Yerel seçimlerin üzerinden iki ay geçti.

Sakarya’da, Adapazarı’nda diğer ilçelerimizde herşey bildiğimiz gibi aynen devam ediyor.

Yani aynı tas aynı hamam.

Şehre giriş çıkışlarda halen Adapazarı tabelalarını göremedik.

T.C. İbaresi olmayan belediyelerimiz var.

Suda indirim müjdesi alamadık.

Ulaşım ücretlerinde de sevindirici bir haber yok.

Daha fazla oy almak için başlatılan tren sefer sayısı düşürüldü.

Trafik mi ?

Yabancı birine Yenicamiden Çark Caddesini tarif edemeyecek kadar karmaşık.

Bulvarda iki adımda bir trafik lambaları.

Dahihane bir proje ile yapılan kent meydanı.

Şehir merkezinde başıboş sokak hayvanları sürüsü.

Birçok belediyemiz borç batağında.

Borçlarını açıklayacak cesarette bir belediye başkanımız yok.

İşe gelmeden aylık alan bankamatik memurlardan ne haber ?

Şeffaflıktan niçin korkarlar ?

Anlaşılabilir gibi değil.

Makam araç saltanatı devam ediyor.

İtibardan tasarruf yok.

Çarşı Pazarda fiyatlar hararetli ve yakmaya devam ediyor.

Çiftçi üretemiyor.

Hayvancılık’ta dükkan kapanmak üzere.

Alan yok satan çok yüzlerce satılık gayrimenkul.

Kapanan kepenk sayısı hayli fazla.

Dayanan esnafımız bayramı bekliyor.

Uzat uzata bildiğin kadar.

Başkanların arkasında milli irade var.

İktidar gücü var.

İki ayda bir arpa boyu yol gidilemedi.

Lay lay lom.

Yani ölü doğumla karşı karşıyayız.

Görünen köy klavuz istemez.

YENİ ASKERLİK YASASI

Askerlik yan gelip yatma yeri değildir denmişti.

Yeni yasa tasarısı ile aynen öyle olacak gibi.

Askerlik sistemi kökten değişiyor.

Asteğmen olan birisi artık general hatta genelkurmay başkanı olabilecek.

Bugüne kadar bunun düşünülememiş olması büyük bir eksiklik.

İsteyen bir ay temel eğitimden sonra bastıracak otuz bin Türk Lirasını,

Teskere elinde.

Gel teskere gel teskere diye çığırmayacak artık askerler.

Eee tabi bu parası olana.

Parası olmayan altı ay, bir yıl askerliğe devam.

Yani alavera dalavera Kürt Memet nöbete tekerlemesi yine dillerde olacak.

Eğer yasa bu hali ile çıkarsa,

Ordunun genetiği ile esastan oynanacak.

Sürekli hale getirilecek olan paralı askerlik genel bütçede gelirler kalemi içinde yerini alacak.

Yeni bir vergi koyma yerine, böyle bir uygulamaya gitme şeytanın bile aklına gelmez.

Yazık oluyor memleketimize,

Eğitim,

Adalet,

Sağlık,

Tarım,

Say saya bildiğin kadar birer birer raydan çıkarıldı.

Karışık, keşmekeş bir hal aldı.

Vatandaş şakın ve perişan…!

Şimdide askerlik.

Beka sorunu bitti herhalde.

Vatan borcu biter bitmez ordayız.

KÜMELER

Biz klasik matematik okumuştuk.

Sistem değişti ve modern matematiğe geçildi.

Klasik matematikte kümeler konusu çok önemli.

Kapsayan, kesişen, kesişmeyen kümeler.

Neyse konumuza gelelim.

Konumuz YSK tarafından iptal edilen İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimleri.

İptal ile ilgili gerekçeli karar açıklandı.

Kısa kararda iptal gerekçesi yasa hükümlerine rağmen Sandık Başkanlarının kamu görevlileri içinden atanmaması, yani sandık başkanlıklarına sivillerin atanması.

Daha sonra açıklanan ikiyüzeeli sayfalık uzun kararda iki gerekçe daha eklendi.

Birincisi oy kullanma hakkı olmayan kısıtlıların oy kullanması,

İkincisi sayım döküm cetvellerinin olmaması veya mühürsüz imzasız olmaları.

Sandık Başkanı kamu görevlisi olmayan sandık sayısı         :   754

Sayım Döküm cetveli olmayan sandık                                    :    18

İmzasız mühürsüz sayım döküm cetveli olan sandık sayısı :    90

Kısıtlıların oy kullandığı sandık sayısı                                       : 105

Gelelim modern matematiğe, kümelere, kesişmelere,

Seçim iptaline gerekçe olan kısa karardaki ana gerekçeye esas alınan sandık sayısı 754

Bu 754 sandığın içerisinde kısıtlıların oy kullandığı sandık sayısı sadece 3,

Yani 754 sandıkta sadece 3 sandık kesişiyor.

754 Sandığın içinde mühürsüz, imzasız veya sayım döküm cetveli olmayan sandık sayısı 4,

Yani 754 sandıkta 4 sandıkta böyle kesişiyor.

Toplam 7 sandık,

4 ‘e karşı 7 oyla iptal.

Kaldı ki; 754  sorunlu sandıkta Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu’dan daha fazla oy almış.

Ancak çaldılar şarkısı söylenmeye devam ediliyor.

Kim çaldı ?

Nerde çaldı ?

Nasıl çaldı ?

Yanıt yok.

Aslında var çalınan milletin iradesi, çalınan anasının ak sütü gibi helal olan Ekrem İmamoğlu’nun mazbatası.

GEÇMİŞ OLSUN SABAHATTİN ÖNKİBAR

Gazetecilere olan saldırılar devam ediyor.

Tanınmış gazeteci Sabahattin Önkibar’da saldırıya uğradı.

Yapılan bu saldırıyı şiddet ve nefretle kınıyorum.

Demokratik bir ülkede gazeteciler işi nedeniyle linç edilmemeli, saldırıya uğrmamalı.

Geçmiş olsun Sabahattin Önkibar.

Umarız, dileriz ki saldırganlar adalet önüne çıkarılır ve yargılanır.