Bir garip kafa keşmekeşinin artık gizlenemediği yerel medyada, çokbilmişliği pazarlayarak kalem oynatan takım, sanki üzerine vazifeymiş gibi partilere yön gösteriyor…
Allamelik taslıyor…
Arz ve tul hesabı çarpık bir mantıkla, al takke ver külah, olmamış bir seçimi altı ay önceden sonuçlandırıyor…
Hayret!.

***

Dün bir köşe yazısı okurken kahkahalarla güldüm…
Güleriz ağlanacak halimize!..

Yorumcu diyor ki:
“-Ey CHP İl Başkanı Erdoğan Isır, AKP Sakarya’da 17-0 yaparsa siyaseti bırakacağını söylemişsin. Sen bu açıklamayı MHP’ye güvenerek mi yaptın?. Çünkü MHP, şu, şu, şu ilçelerde AKP’nin ensesinde olacak. Ya az farkla kazanacak ya da AKP’ye bırakacak. CHP ‘sıfır’ çekecek…”
Bilmem ki günümüz siyasetinin de, köşe yazarlığının da içine düştüğü durumu daha çarpıcı biçimde özetleyecek başka bir yorum olabilir mi?.

Bektaşi’ye sormuşlar:
-Cart kaba kağıt ne demek?..
Baba Erenler hemen yanıtlamış:
-Cart ile curt, kaba ile saba, kağıt ile tuvalet kağıdı bir araya getirildi mi çıkacak sonuç kuru sıkı doldurulmuş av tüfeğinin saçmalarına dönüşür…

Yazar, bu yorumuyla CHP İl Başkanına sataşıyor, AKP’yi kolluyor, MHP’ye alan açmaya çalışıyor ama nafile…
Bu mantıkla ne CHP ırgalanır…
Ne AKP’ye yaranılır…
Ne MHP’ye kapılanılır…

***

O biçim köşe yazarları bir şeyi unutuyorlar…
Şu anda seçime altı ay var ve siyasa allak bullak…
Altı aya kadar kim öle, kim kala, ne ola…
Adayların belirlenmediği, partiler arası ittifak görüşmelerinin konuşulduğu bir dönemde bağımlılık ya da önyargıyla malul bir köşe yazarının yorumu, yorum olmaktan çıkmıştır…
Şu parti kazanacak…
Bu parti kaybedecek…
Bir aday köşeleri süsleyecek…
Bir başka aday görmezlikten gelinecek…
Olmaz böyle bir şey!..

Herhangi bir partiye ya da adaya düşmanlığı kaşıyarak yazı döşenenler, ne bu şehre hizmet ediyorlar, ne seçmen iradesine saygı gösteriyorlar ne de basın ahlakına uyuyorlar…