Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Sanayi tesisleri,

Kılavuzda yer alan standartları sağlıyorlar ve süreçlerini buna uygun yürütüyorlarsa, TSE’ye başvurabilecekler. Bir kontrol listemiz olacak. Başvuran işletmeleri buna göre denetleyecek ve denetimi geçenlere adeta uluslararası bir kalite belgesi şeklinde COVID-19 Güvenli Üretim Belgesi vereceğiz” dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından hazırlanan ve sanayi işletmelerinde Covid-19’la mücadelede alınması gereken önlemlere yer veren “Covid-19 Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu” tanıtım toplantısına katıldı. Burada konuşan Varank, pandeminin ilk günlerinden itibaren, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde uyguladıkları etkin politikalar sayesinde virüse karşı başarıyla mücadele ettiklerini belirtti.

Getirilen tedbirlerin sanayi işletmelerinde çalışanların, ziyaretçilerin, tedarikçilerin, yani tüm paydaşların sağlığını gözettiğini vurgulayan Varank, “Tüm sanayicilerimizin kolaylıkla uygulayabileceği bir çerçeve çizdik. Sektörel farklılıklar, çalışan sayısı ve operasyonel faaliyetler gibi detaylarda elbette uygulama farklılıkları olabilir. Buradan hareketle kılavuzda tutarlı ve esnek bir yaklaşım sunduk. Örneğin gıda üretim tesisiyle, demir-çelik tesislerini aynı kefede tutmadık. Bununla birlikte firmalara yüksek maliyetler de yüklemiyoruz. Yani, basit ama etkili tedbirler alınmasını öneriyoruz. Pandemi koşullarında firmaların bu tedbirlere harfiyen uyması gerekiyor. Ancak bu kurallara uyulması halinde;

salgının üretime olan etkisi azalarak yok olacak, reel sektörün pandemiye karşı dayanıklılığı artacak ve dış talepte başlayan iyileşmeyle birlikte üreticilerimiz, kovid sonrası dönemde rakiplerinin önüne geçecek” şeklinde konuştu.

Kılavuzun içeriğine ilişkn bilgilendirmede bulunan Varank, “İlk bölümde COVİD-19’un bulaş özelliklerine yer verdik. Burada; hastalığın hangi yollarla bulaştığı, inkübasyon ve enfeksiyon periyodu, damlacık, temas ve solunum yolları önlemlerine ilişkin bilgiler var. İzleyen kısımda, korunma ve kontrol önlemlerini açıkladık. Fiziki mesafenin korunması, maske takılması, uygun temizlik ve dezenfeksiyon işlemlerinin sağlanması ve el hijyeni gibi bulaşı azaltıcı tedbirlere yer verdik.

Ayrıca bu tedbirlerin nasıl uygulanması gerektiğini de açıkladık. Birkaç somut örnek vereyim.

Sanayi kuruluşuna girişte, herkesin ateşi ölçülüp kayıt altına alınmalı. Eğer ölçülen değer 38 derecenin üzerindeyse, ilgili kişi tesise alınmamalı ve 15 dakika sonra yeniden ölçüm yapılmalı. Tekrarlanan ölçümde ateş yine 38 dereceyi geçiyorsa, bu kişilerin en yakın sağlık kuruluşuna sevkleri yapılmalı.

Yemekhaneler, üretim alanları, ofisler, toplantı salonları, mescitler, asansörler ve personel servisleri gibi ortak alanlarda da uyulması gereken kuralları belirledik. Fiziki mesafe kuralı olarak, 1 buçuk metre ile 2 metrelik güvenli mesafe ayarlanmalı. Fiziki mesafenin sağlanmasının mümkün olmadığı durumlarda; mutlaka maske kullanılmalı. Atıkların bertaraf edilmesi için de izlenmesi gereken adımları sıraladık. Örneğin maske, eldiven ve siperlik gibi kişisel koruyucu donanımların kullanıldıktan sonra ortadan kaldırılmasıyla ilgili işlemleri belirledik. Çalışan personele, virüse ilişkin düzenli eğitim verilmeli, el hijyeni ve ortam temizliğiyle ilgili COVID-19 farkındalığı sağlanmalı. Sanayi kuruluşlarımız, tesislerinde güvenli ve hijyenik üretim yapmak istiyorlarsa, Kılavuzumuzda yer alan kuralların tamamına dikkat etmeliler” ifadelerini kullandı.

Varank, Kılavuzun firmalara salgınla mücadele ederken sadece yol göstermekle kalmayacağını aynı zamanda salgın sonrası dönemin ihtiyacı olan, firmaların güvenilir ve hijyenik üretim standartlarına uygunluğunun belgelendirilmesini de sağlayacağını söyleyerek, “Sanayi tesisleri, Kılavuzda yer alan standartları sağlıyorlar ve süreçlerini buna uygun yürütüyorlarsa, TSE’ye başvurabilecekler. Bir kontrol listemiz olacak. Başvuran işletmeleri buna göre denetleyecek ve denetimi geçenlere adeta uluslararası bir kalite belgesi şeklinde COVID-19 Güvenli Üretim Belgesi vereceğiz. Bu belge sanayicimize önemli avantajlar da getirecek. Örneğin çalışanların işyerlerine güvenmesini sağlayıp, verimlilik artışlarına katkıda bulunacak. İnsan sağlığına uygun üretimi teşvik edecek ve tüketicilerin hijyen ve sanitasyon konularında kafalarındaki soru işaretlerini giderecek. Yaşadığımız bu dönemin ruhunu iyi anlamak; iç ve dış piyasaları bu gözle yeniden yorumlamak gerekiyor. Önümüzdeki dönemde uluslararası ticarette bu tip belgelendirmeler daha fazla ön plana çıkacak. Yabancı müşteriler, muhatap olduğu firmaların hijyen şartlarını sağlayıp sağlamadığına çok daha fazla dikkat edilecek. Üretimi güvenli koşullarda gerçekleştirenler, piyasanın da hâkimi olmaya başlayacaklar.

Türk sanayicisi, bu eğilime yön verebilecek kabiliyettedir” dedi.
Kaynak: iha