Eğitim Sen Sakarya Şube Başkanı Yücel Kaçar, ‘Milli Eğitimin Görünmez Kahramanları’ olarak nitelendirdiği Yardımcı Hizmetler Sınıfı ve Genel İdari Hizmetler sınıfı” personelinin, normal zamanda yaşadığı sorunların salgın döneminde daha da ağırlaştığını belirterek, çalışanların geleceğe dair umutlarının kalmadığını söyledi.

Yücel Kaçar, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, öğretmenlerin aşılanmasının gündemde olduğunu, ancak genel idari ve yardımcı hizmetlerde çalışan personelden hiç söz edilmediğini belirterek, “Oysa onlar aşılanmaz ise tüm öğretmenlerin aşılanmış olması dahi çözüm olmayacaktır” dedi.

Adapazarı, Serdivan, Erenler, Sapanca, Akyazı, Pamukova, Geyve ve Karasu İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde çalışan yaklaşık 300 eğitim emekçisi ile yüz yüze görüşerek, salgın döneminde kesintisiz olarak çalışan eğitim emekçilerinin talep ve sorunlarını dinlediklerini ifade eden Yücel Kaçar, şunları kaydetti:

MİLLİ EĞİTİMİN ÜVEY EVLATLARI

“Onlar normal zamanda da Milli Eğitimin “üvey evladı” idi ama salgın sırasında deyim yerinde ise tamamen unutuldular! Aylardır okullar açılacak mı, açılmayacak mı? Dersler yüz yüze mi yoksa uzaktan mı olmalı diye tartışılırken. Öğretmenlerin ve öğrencilerin her iki durumda da nelerle karşılaşacağı enine boyuna irdelenirken; Onlar salgının başından beri hiç ara vermeden çalıştılar. Bugün yine öğretmenlerin aşılanması ile ilgi gündem kamuoyunda konuşulurken onların aşılanması ile ilgili tek söz bile edilmiyor, oysa onlar aşılanmaz ise tüm öğretmenlerin aşılanmış olması dahi çözüm olmayacaktır.

Onlar; temizlik, yazışmalar, maaş, özlük, tayin, terfi, inşaat, tesis, bakım-onarım, ulaşım, ihale, planlama, veri işleme başta olmak üzere öğretmen ile öğrencinin buluşmasından önce bu buluşmayı hazırlamak üzere gereken tüm lojistik ve destek hizmetlerini yerine getiren, milli eğitimin görünmeyen kahramanları.

Biz Eğitim Sen Sakarya Şubesi olarak; Milli Eğitim Bakanlığına bağlı “Yardımcı Hizmetler Sınıfı ve Genel İdari Hizmetler sınıfı” personeli olarak çalışan hizmetli, memur, vhki, şef, teknisyen gibi eğitim emekçileri ile iş yerlerinde görüşerek onların sorunlarını ve taleplerini belirledik.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü başta olmak üzere, Adapazarı, Serdivan, Erenler, Sapanca, Akyazı, Pamukova, Geyve ve Karasu İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde çalışan yaklaşık 300 eğitim emekçisi ile yüz yüze görüşerek, salgın döneminde kesintisiz olarak çalışan eğitim emekçilerinin talep ve sorunlarını topladık.

AYRIMCILIK- MOBBİNG-ANGARYA

Bu çalışmanın sonuçları, konunun uzmanları tarafından yapılacak çalışma sonrası rapor haline getirilerek hem kamuoyu ile paylaşılacak hem de yerel ve merkezi düzeyde yetkililere iletilecektir. Bununla birlikte, bir çalışmaya gerek olmadan hemen çıplak gözle görünen 7 başlıkta topladığımız gözlemlerimizi paylaşmak istiyoruz.

