Hemşerimiz CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, gündeme dair önemli açıklamalar yaptı.

CHP bunu hep yapıyor aslında ama maalesef medya görmezden geliyor.

Haliyle ‘yahu bu CHP ne yapıyor, ülkemizde muhalefet yok ki’ serzeniş veya bahaneleri de artıyor.

Engin Özkoç neler demiş? Bugün, halkın haber alma hürriyetine ve demokrasimize katkı babından özetle paylaşalım;

“Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan AKP Genel Başkanının yaptığı son açıklamadaki ifadesi şöyle; Cumhuriyet Halk Partisi’ni ikaz ediyorum, bu zihniyeti ülkemizden bir an önce tasfiye etmeliyiz. Tasfiyenin kelime anlamı; ayıklama ve temizlemedir. Siz, demokratik bir ülkede Anamuhalefet Partisini nasıl tasfiye etmeyi düşünüyorsunuz?

Siz Türkiye Cumhuriyetinde, Cumhuriyet Halk Partisini nasıl ayıklamak ve temizlemek istiyorsunuz?

Milletvekillerine saldırtarak mı, onlara hakaretler ettirterek mi, onlara suç isnatlarında bulundurarak mı, onları cezaevlerine attırarak mı, hürriyetlerini kısıtlayarak mı, ayrıştırarak mı, hedef göstererek mi, devletin güçlerini kullanarak mı, cumhuriyet halk partisini yani ana muhalefet partisini ikaz ediyorum seni tasfiye etmek gerekir sözünü hangi koşullarda nasıl gerçekleştireceğinizi açıklayın.
Cumhuriyet Halk Partisi bu milletin bağrından kopmuş bir siyasi partidir. Millet onu yüreğinden çıkarıp atmadığı müddetçe siz Cumhuriyet Halk Partisi’ni bu ülkeden söküp atamazsınız.

Buna senin ve senin kurduğun darbe anlayışının gücü yetmez.

Bir darbe var, Genel Başkanımız bunu açıkladı; kendileriyle birlikte yol yürüdükleri Fethullahçı Terör Örgütü’nün 15 temmuz darbe kalkışmasından sonra 20 Temmuz’da yapılan bir sivil darbe.

Bu darbe, hala ülkeyi darbe hukukuyla yönetmektedir.
12 Eylül darbesinin çıkarttığı yasalarla ve 20 Temmuz darbesinden sonra o darbenin TBMM’nde kendileriyle birlikte hareket eden siyasi yandaşlarıyla birlikte çıkarttıkları darbe yasalarıyla Türkiye yönetilmektedir.
Bu darbeyi gerçekleştiren kişi, ben, buradan milletime sesleniyorum CHP tasfiye edilmelidir, milletin içinden temizlenmelidir diyerek Cumhuriyet Halk Partisi’ni tehdit etmiştir, hedef göstermiştir.

Eğer tehdit edebiliyorsan; Yunan Milli Savunma Bakanı ile Genelkurmay Başkanı, yasalara aykırı bir şekilde asker çıkartılması yasak olan adalara, asker çıkartıp oradan Türkiye’ye dil uzatıyorlar.

Bizim bunu eleştiren komutanımızın hakkını ve hukukunu dahi koruma cesaretini gösteremediniz. Suskunluk içine girdiniz.

Peki, Türkiye Dış İşleri Bakanlığından çıt var mı, senin sesin çıkıyor mu? Hayır. Neden?

Siz tank palette ne iseniz, siz Süleyman Şah türbemizi ve bayrağımızı indirerek nasıl kaçırdıysanız, bize aynı hayal kırıklığını yaşatıyorsunuz. Siz millilikten uzak, vatanın birlik ve beraberliğinden uzak, vatanın geleceğini emanet ettiğimiz gençlerimizin geleceğini karartan anlayışınızla bu ülkeyi yönetmeye çalışıyorsunuz.

