Siyasetçilerin başarısız siyaset yaptıkları anlaşıldığında, başarısızlığı örtmek için bu ülkede suni gündemler yaratılır!

Suni gündem, iktidar ya da muhalefetin siyaseten sıkıştığında başvurduğu siyasi bir yöntemdir!

Son günlerde muhalefet politikası beğenilmeyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ortaya erken seçim fikrini attı!...

Cumhur İttifakı, Kemal Kılıçdaroğlu’nu dikkate alıp, erken seçim kararı alır mı?

Bu soruya cevap verirken kargalar bile güler!

Bugünkü ekonomik şartlarla seçim kararı almak, Cumhur İttifakının sonu olur!

Esnaf perişan!

Sadece Pandemi sürecinde Sakarya’da 10 bin esnaf kepenk kapattı!

Esnaf, kira, Bağkur, SSK,  Vergi, elektrik-doğalgaz-su-telefon faturalarını ve kredi borcunu ödeyemiyor!

Siftahsız dükkan kapatan esnaf, evine ekmek götüremiyor!

Esnaf borç batağında…

Çiftçinin durumu da esnafla aynı!

Çiftçi, tarladaki ekininin değerini alamıyor!

Zamlanan mazot ve gübre fiyatları çiftçinin belini büküyor!

Artan maliyetler ve düşük ürün fiyatı çiftçiyi ekonomik dar boğaza sokuyor!

Çiftçiler de tıpkı esnaflar gibi borç batağında…

İşçi kesimini anlatmaya gerek yok!

İşçinin ve Asgari Ücretlinin durumu yıllardır Türkiye’de aynı!

İşçinin ekmeğinde hep hüzün ve gözyaşı var!

İğneden ipliğe her şeye zam gelen ülkemizde, faizler ve enflasyon çift haneli rakamlarda!!!

Sebze ve meyve fiyatları, bakliyat fiyatları Dar Gelirli Vatandaşların ceplerini yakıyor!

Pazarlarda ve marketlerde fiyatlar el yakıyor!

Elektrik, doğalgaz ve su faturaları cep yakıyor!

Mutfaklarda yangın var!

Çalışan kesim, bankadan çektiği kredileri ve kredi kartı borçlarını ödeyemiyor!

Dolar, Euro ve altın dörtnala koşuyor!

Dövizdeki hızlı yükseliş, sanayi sektörünü de zorda bırakıyor!

TUİK Verilerine göre Türkiye İthalatının %90 hammadde ve yatırım malları oluşturuyor!!!

Yatırım malları: Başka bir malın üretilmesi için gerekli olan mallar.

Hammadde de dışa bağımlılık, ekonomideki zamların başlıca sebebidir!

Döviz karşısında Türk parası değer kaybettikçe zamlar kaçınılmazdır!!!

Zamlar, enflasyonu tetikleyerek ekonomik krizleri hazırlıyor…

Zor durumdaki ülke ekonomisinin üzerine bir de seçimin ekonomik yükü binerse, işte o zaman Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden biri yaşanır!!!

Bu ekonomik kriz, meşhur Şubat 2001 Krizinden daha beter olur!!!

O zaman dillerde; ekonomik krizle geldiler, ekonomik krizle gittiler, şarkısı söylenir!

Erken seçim istemek ya da yapmak ile ilgili, bir deli kuyuya taş atar, kırk akıllı çıkaramaz, hikayesini hatırlatmakta fayda var.

BİR DELİ KUYUYA TAŞ ATAR, KIRK AKILLI ÇIKARAMAZ!

Çevresi tarafından çok sevilen ve saygı gösterilen İslam filozofu Behlül hiç gülmezmiş. Behlül’ü seven dönemin halifesi, bir gün çevresindekilere: “Kim onun kahkaha attığını güldüğünü görür, duyar; bana gelip haber verirse, bir kese altın vereceğim” Diye söyler.

Bir kese altının sözünü duyanlar, o günden sonra Behlül’ün yanından hiç ayrılmazlar. Onu güldürmek için olmadık şaklabanlıklar, komiklikler yaparlar, ama Behlül’ün yüzünde en küçük bir gülme dahi yaratamazlar.

Bir gün Behlül ve yanındakiler ağaçlık yolda yürürlerken ileride bir kalabalığın toplandığını görürler. Behlül merakla o tarafa yönelir.

Kalabalık bir kuyunun başında toplanmıştır. Ellerinde boş kovalar, eğilip eğilip kuyunun içine kuyunun içine doğru bakmaktadırlar.

Behlül de kuyunun başına varıp, ötekiler gibi kuyunun içine bakar.

Bakar ki ne görsün?

Kuyunun içinde tam ortasında kocaman bir taş durmuyor mu?

Buna bir anlam veremez ve orada bekleyenlerden birine; ne oluyor burada? Diye sorar.

Adam elindeki boş kovayı sinirli sinirli sallayarak, “ Delinin biri bostan kuyusuna kocaman bir taş atmış. Taş da kuyunun tam ortasında sıkışıp kalmış. Ne itip aşağıya düşürebiliyoruz, ne de çekip yukarı çıkarabiliyoruz. Haliyle kovamızı sarkıtıp su da alamıyoruz. Gördüğün gibi herkes su bekliyor. Şaştık kaldık!”

Adamın söylediklerini hayretle dinleyen Behlül, eğilip kuyuyu tıkayan taşa bir defa daha baktıktan sonra, o zamana kadar hiç yapmadığı bir şeyi yapar, kahkahalarla gülmeye başlar.

Behlül’ü gölgesi gibi izleyenler durumu koşarak halifeye bildirir. Halife akşama Behlül’ü yemeğe davet eder. Halife yemekte Behlül’e sorar:

Bugün seni kahkaha tarken görmüşler Behlül Efendi. Çok merak ettim seni kahkaha atarak güldüren neydi?

Olayı hatırlayınca kahkahalar atarak gülmeye başlayan Behlül: hemen söyleyeyim efendim, bugün delinin biri bir kuyuya büyük bir taş atmış. Taş da kuyunun ağzında sıkışıp kalmış. Kuyunun başına 40-50 kişi toplanmış, ama bir delinin attığı taşı 40 akıllı çıkaramıyordu. Buna gülünmez de ne yapılır?

Erken Seçim isteyen ve Erken Seçim Kararı alanla, kuyuya taş atan akıl olarak aynı seviyededir!!!

Bu zorlu günlerde siyasi çıkarlar için erken seçim istemek, erken seçim kararı almak, delilikten öteye bu ülkeye ihanettir…