Önceki aylarda bir yazımızda sormuştuk; Fiyatlar bu kadar artarken enflasyon nasıl düşer?

Şöyle düşüyor;

Şirket muhasebeci alacaktır, duyuru yapılır, başvurular alınır ve mülakat başlar.

Tek bir soru sorulur adaylara, tek cümle ve oldukça basit; 2 kere 2 kaç eder?

Ne olacak canım, tabi ki 4 eder diyenlerin alayı elenir. Çünkü doğru yani istenen cevap; “siz kaç çıkmasını istersiniz efendim”dir.

Ve, TUİK’in başına ‘siz kaç çıkmasını istersiniz efendim’ diyeni getirerek enflasyonu bir çırpıda düşürüverdiler.

Enflasyon önemlidir, devlet ve özel sektör patronlarının korkulu rüyası olan işçi/memur ücret artış oranının belirleyicisidir.

E düşmüyor diye işçi-memur-emekliye fazladan zam yapacak kadar enayi değiller elbet.

Haliyle, ‘Siz kaç çıkmasını istersiniz efendim’ diyeni bulacaksın.

Bir de ‘siz ne yazmamızı istersiniz efendim’ diye kamuoyuna operasyon çeken bir yandaş basınınız da varsa gerisi kolay.

Öyle oldu…

Baktılar ki düşüremiyorlar, kâğıt üstünde indiriyor ve bunu da bir güzel yutturuyorlar.

Yutturuyorlar ki fiyatlar arttıkça, resmî enflasyonun düştüğü iddia edilen çok çok garip ülke ve buna inanan garip bir kütle haline getirildik...

Sadece elektriği baz alalım.

İstatistik verilerine göre son 15 yılda OECD ülkelerinde elektrik zammı ortalama yüzde 75 artarken, Türkiye'de artış oranı yüzde 350 olarak gerçekleşmiş. Yani elektrik bizde 4 kat daha pahalı…

2018 Aralık ayından 2019 Aralık ayına kadar elektrik fiyatlarına 7 kere zam yapılmış.

Sadece son bir yıllık artış oranı yüzde 57, enflasyon oranı ise yüzde 10 küsur…

Biz de her türlü fatura yaşadığımız soygun düzeninin başlıca göstergesidir.

Hele elektrik, o tek başına topyekûn enayiliğimizin de tescilidir aynı zamanda…

Yönetenler için ne güzel bir memlekette yaşıyoruz.

Düşünsenize, bir lokantaya gittiniz, yediniz, içtiniz. Sıra hesap ödemeye gelince bir baktınız ki yemek bedelinin yanında farklı bir şeyler var. Birisi KDV tamam da ötekiler ne?

Haliyle soruyorsunuz, bu nedir?

Kaçak bedeli efendim, bir müşterimiz hesabı ödemeden kaçtı da…

Peki bu?

O kayıp bedeli efendim! Bizim sakar aşçı tencereyi devirmiş, maalesef kaybımız büyük!

Allah Allah! Peki bu?

Dağıtım bedeli efendim, yemeği ayağınıza kadar getirdik ya!

Gülmeyin, bu anlattığım sizin hikâyeniz…

Elektriği özelleştirdikten sonra bununla da yetinmedik, bu işi üstlenen özel sektöre akıl almaz kıyaklar geçtik.

Oysa elektrik dağıtımı içlerinde “Milletin A….. koyacağız…” diyen yandaş işadamının da bulunduğu 18 özel şirkete devrederken, ihale dosyalarına “Kayıp kaçak bedelini ayrıca elektrik abonesi vatandaştan tahsil edilemez” diye bir madde konulmuştu.

Fakat, kayıp- kaçak bedeli faturaya bindirildi.

Birisi de çıkıp da şirketlere, faturalara “kayıp kaçak bedeli koyamazsınız, biz size dağıtım işini bu şartla verdik” demedi.

Dolayısıyla yıllardır yandaş işadamlarına ait 18 özel şirketin elektrik dağıtım hatlarında kaybı önleyecek yatırımları yapmamasının ve hırsızları yakalayamayıp kaçağı bitirememesinin bedelini dürüst, namuslu vatandaşlar ödüyor. Nasıl ödemesinler ki fatura bir gün gecikse anında kesiyorlar.

Bu arada bu işten devletin kasasına 12,7 milyar dolar girdi. Bu para ile birtakım borçlar ödendi.

Haliyle vatandaşın bir kısmı “iktidar ekonomiyi çok iyi yönetiyor” demeye başladı.

Ama yediği kazığın farkında olanlar, ulan ülke ekonomisi iyiye gidiyor ama ben bittim diyenler de vardı elbet…

Vatandaşların çoğu tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakalım derken, bir kısmımız bu konuda epey mücadele etti, direndi.

Adana'da bir vatandaş, dava açtı, kazandı hatta üst mahkeme onayladı.
“Kayıp ve Kaçak bedelleri” faturalara yansıtılamaz ve “son 10 yıl yansıtılıp haksız ve hukuksuz alınan paralar soygun sayılır ve vatandaşa geri ödenir” kararı çıktı.
Bu emsal teşkil etmez diyerek resmen hukuk cinayeti işlediler de herkes bireysel başvuru yapacak, bireysel dava açacak şartı koydular.

Kolay değildi, milyonlarca dilekçe, milyonlarca dava, bir o kadar mahkeme…

Ama baktılar ki bir kısım vatandaş inatla direniyor, işi kökten çözdüler

Bu mücadele neticesinde elektrikteki kayıp-kaçağın halktan tahsil edilemeyeceğine dair Yargıtay kararı bile çıktı ama hükümet takmadı.

Elektrik faturasında bulunan Kayıp Kaçak, Perakende Satış ve İletim Bedeli kalemlerini, Dağıtım Bedeli adı altında toplayarak hukuku arkadan dolaştılar.

Yetkililerin açıklamalarına göre Şırnak, Şanlıurfa, Mardin, Siirt, Batman, Diyarbakır'ı kapsayan bölgede kaçak elektrik kullanımı yüzde 86’ya dayandı ve işte onu biz ödemeye devam ediyoruz.

Bölgede elektriğe zam gelmiş kimin umurunda? Ahıra klima takandan tut, sıcak su için kuyuya elektrikli karyola sarkıtana kadar hepsini biz ödüyoruz.

Bölgedeki her 10 kişiden neredeyse 9'u elektriği beleşe kullanırken şirket bunu hiç umursamıyor çünkü kayıp-kaçak bedeli hesaplanıp eşitçe bölünerek tüm abonelere yansıtılıyor, neticede biz enayiler ödüyoruz.

Hadi, yahu adamlar aç açık, bölge sefalet içinde yüzüyor, varsın elektriklerini de yani kaçak kısmını biz ödeyelim diyelim.

İyi de kayıp ne?

Kayıp, elektrik dağıtım sisteminde hatlardan, trafolardan, gerekli bakım-onarım-yenileme çalışmalarının yapılmamasından yani şirketin yatırıma para ayırmamasından kaynaklanıyor malumunuz.

E bunu da niye biz ödüyoruz Allah aşkına!

Bu kadar enayi miyiz?