Bu hükümetin en mükemmel yaptığı şey, gündem belirlemek ve algı yönetmek. 3 – 4 aylık pandemi dönemi kış aylarına denk geldi ve evlere hapis şeklinde geçirdik. Yaz aylarının başında ki serbestlemeden sebep herkes kendini dışarıya attı. Bankaları da devreye sokarak verdikleri kredi destekleri ile alış veriş çılgınlığı başladı. Öyle böyle değil yalnız, insanlar bir birini ezerek alış veriş yapıyorlar. Erzak alış verişinden değil, beyaz eşya, mobilya, konut veya otomobil alış verişinden bahsediyorum. Bu tabloyu görünce içime bir korku girdi. 2008 yılında başlayan konut krizinden daha beteri sanki bizi köşe başında gelse de çelme taksam diye bekliyor gibi geldi bana.

Asıl problem şu an sağlık problemi iken, yakın gelecekte büyük bir ekonomik probleme dönüşecek. Aslına bakarsanız beni bunlardan daha fazla rahatsız eden konuların gündeme geliyor olması. Bunlardan bir tanesi İYİ Parti’nin,”Çin’in baskıcı uygulamalarına maruz kalan Uygur Türklerinin sorunlarının araştırılmasına” ilişkin teklifi Cumhur İttifakı oylarıyla reddedildi. Buraya kadar beni şaşırtan bir şey yok, alışılmış bir olay. Asıl bundan sonra TBMM’sinde söz alan Hdp’li Gergerlioğlu’nun "Uygur Türklerinin de hakkını savunan bir partiyiz ve iktidarın Uygur Türklerini sattığını düşünüyoruz. AKP’siyle, MHP’siyle, 50 milyar dolar için bu satışın gerçekleştiğini net bir şeklide söylüyorum" dedikten sonra Mhp’li Akçay "Ne yapacağız? Çin'e savaş mı açacağız?" diyerek tepki göstermesi oldu.

Bu dünya’nın civisi mi çıktı? Ben nerede bir şeyler kaçırdım. Hdp, Uygur Türklerini savunuyor. Mhp, iktidarın yanlışlarını savunuyor. Görsel, yazılı ve sosyal medyada çıkan haberler yok artık dedirten cinsten olmaya başladı. Bu ülkede artık yapısal reformlar bir hayal oldu. Bu saat’e kadar sesini çıkarmayanlar, bu saatten sonra en fazla bağıranlar olacak, sadece biraz zaman diyerek bu hafta’nın atasözüne geçiyorum. “Hayvanın alacası dışında, insanın alacası içinde.” diyerek haftalık yorumlarımıza geçelim.

BİST100: Geçen hafta yazdıklarımı okuyan ve dikkate alan arkadaşlar güzel hareketler yaptılar. Nitekim aldatmaca dolu bir haftayı geride bıraktık. Finansal piyasalara yeni katılan yatırımcılar yürekleri ağzında bir hafta geride bıraktılar. Önce eşeği kaybettiler sonrasında buldular. Borsa’nın klasik tuzaklarından biri olan kaybedip bulma geleneği, birden hokus pokusa dönüştüğünde sadece baka kalırlar. Şu anda alkollü sürücünün trafik’de ki cesareti ile işlem yapanlar, lütfen dikkat! Hafta’yı 114.808 de kapatan endeks, Yeni hafta’ya yükselerek başlayacak olsa da 115.769 üzerinde kalıcılık sağlayamadığı her sürede satış ile karşılaşır. Bu hafta 116,955 üst sınır bölgesi gibi duruyor. Üstü ve aşağısı farklı fiyatlanır. Desteklerimiz 114.200, 113,500, 112.635 daha aşağı fiyatlamalarda yükseliş trendi bozulur.

DOLar: Geçen hafta sonu gelen tüm olumsu verilere direnen DOLar’da ki gizli el, bu haftayı terleyerek geçirecek gibi görünüyor. Bu daralmanın sonu hayır olur inşallah.

ONS ALTIN: Geçen hafta söylediğim 50 $’lık hareket gerçekleşti. Yeni hafta’ya 1.798 $ dan merhaba diyecek olan Ons altın hafta’nın ilk günü yükseliş eğilimi gösterecek olsa da satış baskısı ile karşılaşacaktır. 1.770 $ üzerinde kaldığı sürece yön yukarı olacaktır.

Hepimize bol bereketli, sağlıklı iyi bir hafta diliyorum.

Editör: TE Bilişim