Sevgili okurlar,
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 82.Ölüm Yıldönümünü dün hüzünle ve hasretle yad ettik!
1881 Yılında doğan ve 1938 Yılında aramızdan ayrılan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı, yaptıkları,yapamadıkları ve bizlere bıraktığı mirası, iyi anlamalı ve gelecek nesillere iyi anlatmalıyız..
Şüphesiz, her milletin bağrından böyle büyük önderler, böyle büyük liderler, böyle yürekli kahramanlar çıkmaz..
Elbette Türk Milleti’nin her ferdi bizim için birer karhamındır..
Birer Atatürk!
Ama Mustafa Kemal Atatürk, hele de bu milletin kendisine “Gazi” unvanı verdiği Gazi Mustafa Kemal Atatürk, destansı bir kahramandır..
O,” Türk Milleti, az zamanda çok işler yaptık” derken, yoksul, biçare ve başsız, padişahlara kul olanların sesi olmuş,düştüğü yolda, ümmet toplumundan, millet yaratmış, mazlumların sesi olmuş, herkese bireysel özgürlüğü tattırmış bir liderdir..
Halkın büyük bir bölümünün çarık giydiği, sırtında urbası olmadığı, yiyecek bulamadığı, çarşı, pazara çıkamadığı günlerde, yol yapmış, fabrikalar dikmiş, özgürlük ve bağımsızlık adımlarını atmış, yedi düvele haddini bildirdikten sonra, “Çağdaş Türk Toplumunu” oluşturmada yeniliklere gitmiş, hilafeti kaldırmış, Latin alfabesine geçişi sağlamış, kadınlara seçme ve seçilme hakkını vermiş, cesur , dahi bir asker ve siyaset ve bilim adamıdır Atatürk..
Bize bıraktığı ve en büyük eserim dediği “Cumhuriyet”i, maalesef anlamadığımız gibi, seçtiklerimizde bu güzel rejimin kıymetini bilmemişler ve adına “Cumhurbaşkanlığı Başkanlık Sistemi” denilen, “Tek Adam” sultasına bu milleti mahkûm ettirmişlerdir.
İşte her şeyi yaşayarak, tecrübe ederek, görerek yaşıyoruz..
Atatürk’e hakaretleri, Cumhuriyet’in temel kazanımlarına saldırıları üzüntü ile izliyoruz..
Halkın bir yarası farklı, bir yarısı farklı düşünür ve kandırılmışsa, bu milletin değil, siyasetçilerin beceriksizliğindendir..
Cumhuriyet rejimi ile yeni ufuklara yol alan Türkiye, maalesef 18 Yıldır ülkeyi yöneten bir farklı anlayış ile makas değiştirmiştir..
Her , 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda, her 23 Nisan’da, her 19 Mayıslarda, her 30 Ağustos Zafer Bayramlarında ve her 10 Kasım Atatürk’ü Anma törenlerinde mazeret uyduran, hastalanan ve takıya yaparak, Anıtkabire çıkıp, hatıra defterine yazı yazanların samimiyetini artık sorgulamamız gerektiğini, sokaktaki adamda anladı..
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’te yollar, köprüler yaptırmış, fabrikalar kurdurmuş ve en önemlisi Osmanlı’dan kalan borçları bile ödetmişti..
Şimdiler ise aynı teraneler ile “yollar, köprüler yaptık “diyebiliyorlar ama “fabrikalar yaptık” diyemiyorlar?
“İşsizlik, pahalılık, adam kayırma, konuşana ceza uygulama ve anlayışları” almış başını giderken, ülkeyi aile şirketine  ve “şahsım devletine” dönüştürme gayretleri kabul edilemez bir durumdur..
Topraklarının büyük bir bölümünü Araplara peş-keş çekenlere karşılık Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu ülkenin limanlarını, zenginliklerini devletleştirerek, millileştirmiş, milletin hizmetine sunmuştur..