  • İnsan Yerine Konmak, Muhatap Alınmak: Çalışanların neredeyse tamamı kendilerine değer verilmediğini, sözlerine ve fikirlerine itibar edilmediğini, muhatap alınmadıklarını, hafife alındıklarını, küçümsendiklerini ya da önemsenmediklerini dile getiriyorlar.
  • Ayrımcılık- Adam Kayırma: Çalışanların büyük bölümü ayrımcılığa uğradığını düşünüyor. İş bölümü yapılırken, zor ve riskli işlerin paylaşımında, sınav görevi gibi ekstra gelir getiren görevlendirmelerde vb. kimi çalışanların “enformel yakınlıklarına” göre kayırıldığını ve kendisinin ayrımcılığa uğradığını düşünüyor. Çalışanlar ayrımcılığı; bir partiye yakınlık, bir sendikaya yakınlık ya da bu yapılardaki bazı kişilere yakınlık olarak tanımlıyorlar.
  • Mobbing – Baskı: Çalışanların büyük bölümü “mobbing ve psikolojik baskı” kavramlarının ne anlama geldiğini ya da yaşadıklarının mobbing ve psikolojik baskı olduğunu bilmiyorlar. Sözlü veya psikolojik baskıya maruz kalıyorlar, ama farkında değiller. Sohbet ederken maruz kaldıkları baskılara ilişkin anekdotlar anlatıyorlar ancak buna yönelik soruları ‘’yaşamadık’’ olarak yanıtlıyorlar.
  • Görevi Olmayan İşlerde Çalışma: Başta yetiştirme yurtlarından yetişen (koruma altındaki çocuk) kontenjanından atanan emekçiler olmak üzere özellikle yeni atanan memurlara kendileri itiraf etmeseler de, görev tanımlarında olmayan işler verildiği yapılan çalışmada rahatlıkla gözlenebiliyor.

GELECEĞE DAİR UMUTLARI YOK

  • Aynı İşe Farklı Ücret: Pek çok çalışan aynı iş yerinde aynı işi yaptıkları halde farklı statülerde (kadrolu, 4B sözleşmeli, taşeron vb.) çalıştıkları için birbirinden faklı ücret alıyorlar ve birbirinden farklı özlük haklarına sahipler bu da iş yerinde adı konmamış bir kast sistemi ve hiyerarşi üretiyor. İnsani ilişkileri zedeliyor, çalışma ortamını olumsuz yönde etkiliyor.
  • Bir Türlü Çözülmeyen Özlük Sorunları/Talepleri: Yıllarca 4-C’den 4-B statüsüne geçme mücadelesi veren emekçilerin içi boşaltıldıktan sonra 4-B’ye geçirilmeleri. 1.Dereceden emekli olunsa da 3. Dereceden emekli maaşı alınması. 3000 ek gösterge. Şeflerin ek dersleri yerine getirilen özel hizmet tazminatının düşük olması. Sene başı eğitime hazırlık ödeneğinden yararlanılma talebi. Görevde yükselme sınavı ve buna bağlı atamalarda ki eşitsizlikler, çalışanların çocuklarına yönelik kreş vb. pek çok sorunun/ talebin yıllardır görmezden gelinmesinden duyulan rahatsızlığı bütün çalışanlar dile getiriyorlar.
  • Umutsuzluk: Çalışmanın son bölümünde yer alan; bu sorunların çözümüne ilişkin sorulan sorulara verilen cevaplardan çalışanların içinde bulunduğu derin umutsuzluk hissi tüm çıplaklığıyla görülüyor. Neredeyse bütün çalışanlar bu sorulara; “bu sorunlar çözülmez, çözülse de ben görmem ya da böyle gelmiş böyle gider” vb. cevaplar vererek içinde bulundukları umutsuzluğu dile getirmişlerdir.

Biz Eğitim Sen Sakarya Şubesi olarak bu çalışmanın nihai sonuçlarını rapor haline getirdikten sonra, hem bakanlık düzeyinde hem de İlimizdeki yetkililere bu talepleri bildireceğimizi ve çözüm için girişimlerde bulunacağımızı tekrar ederken, Tüm eğitim emekçilerini birlikte mücadele etmek üzere Eğitim Sen’de buluşmaya davet ediyoruz.

Editör: TE Bilişim