Dün yeniden rekor tazeleyen dolar 7.37’yi, Avro 8.71’i aştı. Yüksek kur, sofraya gelen her ürünün zamlanmasına, faizlerin, kredi kartı maliyetlerinin artmasına yol açacak.

Kötü ekonomi yönetimine Covid-19 kaynaklı belirsizliklerin eklenmesiyle derinleşen ekonomik kriz yurttaşı yoksullaştırmaya, alım gücünü azaltmaya devam ediyor. Yurtiçi piyasalarda dün Merkez Bankası ve BDDK’den gelen hamlelere rağmen dolar ve Avro’daki yükseliş sürdü.

7.31’i aşan dolar/ TL, dün yeni bir rekor daha kırarak 7.37 seviyesine kadar yükseldi. Bir miktar aşağıya çekilerek sonra 7.11’lere geriledi ancak tekrar 7.26’ları aştı.

8.65’i aşan Avro/TL ise tarihi zirvesini dün 8.7137’ye taşıdı. Öğlen saatlerinde 8.40’lara çekildikten sonra 8.50’lerde dengelendi. 510 TL yi gören Gram Altın 475 lira seviyesine çekildi.

Güne yüzde 0.45 azalışla 1.029 puandan başlayan Borsa İstanbul’daki kayıplar da gün içinde bir ara yüzde 4’e yaklaştı. Ancak yeni kazanımlarla BIST 100 günü yüzde 2.53 artışla kapadı.

KUR NEDEN YÜKSELİYOR?

Peki, döviz ve altın neden bu kadar artıyor, TL’deki hızlı erime ülke ve yurttaş ekonomisini nasıl etkileyecek, altın ya da döviz alım-satım yapmak isteyen vatandaş nasıl davranmalı?

Ayasofya’nın müze niteliğini yitirmesi dahi kurdaki artışı tetikleyen bir unsur. Bu adım Türkiye’nin modern dünyadan koptuğu algısını güçlendiriyor. Güven vermeyen Ekonomi sermaye çıkışını hızlandırdı. Elbette bugünlere bir anda gelinmedi. Serbest piyasa ekonomisinin gerçeklerinden kopuldu. Bunun içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faizin enflasyonun nedeni olduğu” görüşünü ısrarla savunması da var.

 “Faiz enflasyonun nedeni değil sonucu iken, yapay yolla faizi indirdiğimizde enflasyonun da düşeceği yanılgısına kapıldık”

Ø Döviz almak isteyenlerin, satmak isteyenlerden daha fazla olması.

Ø Enflasyon verileri özelinde veri güvenliği konusunda tereddütler oluşması ve bunların giderilmemesi.

Ø Önlemlerin toplu halde alınmaması, ekonomide keyfi uygulama algısının oluşması.

Ø Öngörülebilirliğin ortadan kalkması.

Ø Bütçe disiplininin kaybedilmesi, bütçenin harcama ayağında kamunun özensiz hareket etmesi.

Ø Yapısal reform takviminin bir türlü ortaya konulamaması.

Ø Dövizi belli bir noktada tutmak için Merkez Bankası rezervlerinin eritilmesi. Brüt rezervlerin 2019 sonundan bu yana 32 milyar dolar erimesi.

Ø 2019’da 34.5 milyar dolar civarındaki turizm gelirlerinin, bu yıl birkaç milyar doları aşmayacağının anlaşılması.

Ø Swap hattı denilen ABD Merkez Bankası’nın Brezilya, Meksika, Güney Kore gibi ülkelere verdiği likidite desteği kapsamına Türkiye’nin alınmaması.

Ø Türkiye ekonomisinin yabancı sermaye akımlarına aşırı bağlı halde olması.

Ø Son dönemde güven bulamayan yabancı yatırımcının da Türkiye’yi terk etmesi.

  • YURTTAŞI NASIL ETKİLEYECEK?
  • Yüksek kur seviyesi, uzun dönemde yüksek enflasyona, sofraya gelen her ürünün zamlanmasına, alım gücünün düşmesine yol açacak.
  • İthalatı pahalılaştırıp, yabancı makine ve girdilere gereksinim duyan yatırımları, dolayısıyla büyüme ve istihdamı yavaşlatacak. Bu da işsizliği derinleştirecek.
  • Faizler kaçınılmaz biçimde yükselecek. İhtiyaç kredileri, kredi kartı maliyetleri sıçrayacak.
  • Dövizin yükselmesi 431 milyar dolar olan Türkiye’nin dış borçlarının ödenmesini zorlaştıracak. Her 10 kuruş artış, 43.1 milyar lira daha fazla nakit çıkışı demek.
  • Doğalgaz ve petrolün TL karşılığının artmasıyla önümüzdeki yıl ısınmak daha da pahalılaşacak.

DÖVİZ/ALTIN ALALIM MI?

 “Öncelikle daha da yükselir aldatmacasına kapılmamalı. Böyle çalkantılı dönemlerde kesinlikle riskli yatırımlardan uzak durmalı.

Bayram öncesinde borsa endekslerinden iki sıfır atıldığı güne göre endeks, yüzde 15 düştü. En çok kaybeden ise trene son vagondan atlayan küçük yatırımcılar oldu. Daha önce döviz veya altın almış yurttaşların sınırlı bir düzeyde satış yaparak, kârlarını realize etmeleri, daha önceki yaşanmış örneklerden yola çıkarak önerilebilir.”

FAİZLER YÜKSELECEK

Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, önceki gece bankacılar ile acil toplantı yaptı. Kurda oynaklığı azaltmak için kısa vadeli faizlerde yükselişle birlikte mevduat ve kredi faizlerinde artış adımları konuşuldu. Uysal, salgın döneminde piyasaya verilen likiditenin kademeli olarak geri çekileceğini söyledi.

MERKEZ’DEN HAMLE

TCMB, politika faizini artırmak yerine şimdilik örtülü faiz artışı anlamına gelebilecek adımlar attı. Piyasa yapıcı bankalara Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde tanınan likidite imkân limitleri yarıya düşürüldü. Merkez’in son iki gündür yaptığı sıkılaştırma adımları sonrası bankalar arası piyasalarda gecelik faizler yüzde 9.5’e yükseldi. Geçen haftalarda kamu bankaları da ikinci elde uyguladığı aylık yüzde 0.74 düşük fazili konut kredisi kampanyasını bitirmiş ve oranı yüzde 0.79’a çekmişti. Şu anda ise bu oran yüzde 0.87 seviyesinde. Bu süreçte ihtiyaç kredisi faizleri de yükselişte.

DÖVİZE KAÇIŞ SÜRÜYOR

TCMB’ye göre, yurttaşın döviz mevduatları hesabında sert yükselişler yaşandı. Geçen hafta vatandaşlar döviz hesaplarına 4 milyar 360 milyon dolarlık alım yaptı. İki haftalık toplam artış 8 milyar 952 milyon dolar oldu. Merkez’in döviz rezervi ise bir haftada 4.3 milyar dolar eriyerek 46 milyar 673 milyon dolara indi.