifte mesaisi göz önünde tutularak erken emeklilik ve yıpranma payı sosyal güvenlik sistemine dâhil edilmelidir.

10.  Nüfusu 50 bini geçen belediyelerde şiddete ve istismara uğrayan kadın ve çocuklar için sığınma evleri açılmalı, sığınma evlerinin uluslararası standartlara uygun hizmet verecek hale getirilmesi sağlanmalıdır. Bu hizmetlerden trans kadınların da yararlanması sağlanmalıdır.

11.  Kamuda toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ortadan kaldırmak ve kadınların yönetim düzeylerinde yer almalarını sağlamak için cinsiyet eşitliği sağlayan mekanizmalar uygulanmalıdır.

12.  Eğitim alanında müfredat toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınarak düzenlenmeli, cinsiyet, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim ayrımcılığının ortadan kalkması için okul öncesinden itibaren tüm kademelerde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi zorunlu ders olarak okutulmalıdır.

13.  HPV aşısı (rahim ağzı kanser aşısı) ücretsiz olmalıdır ve özellikle risk grubundaki kadın emekçiler başta olmak üzere 26 yaşından büyük olsalar dahi tüm kadınlar açısından aşıya ulaşımın önündeki engeller kaldırılmalıdır.

14.  Talepleri halinde kadınlara regl dönemlerinde ayda 2 gün ücretli izin hakkı tanınmalıdır.

Editör: TE Bilişim