Sakarya Özel Altınküre lisesinde görevli Uzman Klinik Psikolog Hasan Lütfü Ayanoğlu, akran zorbalığının sık karşılaşılan toplumsal bir problem olduğunu ve uzun vadede birey üzerinde olumsuz etkiler bırakan bir şiddet formu olduğunu belirtti.

Okullarda akran zorbalığı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de giderek artmaya devam ediyor. Geçilen günlerde Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapmış olduğu açıklamalarda okullarda uygulanan akran zorbalığına dikkat çekildi. Sakarya Özel Altınküre Fen ve Anadolu Lisesinde görevli Uzman Klinik Psikolog Hasan Lütfü Ayanoğlu, zorbalığın sık karşılaşılan toplumsal bir problem olduğunu ve uzun vadede birey üzerinde olumsuz etkiler bırakan bir şiddet formu olduğunu ifade etti.

Toplum sağlığı etkilenebilir

Zorbalığın okullarda da çocuklar için risk oluşturduğunu belirten Hasan Lütfü Ayanoğlu, "Bunun en önemli sebebi olarak, çocuklarımızın kendisinin güçlü olduğunu gösterme, göz önünde bulunma ve popüler olma çabası diyebiliriz. Ayrıca popüler olarak algılanan çocukların duygusal zorbalığı statü kazanmak amacıyla kullandığını da ifade edebiliriz. Bu süreçte zorbalık uygulayan çocuk kendi popülerliğini kanıtlamaya çalışırken, mağdur çocukların algıları kendilerini suçlayıcı şekilde gelişmektedir. Buna ek olarak, kendilerine yardımcı olabilecek ve sosyal becerilerini geliştirebilecek sosyal çevre edinmekte zorluk yaşayabilmektedirler. Okul döneminde zorbalığa maruz kalan öğrenciyi inceleyecek olursak, zorbalığın ciddi bir travmaya sebep olabileceğini ve etkilerinin okul yıllarını aşarak yaşam boyu sürebileceğini, dolayısıyla toplum sağlığını da olumsuz etkileyebileceğini söyleyebiliriz" dedi.

Çocuklar empati kurmayı öğrenmeli

Uzman Psikolog Hasan Lütfü Ayanoğlu açıklamalarının devamında, "Zorbalık sonucu çocuk profillerini inceleyecek olursak, zorbaların genel olarak saldırgan, asi tavırlara sahip ve akranlarına karşı düşmanca yaklaşım içinde olan bunun yanı sıra akademik zorluk yaşayan ve zaman zaman öğretmenlerine veya ebeveynlerine meydan okuma davranışları gösteren bir tutum içinde olduğu görülmüştür. Zorbalık mağduru çocuklar ise genellikle akranları arasında donuk, kaygılı, içe dönük ve özsaygılarının düşük olmasıyla birlikte özgüven eksikliği yaşayan ve okula uyumsuzluk ve adaptasyon problemi olan bireyler olarak görülmektedir. Zorbalık tüm toplumda değerlendirilmesi ve üzerinde çalışılması gereken bir meseledir. Çocuklar sokakta ya da internet ortamında insanların birbirine bağırdığına ve zarar verdiğine ve kurallara uymadığına şahit olmaktadır. Bu durumlar da çocuğun zorbalığa meyil etmesinde sebep olmaktadır. Toplumun en küçük yapı taşı olan ailenin ve toplumun, zorba tutum ve davranışları yüceltici söylem ve durumlardan kaçınması, zorbalığa maruz kalan bireylerin hak ettiği düşüncesini dile getirmemesi çocuklarımızın bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimleri bakımından daha olumlu sonuçlar verecektir. Ayrıca, çocuklarımıza farklılıklara tolerans gösterebilme ve empati duyabilmeyi öğretmek, akran zorbalığı ve zorbalığı azaltmada önemli etkenlerdir. Çocuğu zorbalıktan korumak, onunla iletişimi iyi tutmakla başlar" diye konuştu.

Kaynak: iha