Böyle söylemiş Mevlana ‘’sen düşünceden ibaretsin, gül düşünür gülistan olursun diken düşünür dikenlik olursun’’ hafızamda sakladığım   bu sözleri yazı konum yapmak istedim bugün. Çünkü, çokça düşünürüm ben  bu konu üzerine, birde yazıya dökelim bakalım ne çıkacak…

Aslında cümle derin, kısa kısa yazıp geçiştirilemeyecek kadar derin…

Hemen hepimize olur ya bazen, öyle nedensiz depresif bir ruh haline bürünür, sebepsiz arabesk arabesk gezeriz ortalıkta. Sonra yine birdenbire bir şey olur, sanki her yer, her şey güllük gülistanlıkmışçasına neşe saçar oluruz etrafımıza.

Çok zaman sıkıntılarımızı, stres ve bunalımlarımızı yaşadığımız döneme ve getirilerine yükleriz biz oysa Mevlana 13.yüzyılda kurmuş bu cümleleri demek her dönemin düşünce kaynaklı buhranı ve bir o kadarda motive eden araçları vardı.

Farkın damısınız bilmiyorum ama son zamanlarda çevremizde bizi  gül’e ve hayatımızı da gülistana döndürme  çabasında  olan  bu konuda uzmanlık iddia eden buradan haraketle para kazanan insanlar var ve aynı zamanda bu insanların sayısında ve gördüğü talepte de ciddi de bir  artış var…

Ruhsal denge ve farkındalık rehberleri, bilinçaltı terapistleri, yaşam koçları, yaşam tasarımcıları, şifacılar, aile dizimcileri  v.s v.s. beraberinde deneyimlerini ve önerilerini  paylaşan bir çok yazar ve onların blogları yada kitapları var…

Zaman zaman kafamızı karıştıran ritüller ,matralar ve olumlamalar hemen hemen her yerde karşımıza çıkıyor. Hepsinde yöntem farklı  amaç aynı. Sizi bizi güle, etrafımızı ise gülistana çevirmek.

 Benim de kafam karışıyor bazen ve Charles Bukowski’ nin şu sözünü düşünüyorum ‘’ah insanlar her şeyi bulup ta kendini bulamayanlar’’ diyordu bir yerde Bukowski. Bukowskinin bu cümlesinin içinde ki gerçekliği keşfedenlerle hayatımızı gülistana çevirmeye çalışan insanların çoğalışı ilintili olabilir mi diye düşünüyorum zaman zaman…

Sonra bir beyin fırtınası yapıyorum, bu kadar zor olmamalı insan bazen bir kitapta , o kitabın içinde kurulmuş bir cümle de, bazen bir filmde bazen bir  yaşanmışlıkta  bazen de bir başkasının deneyiminde  bile bulabilir kendini. Birdenbire sadece kendine dönüp kendini dinleyerek.  En azından benim için böyle.

 Kendini yada mutluluğu bulmak isteyenler, kendini güle ve hayatını gülistana döndürmenin yolunu arayanlar yukarıda sözünü ettiğim birimlerden faydalanabilir, seans seans mutlu olabilir, çok para harcayıp istismarda edilebilir, matraları deneyebilir, reiki ye zaman ayırabilir yada oturup Mevlana’nın sözü üzerinde derin derin düşenebilir de…

 Bilmem belki biraz tasavvufa yönelip, Şems’in ‘’senin gönlün değişirse dünyan değişir’’ sözünden haraketle yeni bir  yola da çıkabilir.

Ne dersiniz belki de çok zor değildir, dışarıda ve başkalarında aranacak bir şey değildir huzur ve mutluluk. Mutlak güç dışarıda değil içimizdedir bel ki de. Güvendiğimiz kaynaklardan istifade ederek  doğru zamanda,  doğru biçimde doğru yere yol almak , bize gülistan kapılarını ardına kadar açacaktır… Netice de Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok diyorum ben.

Kaybolmadıysanız eğer,  içinizden gelen ışıkla yürürsünüz ve sizin doğrunuz sizin yolunuz olur diye düşünüyorum. Ve benimde takipçisi olup önerilerini akıl süzgecimden geçirerek hayatıma aldığım, felsefe eğitmeni, sosyolog aynı zamanda yazar olan Bircan Yıldırım’ın şu cümleleri ile yazımı sonlandırıyorum.

Hemen ikna olma, kimsenin kölesi de olma, sorgula! Lütfen senden üstün olduğunu düşündüğün veya olmak istediğin yerde olanların her dediğine inanma, senden istenenleri hemen onaylama aklını kullan. Sorgula ve kolay lokma olma!(Bircan yıldırım)