İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinde, Büyükşehir’in 2020 mali yılı performans programı ve 2020 mali yılı bütçesi oylandı. Performans programı ve 7 milyar 950 milyon TL’lik bütçe oy çokluğu ile onaylandı. Meclis sonunda konuşan Başkan Soyer, “Biz el ele veririz; EXPO’yu da alırız, getiririz ve bu şehir dünya şehri olur. Bu şehri de hep beraber uçururuz. Çizdiğiniz veya ima edilen profildeki başkanınız böyle bir adam değil bundan emin olabilirsiniz. Canla başla çalışmak için tutuşan, kente aşkla bağlanan, tek tek her birinize inanan, değer veren bir başkanınız var” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi kasım ayı toplantısının 8. birleşimi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer idaresinde gerçekleşti. Mecliste, İzmir Büyükşehir Belediyesinin 2020 mali yılı performans programı ve İzmir Büyükşehir Belediyesinin 2020 mali yılı bütçesi ve izleyen yıllar bütçesi oylandı. İzmir Büyükşehir Belediyesinin 2020 mali yılı bütçesi 7 milyar 950 milyon olarak belirlendi. Performans programı ve 7 milyar 950 milyon TL’lik bütçe oy çokluğu ile onaylandı. Başkan Soyer, tüm meclis üyelerini dinledikten sonra toplu bir şekilde cevap verdi.

“Büyükşehir olup bitenlerden olumlu ya da olumsuz etkileniyor”

İzmir Büyükşehir Belediyesinin 2020 mali yılı performans programı ve İzmir Büyükşehir Belediyesinin 2020 mali yılı bütçesi öncesi konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu, ülke ekonomisine eleştiride bulundu. Özuslu, “Bu ülkede ekonomi anlamında ne oluyor ve bitiyorsa İzmir şehri de, Büyükşehir de bu olup bitenlerden olumlu ya da olumsuz etkileniyor. Ülkemize baktığımızda her şeyin iyi olmasını isteriz ama ‘her şey iyidir’ diyemiyoruz. İşsizlik 2002 yılından beri yüzde 90 arttı. Her üç gençten birinin işsiz olduğunu söyleyebiliriz. İşsizlik Büyükşehir’i de zorluyor. Bu bizim gerçeğimiz. İşsizliğin tek başına bir rakam olarak söylenmesi kolay geliyor ama ‘çarşıya gidelim, pazara gidelim’ dendiğinde cebinde parası olmayıp gidemeyen, mutfağa girip intihar eden insanın halini ne anlatabilir? Bunları konuşmadan bütçeyi konuşmak, ülkeye de, bu şehre de haksızlık olacaktır” dedi.

“Bu ortamda Büyükşehir’in bütçesinin yaptık”

Doların yüksekliğine değinen Özuslu, “Mazot kullanıyoruz, petrokimya ürünleri kullanıyoruz, birçok ürünler kullanıyoruz. O ürünler dolarla karşılanıyor. Siz bir bütçe yapacaksınız, bütçeyi de buna göre yapacaksınız. Buna göre hesaplayarak İzmirlilere hizmet edecek bütçe hazırladık. Vatandaşımızın alım gücünün azalması yoksullaşmayı beraberinde getiriyor. Bununla da bu ülkenin ve hepimizin mücadele etmesi, yüzleşmemiz lazım. 2019’un ilk 10 ayında 100 milyar TL bütçe açığı var. Bu, yılsonuna kadar 125 milyar TL olacak. Bu sizi yanıltmasın. Bu aslında 170 milyar TL. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir şey oldu. Merkez Bankası rezervleri bu ülkenin kefen parasıdır. 45 milyar TL’yi alıp hazineye döktün mü? Bu da 170 milyar yapar. Bu ortamda Büyükşehir’in bütçesinin yaptık ve onu konuşuyoruz” diye konuştu.

