Geleceğin için doğru tercih

YKS maratonu sona erdi, tercih dönemi başladı. Üniversite adayları okumak istedikleri bölüm için araştırmalara başladı.  Öğrencilerin bu araştırmasına ışık tutmak amacıyla gözde mesleklerin başarılı isimlerine sorduk. Niçin o mesleği seçtiler, aradıklarını bulabildiler mi, yaptıkları işi seviyorlar mı? Daha da önemlisi gençlere kendi mesleklerini tavsiye ederler mi? 

Bugünkü konuğumuz Doktor Eyüp Kişi oldu. Tercih dönemi sona erinceye kadar farklı mesleklerden kişilerle söyleşeceğiz… Az da olsa faydamız dokunursa ne mutlu bize…

Rabia Uçar – O. Hakan Karslı

Üsküdar devlet hastanesinde acil serviste pratisyen hekim olarak çalışan Dr. Eyüp Kişi Tıp Fakültesini tercih etmek isteyen üniversite adaylarına mesleğin avantajları ve dezavantajları hakkında önerilerde bulundu. Gazetemiz Bizim Sakarya’ya konuşan Kişi, bölümün zor olduğunu ancak süreç yönetimini öğrendikten sonra geriye sadece emek vermek kaldığını söyledi.

 “HEKİMLİK MESLEĞİ RUHUMA DOKUNDU”

Doktorluk mesleğini mantığını kullanarak tercih ettiğini ancak daha sonra mesleğini icra ederken ruhuna dokunduğunu söyleyen Dr. Kişi, “Mesleğimi tercih etme sebebim tabii ki öncelikle ülke şartları ve yüksek puan almamdan kaynaklı alternatifler arasında olmasıydı ancak fakülte sürecinde fark ettim ki felsefi yönden çok çok sevilecek bir meslek. İnsan hayatına direkt etki edilen, insanların karşınıza kendi açısından “çaresiz” geldiği bir meslek. Ayrıca tarihsel olarak en eski mesleklerden biri diyebiliriz. Tercih anında bu kadar hâkim olmasam da hekimlik mesleği, sanatı veya işi ne dersek diyelim; etik, deontoloji ve insan sevgisi olmadan yapılabilecek bir meslek değil. Bana göre de insanların, çağın hızlı geliştiği ve dönüştüğü yakın tarihte bu değerler için çalışabilmek çok çok önemliydi. Hekimliği mantığımı kullanarak seçtim ama ruhuma dokundu diyebilirim. Bu cevabı da pek çok meslektaşımdan duyabilirsiniz” ifadelerini kullandı.

“BÖLÜM ZOR AMA EMEK İSTİYOR”

Tıp fakültesinin çalışma sistemini sadece üniversitede kavrayabildiğini belirten Dr. Kişi süreç yönetimini öğrendikten sonra geriye sadece emek vermek kaldığını söyleyerek, “ Eğitim açısından zorlayıcı bir tercih miydi sorusuna şu şekilde cevap vermek doğru olacaktır; mesleğin kapsamı ve ileride yapacağımız işin hassaslığından ötürü sürekli bir yetersizlik hissiyatı oluşuyordu. Bunun oluşması gayet doğal ve gerekli. Zaten tıp eğitimi bilimle iç içe ve teknolojinin her alanından etkilenen multidisipliner bir eğitim olduğu için kusursuz ve tastamam bir eğitim hayatını hedeflemek veya başardım demek çok da doğru olmaz diye düşünüyorum. Zorluk konusunda da 2 fen lisesi görmüş çok sayıda dereceye girmiş arkadaşları olan biri olarak, tıp fakültesinin çalışma sistemini sadece üniversitede kavrayabildim. Süreç zaten bunu öğrencilere kazandıracaktır. Zor evet, ama sürecin yönetimini öğrendikten sonra geriye sadece emek vermek kalıyor. Bu da zaten hem mesleğin hem de insan yaradılışının gereği olan bir durum diyebiliriz. İnsan dinamik ve ilerlemeye yönelik yaradılışa sahip bir varlık. Bunu gerekliliklerini yerine getirdiğimiz sürece fakültenin eğitim zorluğu bize tatlı anılar olarak kalacaktır. Askeri disiplin, anne şefkati ve bilim adamı algısı gerektiren bir meslek olarak özetleyebilirim” dedi.

EN HIZLI İŞ BULAN MESLEK

Doktorluk mesleğinin kamuda en hızlı iş bulan bir meslek olduğunu belirten Dr. Kişi, “ İş bulma konusunda hepiniz takdir edersiniz ki Türkiye’nin kamuda en hızlı iş bulan mesleği diyebiliriz. Fakültede son staj gününden itibaren evrak süreçleri sonrasında hemen çalışmaya başladım. Kamuda zorunlu hizmet süresi bitmeden özel sektörde çalışamıyorsunuz. 300-600 gün arası değişen zorunlu hizmeti bitirmek zorundasınız. Tercih sürecindeki bir öğrenci için bu kadar bilgi yeterli diye düşünüyorum” diye konuştu.

ORTALAMA MAAŞ DURUMU

Dr. Kişi meslekte ortalama bir memur maaşının olduğunu ancak çaba sarf edildiğinde kişiyi tatmin edecek noktalara ulaşmanın mümkün olduğunu belirterek, “ Mesleğimizin maaş durumu ülkenin ekonomik durumu da göz önüne alındığında orta seviye memur maaşı diyebiliriz. Bu konu çok değişken (çalışılan yere, ek mesai veya branşa göre) bir konu olduğu için çok dallandırmak istemiyorum. Ama çaba sarf edildiğinde tatmin edecek noktalara ulaşmak ortalama bir memura göre daha rahat diyebilirim” dedi.

“BEKLENTİLER KARŞILANMADI”

Tıp fakültesinin beklentilerini pek karşılamadığına da değinen Dr. Kişi bunun sebeplerine değinerek, “ Mesleğimi seçerken beklentim geçim kaygısı olmadan ortalama, kendi kendime yaşam sürebileceğim bir hayattı. Şu anda çok mümkün değil ülkenin ekonomik şartları da göz önüne alındığında, ancak yine de memnunum diyebilirim. Hepinizin de bildiği ve takip ettiği üzere Sağlıkta şiddet sorunu, doktorların çalışma şartlarının zorluğu ve beyin göçü meselelerini göz önüne alırsak, beklentilerin genel olarak karşılanmadığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

“RİSK ALMAYI GEREKTİRİR”

Mesleği tercih etmek isteyen Dr. Kişi, “Mesleği seçecek olan arkadaşlara tavsiyem kesinlikle çok büyük maddi beklentiye girmemeleri, öncelikle bunu tavsiye ederim daha sonrasında insanlarla iç içe ve sürekli yüz yüze temas kurulan bir meslek olduğunun göz önünde bulundurulması. Bu şekilde olmayan branşların mevcut olduğunu söyleyebilirim ancak genel olarak hekimlik kavramına baktığımızda insanlarla iç içe bulunan bir meslek grubu bunu kesinlikle göz önünde bulundursunlar.  Hekimlik yeri geldiğinde paranoyayı, yeri geldiğinde kaygıyı, yeri geldiğinde risk almayı gerektiren bir branş. Bunlar zaten eğitim sürecinde kazanılabilecek özellikler. Ama sabırlı, tahammüllü, yerinde zamanında kararlar vermeyi bilebilen arkadaşların tercih etmesini tavsiye ederim” şeklinde konuştu.

Editör: Rabia KAYA