Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Avukat Gizem Özcan, Turizm sektöründeki sorunlarının acil ve yakıcı olduğunu belirterek

ANKARA (İGFA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Avukat Gizem Özcan, bu hafta TBMM Genel Kurulu’nda görüşülüp, kabul edilen turist rehberleri ve seyahat acentelerine ilişkin düzenlemeler içeren Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları Birliği Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine açıklamalarda bulundu. Turizm sektöründeki sorunlarının acil ve yakıcı olduğunu belirtti.

"ÜLKEMİZ KÜRESEL TURİZMİN AMİRAL GEMİLERİNDEN OLABİLİR"

Turizm sektörünün dinamik bir sektör olduğunu vurgulayan Özcan, son yıllarda küresel turizmde sürdürülebilirlik, teknoloji, kültürel deneyimler, sağlık ve güvenlik gibi unsurların giderek öne çıktığını ifade etti. Özcan, "Sürdürülebilir ve çevre dostu seyahat seçenekleri daha çok tercih edilmekte, karbon ayak izini azaltan uçuşlar, yeşil konaklama ve ekolojik turist faaliyetleri, bilinçli turistin seyahat tercihlerini belirlemektedir. Ülkemiz turizminin durumu bu trendleri yakalamaktan uzaktır. Nasıl uzak olmasın? Sektörde nitelikli bir işgücü, dinamik bir yaratıcılık hakimdir hâkim olmasına. Ancak potansiyelimiz var olanın çok üstündedir. Ülkemiz küresel turizmin amiral gemilerinden olabilir" dedi.

"SEKTÖRÜN TALEPLERİNİ CİDDİYE ALMAYAN İKTİDAR ANLAYIŞI YÜZÜNDEN TURİZMDEKİ POTANSİYEL HAYATA GEÇİRİLMİYOR"

Sektörünün taleplerini ciddiye almayan iktidar anlayışı yüzünden turizmdeki potansiyelin hayata geçirilmediğini söyleyen Özcan, şunları ifade etti; "İktidar sektörün taleplerini ciddiye almıyor ama sektörün başarıları ile övünmesini biliyor. Bakın 2023’te turizm gelirimiz yüzde 17 artarak 54.3 milyar dolar oldu. Ziyaretçi sayısı ise yüzde 11 artarak 57 milyon kişi oldu. Ortalama kişi başı gecelik turizm geliri 89 dolardan 99 dolara çıktı. Bu artışta, alın teriyle, emeğiyle katkısı olan bütün sektör bileşenlerine saygımı sunuyorum. Bütün çabamız onların hakkını, hukukunu savunmak içindir. Bu amaçla, buradan iktidara bir çağrı yapıyorum: Kültür ve Turizm Bakanlığı diyor ki hedefimiz 2024 yılında turizm gelirini 60 milyar dolara, turist sayısını 60 milyona, gecelik harcamayı da 99 dolardan 109 dolara çıkarmak.

Bu hedefi, sözünü kaale almadığınız bir sektörün sırtına sorumsuzca yüklemekten vazgeçin. Çok zor değil! Sarayın dehlizlerinde yandaşların çıkarlarına kanun yapmak yerine, turizmi büyütmek için gecesini gündüzüne çalışanları dinlemeniz yeter!. Biz hazırız! Sektör bileşenlerinin taleplerini dikkate alan, sorunlarını çözen, nitelikli bir turizm dünyasına sahip olmamız için gerekli desteklemeleri hayata geçirecek bir düzenlemeyi hep beraber yapalım. Unutmayın, yönettiğiniz kamu kaynakları size miras kalmadı, bu halkın alınteri o kaynaklar. Bu kaynakları turizme yatırmak ve böylece ülkemizin turizmle zenginleşmesi için üzerinize düşeni yapın!"

TURİZMLE İLGİLİ BİR KANUNA CUMHURBAŞKANINA HAKARETİ KARIŞTIRMAK NASIL BİR AKLIN ÜRÜNÜDÜR?

Kanun ile Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'nin yetkilerinin budandığını ve bu yetkilerin Bakanlığa transfer edildiğini vurgulayan Özcan, "Yeni düzenleme deyince iktidarın aklına kendisine yetki transferi geliyor. Soruyorum: Neden? Hangi ihtiyaca bir cevap bu? Kim talep etti bunu? Tam tersine, sektörün işleyişine Turizm Fakültesi bulunan üniversiteleri dahil etmek gerekmiyor mu?

Yetmemiş, kanuna göre, “milli güvenlik, kamu düzeni, suçun işlenmesinin önlenmesi” gibi soyut gerekçelerle turizm birlikleri ve rehber odalarının faaliyetlerine yargı kararı beklenmeksizin, son verilebilecek! Neresinden tutalım? Bu düzenleme, sadece Anayasanın adil yargılanma hakkına değil; dernek kurma ve örgütlenme özgürlüğüne de aykırı.

Bakıyoruz, Turist rehberi olmayı engelleyen hükümler arasına Cumhurbaşkanına hakaret suçu da eklenmiş. Neden? Kendisi muğlak ve iktidarın çokça sopa olarak kullandığı bir suçun, turizmle ilgili bir düzenlemede yer almasının maksatı ne? Turizmle ilgili bir kanuna Cumhurbaşkanına hakareti karıştırmak nasıl bir aklın ürünüdür? Bunun devlet ciddiyeti ile bağdaşır yanı var mı?" dedi.

YOKSULLUK BİR KANGREN GİBİ TOPLUMU SARMIŞKEN, NEDEN REHBERLERİMİZİN ÜCRETİNİ DÜŞÜRÜYORSUNUZ?

“Türkçe rehber” adı altında yeni bir uygulama getirildiğini belirten Özcan, "Neden?  Kokartlı rehberlikte yabancı dil şartı kaldırarak 14 bin civarında rehberin daha ucuza çalıştırılmasının önü açılıyor. Taban ücret o mesleği icra edenler için asgari ücrettir.  Türkçe rehberlik yapanlar için bu taban ücretin yüzde 70’ine kadar ücret ödenebilmesi sosyal hukuk devleti ile bağdaşır mı? Güvencesizlik, geçim sıkıntısı, yoksulluk bir kangren gibi toplumu sarmışken, neden rehberlerimizin ücretini düşürüyorsunuz? Küresel trendler, doğa turizmi, inanç turizmi, gastronomi gibi alanların öne çıkacağını gösterirken, rehberlik mesleğini müze ve ören yerlerine hapsetmek hangi aklın ürünüdür?

Biz ülkemizin turizmine yakışır düzenlemeleri, mutfak masrafından kısarak çocuklarını rehberlik bölümünde okutan ailelerle birlikte, mesleğini nitelikli yapmak için gecelerce emek eden rehberlerimizle birlikte, inatla örgütlenen birliklerle, meslek odalarıyla, derneklerle birlikte, Partimizin iktidarın hayata geçireceğiz!

Kaynak: igf