“Bütçemiz yüzde 32.6‘lık artış göstermiş”

“Büyümek, İzmir’i dünya kenti yapmak istiyoruz” diyen Özuslu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yatırımsız olmaz. Ona göre bir bütçe ortaya koyuyoruz. Geçen seneye göre bütçemiz yüzde 32.6‘lık artış göstermiş. Vergi toplamadaki başarısızlığımız sıkıntıya neden olan bir konu. Döviz kurları, elektrik, inşaat hammaddeleri girdileri düşünülerek bütçe artışının, neden açıklanan enflasyonun üzerinde olduğunu açıklamaya yeter. Bütçenin yüzde 47’si sermaye yatırımlarına ayrıldı. Raylı sistem başta olmak üzere önemli projelerde kredi kullanımı öngörülmüş ve yol alınmıştır anlamına gelmektedir. Raylı sisteme Büyükşehir olarak önem veriyor ve yatırım yapıyoruz. Denizi yüzde 3 kullanıyoruz. Daha fazla kullanmalıyız. Yeni gemiler alıyoruz, otoparklar yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Süt Kuzu projemizi İstanbul da uygulamaya başladı. Önümüzdeki yıl 76 milyon TL bütçe ile 160 bin çocuğa 15.3 milyon litre süt yani çocuk başına 96 litre süt vereceğiz.”

“Aşkla ‘evet’ diyoruz”

Çevre dostu anlaşışı ortaya koyduklarını kaydeden Özsulu, şöyle devam etti: “Bir başkan düşünün ki ‘ben flamingoların belediye başkanıyım’ diyorsa tüm canlılara verdiği değeri ifade eder. Yeşil alan harcamaları için 441 milyon TL bütçe ayırıyoruz. Geçen gün Harmandalı’da bir tesis açtık. Çöp toplama alanında müthiş bir orman yapılıyor. 5 yıl sonra orada ciddi bir zeytin rekoltesi olacak. Altındaki metan gazını borularla getiriliyorlar. Benzerlerini Bergama ve Ödemiş’te yapacağız. Çöpten elektik elde ediyorsunuz, o şirketten yüzde 58’sini alıyorsunuz. Yakın gelecekte yıllık 10 milyon dolar getirecek. 2 milyar TL üzerindeki harcamanın alt yapıya gömüldüğünü görüyoruz ama halkımızın buna ihtiyacı var. İzmir Büyükşehir Belediyesi 2020 yılı bütçesinde özellikle İZBAN, İZULAŞ, İZDENİZ şirketleri için bir takım fonlar ayrılmıştır. Bu da normaldir. Bütçelerin bunların olmasından daha doğal bir şey olamaz. 7 milyar 950 milyon TL’lik bütçenin neredeyse yarısı yatırıma ayrılmış. Borçlanacağız da, kaynağı da bulacağız, yatırımı da yapacağız. Hizmet aşkıyla doğmuş bir başkanımız var, biz de aşkla İzmir sevdasına katılıyoruz ve CHP Meclis Grubu olarak aşkla performans programı ve bütçeye ‘evet’ diyoruz.”

“Belediyenin hiç mi suçu yok”

AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal da, Özuslu’nun sözlerine cevap vererek sözlerine başladı. Hızal, “Biz İzmir’i ve İzmir’in bütçesini konuşacağız. Eğer anlatacak bir şey bulamazsanız meseleleri farklı noktalara taşıyabiliyorsunuz. Mustafa ağabey de biraz bütçe ve performansta herhalde önemli hususları göremedi ki meselesi geniş şekilde değerlendirmek istedi. İşsizlikten, genç işsizlik oranlarından bahsetti ama İzmir’in genç işsizlik oranında en yüksek orana sahip olan kent olduğunu söylemedi. İzmir’e yatırımcıların gelmediğinden bahsetmedi. Belediyenin hiç mi suçu yok, yerel yöneticilerin hiç mi kabahati yok? Bundan bir-iki yıl önce Türkiye’de organizasyonu yapılması istenen futbolla alakalı Avrupa finalleri vardı. Politik gerekçelerle Almanya’ya verildi. Türkiye olsaydı, illerin arasında İzmir yoktu. Bunun sebebi, bu şehri yöneten zihniyetin bu şehre yatırım yapmamasıydı” ifadelerine yer verdi.

“1,5 milyar bütçe açığı var”

