Görünen köy kılavuz istemez derlerse de biz kılavuzsuz yapamayız.Tedbirli olmamızdan mı,yoksa kendimize güvenmemekten mi,tembellikte mi,cehaletten mi bilinmez.Araştırmak lazım.Siyasette,ticarette,sosyal hayatta,yaşamın her alnında kılavuz ararız.Bu konunun olmazsa olmazı da dindir.Tanrı Kutsal Kitabını son Peygamberimizle göndermiş,ilk emir olarak da oku demiş.Biz ısrarla okumayıp kılavuzla işi halletmeye çalışıyoruz.Seçilen kılavuzlar da karga olunca burnumuz pislikten kurtulamıyor.Akyazı da gün ışığına çıkan olay bunun en son örneği.Ses kayıtlarını dinledim,iğrençBu konuda olayın müsebbibi görünen tarikat lideri konumundaki şahıs kadar,anne babanın da ve bu tarikat üyelerinin de sorgulanması lazım.Tabiatıyla bu düzene göz yuman kamu görevlilerinin de.Fazla uzatmayacağım.Çok bilinen bir hoca var.Zaman zaman yaptığı televizyon programlarında yumuşak üslubu,zekice cevapları ile bazen de komik tavırları ile gündeme oturmayı biliyor.Bağlı bulunduğu tarikat liderleri,onun bu tavrını onaylamasalar da,tarikatlara yumuşak geçişe sebep olduğu için hoş görü ile karşılıyorlar.Bir televizyon programın da sakal kesmenin günah olduğunu,yalnız düzeltme yapılabileceğini söyledi .Gerekçesi de Allahın yarattığı şekle müdahale etmek olurmuş.O günden beri her sabah en erken saatte kalkıp,sakal tıraşı oluyorum.Hoca aklımızla alay ediyor.Saç sakal üzerinden gidersek, Allah bizi çıplak yaratmış,giyinmeden mi gezeceğiz?Dedik ya kılavuzu karga olanların saçı sakalı birbirine karışır.

Kılavuza ihtiyacımız olmayan bir konu daha var.İçinde bulunduğumuz ekonomik durum.Açlık sınırı dört kişilik bir aile için 2900 ytl ulaştı.Yoksulluk sınırı ise 10000 ytl oldu.Döviz son altı ayda en az yüzde 20 oranında yükseldi.Gerçek enflasyon artışı yüzde yirmileri geçti.İşsizlik yüzde yirmi beşi buldu.Borçlanarak yaşıyoruz.Evlerimizin,arabalarımızın gerçek sahibi bankalar.İcra dosya sayısı resmi rakamlarla 23 milyon.Asgari ücret 2324 ytl.İşten çıkarılmayanlara ödenen işsizlik ödeneği 1168 tl.Gelin bir simit hesabı yapalım.Zamanında Sayın Devlet Başkanımızın yaptığı gibi.Bir simit 2 lira,bir bardak çay 2 lira etimi dört lira.Beş kişilik bir aile bir öğünde 20 liralık harcama yapıyor.bir günde 60 lira.bir ayda 1800 lira.Yalnızca bir çay ve simitle karnını doyursa bu kadar.Evin kirasını,yakıtını,elektriğini,çocukların giyimini,okul masraflarını kim ödeyecek?Sayın Erdoğan böyle zalimlik olur mu demişti o zamanlar.Biz ne diyelim?Yetkililer ekonomimiz iyi gidiyor diyorlar.Kimin ekonomisi iyi gidiyor acaba?Normal Türk vatandaşlarının olmadığı kesin.Besleme basın mensuplarını karşınıza alıp, pembe tablolar çizerek, televizyon programları yapmakla ancak aptal veya cahilleri kandırabilirsiniz.Demokratik ülkeler de her seçim öncesi, rakipler, halkın önünde ülkelerinin meselelerini tartışırlar.Biz de böyle uygulama var mı?Gerçeklerden kaçarak siyaset bir yere kadar yapılır.Er meydanına çıkmadan,gölge boksu yaparak galip gelemezsiniz, DELİKANLI olamazsınız.Tarih bunları mutlaka yazacak.

Gelelim salgın olayına.Hızla yayılıyor.Ekonomide ki rakamlara inanılmadığı gibi,salgında ki rakamlara da kimse inanmıyor artık.Konya Belediye Başkanı bile isyan etti.Önümüzde ki Ekim,Kasım ayları daha zor geçecek.Bilim adamlarını dikkate almadan yapılan uygulamalar,başlarda ki başarılı gibi görünen her şeyi altüst etti.Mitingler,işinize gelen kutlamalar,camii açılışları,bayramlar,düğünler,asker uğurlamaları,AVM açılışları salgının, yeteri kadar önlenmeden tekrarına sebep oldu.Bunun sağlığımıza ve ekonomimize faturası daha ağır olacak.Sağlık personelinin uğradığı haksızlıkları gidermek iki dudağınızın arasında.Yarın çok daha fazla çalışmasına,fedakarlığına ihtiyacımız olacak bu kesimin feryadını bir an önce dikkate almanız lazım.Bu güne kadar ne yaptıysanız yaptınız.Bu günden sonra adil ve dürüst olun.Toplumsal destek almak için önemli şart bu.Yoksa GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTEMEZ.GİDİYORUZ, GİDİYORSUNUZ, GİDİYORLAR. Bizden söylemesi.

Sağlıklı günler dileğiyle…