Güç yönetimi şirketi Eaton, ‘Enerji Üreten Binalar’ sistemini sektöre sundu. Yenilenebilir enerji üretiminden maksimum faydayı sağlayan, enerji merkezinden dönüştürebilen, donanım, yazılım ve hizmet paketi ile; enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve yeni gelirler oluşturmasına yardımcı olmak amaçlanıyor. Bina sahipleri için bina enerji sistemini şebeke olarak yöneterek, tesislerin mevcut elektrik altyapısının daha iyi yönetebildiği ve gelecekteki enerji ihtiyaçlarının planlanabileceği proje, mevcut altyapıya montajlanan özel bir yöntem ile hayat buluyor. Binaların enerji performansının izlenilmesi ve optimize edilmesine olanak sağlayan proje; elektrikli araç, enerji yönetimi ve güç dağıtım sistemi olarak 3’e ayrılıyor.

Enerji varlıklarının emniyetli bir şekilde kontrol edilmesine olanak tanıyan yazılım, elektrik faturalarını en aza indirmeyi hedeflerken, aynı zamanda yenilenebilir enerji tüketimini en üst düzeye çıkartıyor. Yazılımın birleşimi birçok avantaj da sunuyor. Kullanıcıların talebinin az olduğu anlardaki enerjiyi ve fotovaltaik üretimi gibi kaynaklardan üreterek elde edilebilecek yenilenebilir enerjiyi depolayabilecek. Depolanan düşük maliyetli güç ise farklı zaman aralıklarında kullanılabilecek. Paradan tasarruf ve çevreye fayda sağlayan proje, güç gereksiniminin arttığı saatlerde lokal fotovaltaik sistemlerin devreye sokulmasını sağlayarak, talep yoğun olduğunda mevcut karbon fosil yakıt gücüne geçişi önlemek için şebekedeki yükü azaltıyor.

Türkiye’de kapsamlı ve entegre enerji dönüşümü başlıyor

Bina sahiplerinin, enerji varlıklarının finansal veya iş odaklı ihtiyaç ve hedefler ile sürdürülebilirlik hedeflerine göre güvenli bir şekilde kontrol etmelerine yardımcı olan sistemle alakalı konuşan Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü Yılmaz Özcan, “Green Motion’ın satın alınmasıyla, piyasada başka hiçbir şirket bina sahiplerine yönelik kapsamlı ve entegre bir enerji dönüşüm teklifi sunamamaktadır. Enerji Üreten Binalar yaklaşımı ile binalarımız, bina sahiplerinin yenilenebilir enerjiyi entegre etmelerine, ulaşım ve ısının elektrifikasyonu ile ilgili zorlukları ele almalarına yardımcı oluyor. Ek olarak, bina sahiplerinin yüksek yenilenebilir enerji sistemine geçişini kolaylaştırmada ve optimize etmede önemli bir rol oynamasını sağlıyor. Ulaşım ve ısıtmanın elektrifikasyonu, daha fazla yük eklendikçe dağıtım ağlarına sürekli artan talepler getirecektir. BloombergNEF modellemesi, üretilen ve depolanan elektrik enerjisi, yerel şebeke hatlarını desteklemek için de kullanılabildiğinde, kütle elektrifikasyonu ile başa çıkmak için şebeke artışlarının maliyetinin azaltılabileceğini göstermektedir” ifadelerine yer verdi.

Kaynak: iha