Bunları yaparken, ne bir zümreyi, ne bir grubu, ne de imtiyazlı iş adamlarını korumamıştır..
Ne yapmışsa, halkın gözü önünde, parlamentonun kararları doğrultusunda açık, net ve şeffaf denetimi öngörmüştür..
Cumhuriyet rejiminin gereği budur işte!..
Ama iktidara gelenler, “Amerikan ajandası ve  din taassubu altında insanımızı kandırmış, tekrar ümmetçilik oyununa” soyunmuş ve vatandaşı kandırdığı gibi kendi de “kandırıldık ey halkım, İstanbul’a ihanet ettik, eğitimde gerekeni yapamadık, deprem paralarını duble yollara yatırdık” martavalları okuyarak, insanımızın dar günler için biriktirdiği “kefen parasına” bile, el koymaktan çekinmemiştir..
Efendim geldiğimiz noktada,” Türkiye çepeçevre çevrildi, yeniden İstiklal Mücadelesi veriyoruz” söylemleri inandırıcı değildir..
Gelmişse, bu Millet İstiklal Mücadelesi’nde gereğini yaptığı gibi yine yapar, kimsenin şüphesi olmasın!
Bu Millet Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşları ile “İstiklal Mücadelesini” vermiş, Türkiye Cumhuriyeti’ni dünya milletleri arasında saygın, gıpta edilecek bir yere “Yurtta Sulh,Cihanda Sulh” anlayışı ile bir yere getirmiştir..
“O yılda, on milyon genç yarattık her yaştan” diye şarkılar söyleyen ve dünya milletleri arasında “bizde varız” diyebilen Türk Milleti’nin bağrından çıkmış Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk,” Türk Milleti, zekidir, çalışkandır, doğrudur..” diyerek, gelecekte yenilmesi gereken en büyük düşmanın “cehalet” olduğunu haykırması boşuna değildir..
Halkına verdiği değer, gençliğe verdiği önem, öğretmenlerine gösterdiği hedef ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti devleti var olduğu sürece yaşayacak,yaşatılacaktır..
Siyasi emelleri ne olursa olsun, kafası bulanık, farklı sistem ve fikirler ile yeni arayışlar içinde olanlar bilmelidir ki, bu ülkenin tek bir lideri, tek bir önderi ve adsız kahramanları arasında Atatürk’ü var..
Cumhuriyet’in temel direklerini yıkanlar, ona sövmeye yeltenenler, ona hakareti marifet bilenler, farklı arayış içinde olanlar bilmelidir ki, bu Millet, her 10 Kasım Atatürk’ü Anma törenlerinde, 09,05 geçerken, ona hala saygı duruşundaysa,  onu minnet ve şükranla yad ediyorsa, Atatürk Türkiye’sinin gerçekleri ile yüzleşmelidir.
Kimse Türk Milleti’ni aptal, kendilerini de zeki ilan etmesin!..
Bu Millet gerçekleri görüp, artık konuşmaya başlamışsa, kötü gidişatı anlatmaya yönelmişse, yalanı, talanı, vurgunu haykırıyorsa, bu gücü, bu cesareti Atatürk’ten, onun ilkelerinden” almaktadır.
Ey Yüce Atatürk, bilesin ki, şartlar ne olursa, olsun, bu Millet senin gösterdiğin yolda, senin gösterdiğin hedeflere, alnı ak, gözü açık, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak, muasır milletlerle medeni ilişkiler içinde yarışı sürdürmek, barışı  kollamak, zenginlikleri eşit, adil, hakça bölüşmek, yoksulu korumak, çalışanın hakkını vermek, sosyal adaleti tesis etmek, iç barışı sağlamak,düşmanca tavırlara fırsat vermemek, eğitimde fırsat eşitliği yaratmak, ekonomik alanda istihdam yaratmak,ülkeyi imar ve bayındır hale getirmek  adına, gerekeni yapacaktır..
Ruhun şad olsun!
Yusuf Cinal yazıyor/11 Kasım 2020 Brüksel