Türkiye’de sadece Bitlis’te hayvan gübresi ve külle yoğrularak yapılan kovanlarda elde edilen balın hasadına başlandı.

Türkiye’de en geç hasat yapılan illerin başından gelen Bitlis’te, balın kalitesi ise flora zenginliği bakımından bilimsel olarak biraz daha öne çıkarıyor. Bitlis’te endemik bitkinin çok fazla olmasından dolayı karakovan balının daha da kaliteli olduğunu belirten bal üreticisi Ferhat Naci Ersan, Bitlis balının kendini ispatlamış durumda olduğunu söyledi. Ersan, “Bitlis’in geleneksel üretim tarzı olan karakovan arıcılığı ve balcılığı bütün mahallelerde geleneksel olarak devam ediyor. Bunlar ticari amaçla değerlendirilmezdi. Eş, dost, ahbap ziyaretlerinde değerlendirilirdi. Ama günümüzde ticari bir değere, ticari bir potansiyele sahip olan karakovan balımız çok önemli bir değere sahiptir. İlimizin en önemli tarımsal girdilerinin başında geliyor. Bizim balımız çok kalitelidir, çünkü bunu da ispatladık. Dünya Arıcılık Kongresinde, Bitlis ilinden katıldığım balla poliflora dalında dünya üçüncüsü oldum. Bal en büyük antioksidandır, çünkü bünyesinde hiçbir şekilde mikrop barındırmaz. Bunları bizler değil de bilim adamları söylüyorlar. Alternatif tıpta balın şifa kaynağı olduğu, özellikle diyabet hastaları için de çok önemli bir değerdir” dedi.

“Yıllık 10 ton bal üretimimiz var”

Bitlis’in Türkiye coğrafyasının 4 bin endemik bitki türünün 400 tanesini bünyesinde barındırdığını ifade eden Ersan, “Bal veren bitkiler anlamında Latince isimleri olan bazı bitkiler var. Balı bal yapan, elde edilen bitkisel kaynaktır. Endemik bitkilerle ilgili çalışmalarımız var. Bitlis’te 500 kovanımız var. Yıllık 10 ton bal üretimimiz var. Bitlis ve bölgesinde bal ve arı ürünlerinin tek tedarikçisi konumundayım. Bitlis’te arıcılar birliği ve bal üreticileri birlikleri var. Sivil toplum örgütleri ile birlikte 18 bin kovan mevcuttur. Ürettiğimiz balları hem yurt içine hem de yurt dışına gönderiyoruz” diye konuştu.

“Türkiye, Avrupa’nın bal ihtiyacının yüzde altısını karşılıyor”

Bitlis Tarım ve Orman İl Müdürü Rıfat Çelik ise Bitlis’in bal üretimiyle Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 2’sini karşıladığını belirterek, “Bu rakam önemli bir rakamdır; çünkü Türkiye, Avrupa’nın bal ihtiyacının yüzde altısını karşılıyor. Bitlis’te kasım ayı ortalarında bal hasadı yapmaya başladık. Bölgemizde iklim ve coğrafi özellikler bakımından karakovan balımız bu mevsimde hasat edilmesi gerekiyor. Bal, insanoğlunun kadim tarihinde 10 bin yıllık bir geçmişe sahiptir. Bal izah edilirken; hep güzellik, şifa, güç ve kudret olmuştur. İbni Sina balı tanımlarken, içeceklerin içeceği, yiyeceklerin yiyeceği, şifaların şifası olarak tanımlamıştır. Ülkemiz dünya bal üretiminde önemli bir yerde bulunmaktadır. Avrupa kıtasında endemik türlerin çoğuna ülkemiz sahiptir. Türkiye’nin endemik bitki türü yaklaşık 3-4 bin olarak bilinmektedir. Bunlardan yaklaşık 350-400 adedi Bitlis’te bulunmaktadır. İlimizde stratejik olarak üretilen bal, ürünlerin başında gelmektedir. Bitlis’in tarihinde de önemli yere sahiptir. Bitlis’te yaklaşık bin 350 arıcı bulunmaktadır. Bunların içinde 150 arıcımız gezgin arıcı dediğimiz türdendir” diye konuştu.

“Bitlis’in yıllık bal üretimi 2 bin 300 tondur”

Bitlis’in bal üretiminden yaklaşık olarak 60-70 milyon TL gelir elde ettiğini sözlerine ekleyen Çelik, “Bitlis’in yıllık bal üretimi 2 bin 300 tondur. Bal üretiminin yanında 200 ton balmumu üretimimiz var. Arı ürünlerinden propolis, arı sütü, polen üretimimiz de var. Bunların ilimize toplam katma değeri 60-70 milyon TL’dir. Arı üreticilerine Tarım ve Orman Bakanlığı olarak bal paketleme tesisi, temel petek üretimi tesisi olarak destek sağladık. Genç Çiftçi projeleri kapsamında 156 çiftçimize 6 milyon TL katkı sağlamışız. Bu yıl Türkiye genelinde olduğu gibi Bitlis’te de bal rekoltemiz çok iyidir. Bu katma değeri ilerleyen yıllarda daha da artırmak için çalışacağız. İlerleyen zamanlarda işsiz gençlere yönelik arıcılık konusunda destekler vereceğiz. Bal, taklidi çok kolay bir üründür. Anlaması da çok zordur. Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerimiz de devamlı sahada kontrollerini yapmaktadırlar. Bu denetimlerle çoğunluğunu kontrol altına almışız. Yine de piyasada bal adı altında satışı yapılan gerçek olmayan bal türünde gıda maddelerine rastlıyoruz. Bunlarla ilgili yasal işlemleri de yapıyoruz. Bitlis’te üretilen balların coğrafi işaret alması için çalışmalar başlattık. Bundan sonraki süreçte kontrollerimizi sıkılaştıracağız. Bitlis, Türkiye’nin bal ihtiyacının yüzde 2’sini karşılamaktadır. Türkiye, dünyanın yüzde 6’lık bal ihtiyacını karşılarken, Bitlis bunun yüzde 2’lik kısmını karşılıyor. Biz bu besin değerini önemsiyoruz” şeklinde konuştu.

Kaynak: iha