*Fındıkta üreticinin çaresizliği sürüyor. Pek çok masrafın artmış olması ve hâlâ devletin mahsullerini alma konusunda kendilerine güven vermeyip yabancı bir şirketi bu alanda tekel haline getirmesi de ayrıca tedirginlik yaratıyor. Bu nedenle, önceki ay yazdığım yazımı, belirsizliklerin ve olumsuzlukların hâlâ sürüyor olması dolayısıyla bir kez daha yayımlama ihtiyacı hissettim.*

Son dönemlerde fındık fiyatları büyük tartışma konusu olarak karşımıza çıkmaktadır. Üretici fındık fiyatlarından para kazanamadığını hatta bazı zamanlarda zarar ettiğini vurgulamaktadır. Her fındık sezonunda yeni bir strateji ortaya koyuluyor. Fakat fındık rekolte bakımından yüksek de olsa düşükte olsa üreticiyi memnun edecek bir gelir sağlamıyor. Aslında fındığın serbest piyasada oluşması normal karşılanabilir fakat devletin üreticiyi koruyup gerektiğinde müdahale etmesi gerekir.

Normal olmayan durum fındık üreticilerinin çok ve güçsüz, alıcıların ise az ve güçlü olmasıdır. Bu durumda alıcı istediği fiyatı kabul ettiriyor, üretici ise kendisine teklif edilen fiyatın mahkumu oluyor. Karadenizli fındık üreticisi güçsüz olduğu için teşkilatlanamıyor bu durumda da yeterince sesini duyuramıyor. Alıcı olan ihracatçı ve tüccar ise hükümetlerle iyi diyaloglar kurup algıyı kendi istedikleri şekilde yönlendirebiliyor.

Fındık Türkiye açısından oldukça önemli bir üründür. Şimdi birazda neden fındığın ülkemiz açısından önemli olduğuna bakalım:

Türkiye, üretimde fındıkta dünya lideridir. Yabancı ülkeler yaptıkları bütün denemelere rağmen Türkiye’nin başarısını etkileyemediler.

Karadeniz Bölgesinde üretilen fındık dünyanın birçok ülkesine satılır yani üretim bakımından bölgesel ticaret bakımından evrensel bir üründür.

Türkiye’de üretilen fındığın %85’i ihraç edilir, kalan %15’i ülke içerisinde tüketilir. Yapılan ihracatla ülkemiz en önemli gelirlerinden birini sağlamaktadır.

Çikolata sanayisinin hammaddesi fındıktır.

Ülkemizde fındık yaklaşık 450 bin ailenin geçim kaynağıdır.

Ülkemiz için çok önemli olan fındık üreticiden ucuza alınıp ürünü tüketen kişilere de pahalıya satılmaktadır. Öyle ki marketleri gezdiğinizde bir avuç fındığın üreticinin bir çuval fındığına denk geldiğini görürsünüz. Aslında üreticinin mağdur edilmesi ile herkes mağdur oluyor, bölgenin geliri düşüyor.

Dünyada rakipsiz birinci konumda bulunduğumuz altın değerindeki fındık bilgisiz ve yanlış politikalar neticesinde değer kaybediyor. Yıllardır izlenen yanlış politikalar sonucunda İtalyan bir şirket fındık alımında aslan payına sahip olmuştur. Rekabet olmadığı için de istediği fiyatta alım yapıyor.

Bu şekilde yanlış politikalar devam ederse bu kadar değerli bir ürünü ileride dışarıdan satın alan durumuna düşebiliriz. Yazımı rahmetli Necmettin Erbakan hocanın "Bu fındık Yahudi malı olsa; eczanede gramla satılır" sözüyle bitirmek istiyorum.