Milletimizin tam da birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu bir dönemde, ayrışmanın olmaması gereken bir dönemde, birlikte hareket etmemiz gereken bir dönemde, bir Cumhurbaşkanı’nın gelin birlikte konuşalım, hareket edelim demesi gereken bir günde maalesef tehditle, iftirayla karşı karşıyayız.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye ekonomisinin yüzde 5 büyüyeceğini iddia etti.

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ise yüzde 4,5 daralma beklediğini belirtti.

Şimdi ekonomi profesörü Numan Kurtulmuş’un aklına mı, damadın aklına mı bakacağız. Kiminle karar alıyorsunuz Türkiye’yi yönetirken?

Ben sizin rakamlarınızla Türkiye ekonomisini son durumunu açıklayayım.

Tüketici fiyatlarında enflasyon nisan ayında yüzde 12,66, üretici fiyatları da 10,87 arttı. Gıda ürünleri zam şampiyonu oldu.

Büyümenin en önemli göstergelerinden; imalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi nisan ayında çakıldı. Endeks, en büyük düşüşüyle 33,47 seviyesine indi.

İhracat yüzde 41 düştü. İthalat yüzde 28 azaldı. Tüketim azaldı, banka ve kredi kartı borçları yükseldi. Bunları söyleyen Cumhuriyet Halk Partisi değil, TÜİK rakamları, resmi rakamlar. Türkiye’nin göstergeleri aşağıya doğru iniyor, siz CHP’yle uğraşıyorsunuz.

Bırakın CHP’ye laf söylemeyi ülkemize, insanlarımıza, mağdur yurttaşlarımıza yardım etmeye çalışın, üretime, büyümeye dönük tedbirler almaya uğraşın.
Merkez Bankası rezervleri, yılbaşından bu yana 20 milyar dolar eridi.
Merkez bankasında para yok, siz para basmaya devam ediyorsunuz.

Esnafı, çiftçiyi borçlandırıyorsunuz, üreten insanları borçlandırıyorsunuz. Pandemi için ayırdığınız paranın yüzde 70’ini kredi yoluyla borçlandırmaya ayırıyorsunuz.

Peki, bu parayı kime dağıtıyorsunuz? Açıklamak zorundasınız.

Geldiğimiz nokta; maske dağıtmayı beceremeyen bir iktidar…

3 Nisan’da maske zorunluluğu kararı verildi. 4 Nisan’da Ticaret Bakanı, devlet halkın ulaşabileceği yerlerde maske satacak, dedi. 5 Nisan’da Fahrettin Altun, e-PTT üzerinden devlet dağıtacak dedi. 6 Nisan’da e-PTT sistemi çöktü, e-devlet üzerinden başvuru yapılacak denildi. Sonra; kod gelecek, siz eczanelerden alacaksınız denildi. Sonra kimlik numaraları devreye girdi. Dün akşam, maske satışına tekrar başlanacağı açıklandı.
Dağıtmayı beceremediler, şimdi parasını veren alsın diyorlar.

Ancak AKP iktidarı kendi insanına dağıtamadığı maskeyi, dünyaya ulaştırmayı becerdi.

ABD’ye 2 parti yardım malzemesi gitti.

Peki, ABD ile ilgili daha önce yanılmış mıydınız? Yanılmıştınız.

Hangi konuda YPG ve PYD konusunda.

Peki, o maskeler nereye gitti? ABD, PYD ve YPG’ye maskeleri ulaştırdı.
Kendi ülkenize dağıtamadığınız maskeleri, ABD’ye gönderip oradan da YPG ve PYD’nin eline geçmesi konusunda size kim akıl verdi açıklarsanız seviniriz.”

Açıklama uzundu. Yunanistan’ın işgal ettiği Türk adaları ve üniversite sınav tarihine ilişkin eleştirilerini sığdıramadım.

Ben elimden geleni yaptım, size düşen de açıklamanın tamamını bulup okumak olsa gerek…