Performansı ve bütçeyi değerlendirirken sorunların ortaya konulması gerektiğini dile getiren Hızal, “Bu sorunları sizler tarafından hazırlanmış olan 5 yıllık stratejik plan neticesinde gördük. İzmirliler, birçok sorunun ortadan kaldırılmasını bekliyor. Tunç Soyer’in bütçesiyle 2020’ye gireceğiz. Gelir 6 milyar 374 milyon, gider de 7 milyar 950 milyon. 1,5 milyar bütçe açığı var. Büyükşehir’in 4.4. milyar borcu olduğunu, üstüne 1,5 milyar daha borcu olacağını düşününce sadece Büyükşehir’in 6 milyar borcu olur. Bu yıl ki bütçe görüşmelerinde EHOT, İZSU ve Büyükşehir’in 2020’de ek olarak ortaya konulacak borç miktarı 3 milyar. Bugüne kadar 2016-2019 bütçe açığı ortalama 750 milyon civarındaydı. Bugün 1,5 milyar bütçe açığı ile 2020’ye başlayacaksak herhalde bazı yapısal sorunların ortadan kaldırılması için faaliyete girilecek diye heyecanlandım. ‘Kısmen de olsa trafik, otopark, altyapı, kentsel dönüşüm sorununu çözecek’ dedim ama derinlemesine baktığımda 2020 performans programı ile 2019 performans programı arasında ciddi hiçbir fark olmadığını gördük ve karamsarlığa kapıldık. 2019’da ne varsa 2020’de de aynı şeyle var” dedi.

“İzmir’de hala çöp sorunu devam ediyor”

Bütçeye eleştirilerini sürdüren Hızal, “Bütçede kadınlarla ilgili konularda küçük bütçeler ayrılmış ama toplumsal cinsiyet konusuna 3 milyon 436 bin TL ayrılmış. Bunun ayrımını tam anlayamadım. Güzel işleri elbette tebrik ederiz ama İzmir’de hala çöp sorunu devam ediyor. Kiraz, Tire ve Bergama’da çöp sorunu devam ediyor” derken, "Satışlar konusunda Seferihisar’daki anlayışın devam etmemesini diliyorum” diye konuştu.

“Seyyar makamla kaç mahalleye gidildi?”

Başkan Soyer’in seçim vaatleri arasında yer alan bazı konular hakkında da konuşan Hızal, şöyle konuştu: “Seyyar makamla ‘mahallelere gidip sorunları dinleyeceğiz’ dediniz. Şuana kadar kaç mahalleye gidildi bilmiyorum. 2020 yılı seyyar makam ile gidilecek olan ilçe sayısı 12. İzmir’de 30 ilçe var. Bir belediye başkanı vaatleri arasında da bulunan bir hususta bir yıl boyunca sadece 12 ilçeye gidiyorsa durum vahim demektir. Umarım sürecin sonunda bu gidilen ilçe sayısı ve mahalle sayısı başkanın yurt dışındaki ülke ve mahalle sayısından çok daha fazla olur.”

Çocuk örneğine tepki

Soyer’in çok ciddi vaatlerle göreve geldiğini dile getiren Hızal, “Özellikle ilk günlerde sürekli bir projeden bahsetti. Bir gün bisiklete bindi, bir gün seyyar makam ortaya atıldı, bir gün üretici pazarlarından bahsedildi ama aslında başkan bunlardan çok çabuk sıkıldı. Kullanacağım tabiri mazur görün. Hani çocuklar oyuncaklardan çok çabuk sıkılırlar” dedi. Bu sırada CHP grubu tepki gösterince Hızal, “Ben bu ifadeyi kullanırken kötü anlamda, başkanı çocuklaştırma anlamında da söylemedim. Başkan belediye başkanlığının ilk gününde ‘bu şehri bisikletle barışık kent yapacağım’ dedi. Şuan bu bisikletler merdivenin altında. 2020 yılı bütçe tasarısı ve 2020 yılı performans taslağı programının İzmir’in ve İzmirlinin beklentilerini karşılar yönde olmadığını düşünüyoruz ve AK Parti grubu olarak her iki konuda da olumsuz yönde olumsuz yönde oy kullanacağız” cevabını verdi.

Şato cevabı: “Yahu 3 oda 1 salon”

AK Parti’li meclis üyesi Hüsnü Boztepe, eleştirilerini sıralarken, Soyer için “Belediye başkanı olur olmaz şatoya taşındı” dedi. Soyer bunun üzerine, “Adı dışında nesi şato?” diye sordu. Boztepe, “6 bin metrekare” cevabını verince Soyer de, “Yahu 3 oda 1 salon” yanıtını verdi. Eleştirilerini sürdüren Boztepe, “Birçok kez yurt dışına çıktınız ama bir kez bile her gün önünden geçtiğiniz bizim grup odamızı ziyaret etme gereği bile duymadınız. Sadece Asya, Afrika, Avrupa değil, hemen dibinizdeki kent dinamikleriyle de bir araya gelebilirdiniz” dedi.

