Hendek'te 3 Temmuz'da havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamada 7 kişi hayatını kaybetti, 114 kişi de yaralandı. 6 gün sonra Adapazarı ilçesi Taşkısığı Mahallesi’ndeki bir taş ocağına imha edilmek üzere götürülen havai fişeklerin patlaması sonucunda da 3 jandarma şehit oldu. İlk patlama sonrasında Hendek Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında Fabrika Sorumlu Müdürü A.A., Fabrika Müdürü ve Genel Ustabaşı H.A.V., Genel ustabaşı E.Ö. ile İş Güvenliği Uzmanı A.B. ile fabrika sahibi Yaşar Coşkun tutuklandı.

‘7 VE 8 DEĞİL, 3 PATLAMA YAŞANDI’
Fabrikanın avukatı Mehmet Mangıroğlu yaptığı açıklamada, “Ailenin büyüğü olan Hüseyin Coşkun, Erenler ilçesinde üretim yaparken 3 oğlu da ileri tarihte Geyve’de fabrika kurdu ve burada da bazı patlamalar oldu. Daha sonra teknolojinin gelişmesi ve sahanın dar olması nedeniyle Erenler’de bulunan bu fabrika Hendek ilçesinde bulunduğu alana taşındı. Topluma yanlış intikal eden konu, diğer fabrikalardaki patlamaların da buraya mal edildiğini biliyoruz, ancak işin aslı öyle 7 ile 8 kere değil, burada toplamda 3 patlama yaşandı” dedi.


‘ÇİNLİLERLE DEVAMLI TEMASTA BULUNULDU’
Yaşanan üzücü olayın nedeninin araştırıldığını ancak insan hatası üzerinde durulduğunu belirten Mangıroğlu, “Bu sektörde en yaygın bilinen isim olan Çinlilerle devamlı temaslarda bulunuldu. Hatta bu olayın yaşandığı ‘Çin Mahallesi’ olarak tabir edilen yerde bir Çinli uzmanın çalıştığını, bir bayram tatili için kendi ülkesine gittiğini ancak koronavirüs salgını nedeniyle geri gelemediğini biliyoruz. Yaşar Coşkun, sık sık Çin’e giderek temaslarda bulundu ve son sistem makineleri getirdi. Bu makineler her zaman insanla çalıştırıldı ve en ufak bir hata da bile maalesef böyle acı sonuçlara yol açtı. Kötü emsal alınmaz ama bu patlayıcı maddelerin imhası için taşındığı sırada Taşkısığı Mahallesi’nde meydana gelen üzücü hadise de bir bakıma bunun teyididir. Orada da uzman kişiler çalışıyordu ama orada bile insanoğlunun hatasının olabileceği ortaya çıkmıştır” diye konuştu.

SAHİBİ VE OĞLU FABRİKADAYDI
Patlama sırasında fabrika sahibi Yaşar Coşkun ve oğlu Hüseyin Can Coşkun’un da fabrikada olduğu ve oğlunun yaralandığını söyleyen Mangıroğlu, şöyle konuştu:

“Şu andaki bu patlamayla ilgili olarak Sakarya Üniversitesi’nce oluşturulan bir heyete Hendek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tespit yaptırıldı. Bizler de onun sonucunu bekliyoruz. Bunun neden olduğu, neden patlama yaşandığı o raporla görülecek. Bu rapordan sonra da kusuru olanlara yönelik Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi'nde kamu davası açılacak ama bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum, hiçbir insan kendi canının da olduğu yerde böyle bir olayın olmasını istemez. Olay anında Yaşar Coşkun’un kendisi de, 19 yaşındaki oğlu da oradaydı. Nitekim olayda oğlu da yaralandı. Bu olayda ölenlere rahmet diliyoruz. Yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Coşkun ailesi de biz de Sakaryalı olarak hepimiz bu olaydan dolayı son derece üzgünüz. Bunun sonrasındaki taşıma işlemi sırasında olan olayda vefat eden 3 şehidimiz de acımızı bir kez daha katlamıştır. Şehitlerimize rahmet, aileleri ve Türk milletine başsağlığı diliyoruz."

'İDDİALARIN HAYATIN GERÇEĞİYLE ALAKASI YOK'
Patlama sonrası gözaltına alınarak tutuklanan fabrika iş sağlığı ve güvenliği uzmanı A.B.’nin suçlamalarıyla ilgili olarak konuşan Mangıroğlu, “Yönetici konumundakilere bir suçlama var, bunu görüyoruz. Ancak burada sadece çalışanlar, sorumlular, mühendisler, uzmanlar değil kendileri de var. Candan aziz bir şey yok, mukayese ederseniz kendi canları da var. Çıkıp, ‘Benim bundan haberim yoktu. Şunu yaptım, bunu yaptım’ iddialarının hayatın gerçeğiyle alakası yok. Bu mantık hayatın gerçeğine aykırı, kimse kimseyi zorla çalıştırmadı. 2 yıla yakın bir süredir orada çalışan bir insanın, ‘Ben onun yerini bilmiyordum’ demesi açıkça özrü kabahatinden büyük anlamına gelir. Hem iş sağlığı ve güvenliği uzmanı olup hem de böyle bir düşünce tarzına sahip olmak hayatın olağan akışına aykırıdır” dedi.

Editör: TE Bilişim