“Provokatif eylemden dolayı çok üzgünüm”

Mecliste konuşan Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda da, ilçesinde Alevi vatandaşların yaşadığı mahallede duvarlara çarpı işareti konup ayrımcı söylemlerin duvara yazılması üzerine konuştu. Arda, “İlçemde Alevi yurttaşlara yönelik provokatif eylemden dolayı çok üzgünüm, ilçemin bu konuda gündeme gelmesini yadırgadım. Bu konuyla belediyeyi, ilişkilendirmenin doğru olmadığını şiddetle kınadığımızı belirtmek istiyorum. Gerçekten yoksun, kanıtı olmayan, rencide edici suçlamayı kabul etmemiz mümkün değil. Belediye meclisi üyesi Alevi arkadaşlarımız, belediyede çalışan Alevi mesai arkadaşlarımız, ilçemizde yaşayan Alevi vatandaşlarımızla huzur içinde yaşamaktayız. Kimseye, bu huzuru bozması konusunda fırsat tanımayacağız” ifadelerini kullandı.

“Ranta ve şaibeye prim vermeyen bir belediyeyiz”

Tüm konuşmaların ardından konuşan Başkan Soyer, “Son derece demokratik olgunluk taşıyan bir 6 saat geçirdik. Gerçekten son derece değerli tespitler, eleştiriler, katkılar yapıldı. Bunların hepsinden çok yararlanacağız. Şu çok aşikar ki İzmir Büyükşehir Belediyesi, ranta ve şaibeye prim vermeyen bir belediye. Geçmişten beri bu böyle olmuş. Bugün de bunlara dair bir şey konuşulmadı. Bu hepimiz için gurur verici” dedi.

“Çizdiğiniz profildeki insan ben değilim”

Bazı söz alan meclis üyelerinin eleştirileri üzerine toplu cevap veren Başkan Soyer, şöyle konuştu: “Küçük bir serzenişi paylaşmak isterim. Benimle ilgili bazı serzeniş ve kinayeler vardı. Benim iki kızım var, ben de bir aile babasıyım. Mütevazı bir aile hayatımız var. Şatoya taşınma konusunu diyorsunuz. Böyle bir şey yok. Orada dijital kütüphane de kuruldu ve gerçekten 3+1 salon. Biz orayı lojman gibi kullanıyoruz. Lüks düşkünü başkan gibi gösterilmesi hoş değil. Çocuk gibi hevesler konusu konuşuldu. Ben her sabah işe bisikletle gidiyorum. Bu ay içinde bisikletle belediyeye gitmediğim gün sayısı 3-4 kezdir. Mümkün olan her yere bisikletle gidiyorum. Çocukluğu hakaret kabul etmiyorum ama arkasındaki ima doğru değil. Zırt pırt yurt dışına çıkan başkan algısı, sürekli ima ediliyor. Biz İzmir’i dünya kenti yapmak istiyoruz. Oturduğunuz yerden bunu yapamazsınız. Çıkmak, gitmek, anlatmak zorundasınız. Yapmadığımda sizlerin bana ‘git’ demeniz lazım. Gidip anlatmazsan kent patinaj yapmaya devam eder ve bu muazzam potansiyeli dünyaya anlatamayız. Bir gece kalıp haldır haldır dönmeye, uçakta beklemeye bayılmıyorum ama bu görev. Bu kent nasıl bir kent olduğunu yeterince iyi anlatamamış. Ben elinde ne varsa satma alışkanlığı olan bir başkan da değilim. Böyle profilde bir başkanla çalışılmaz ama çizdiğiniz profildeki insan ben değilim.”

“Biz el ele veririz EXPO’yu da alırız, getiririz”

İzmir’in EXPO’ya talip olduğunu belirten Başkan Soyer, “2025’e de 2030 EXPO’suna da talibiz. Biz beraber üstlenmek zorundayız. Biz el ele veririz; EXPO’yu da alırız, getiririz ve bu şehir dünya şehri olur. Bu şehri de hep beraber uçururuz. Çizdiğiniz veya ima edilen profildeki başkanınız böyle bir adam değil bundan emin olabilirsiniz. Canla başla çalışmak için tutuşan, kente aşkla bağlanan, tek tek her birinize inanan, değer veren bir başkanınız var. Hayatım boyunca yaptığım en iyi şey empati olmuştur. İyi siyasetçi iyi empati yapabilendir. İzmir Büyükşehir Belediyesi bütçesi çok daha iyi de olabilir, daha fazla kaynak da sağlayabiliriz ama bunu ele ele verirsek yapabiliriz. Ele ele beraber İzmir’i büyüteceğimize inanıyorum” diye konuştu.

Kaynak: iha