Oyun insanlığın ortaya çıkışından beri vardır. Oyun olmadan insan gelişemez, yetişemez, yetişkin olmaz. Yani; yaşının gerekliliklerini yerine getiremez.
Balıklar yüzer, Kuşlar uçar, Çocuklar oynar. Oyuncak kelime manasıyla oy-maktan gelir. Çocuk oyuncağını atar, kırar, parçalar, çıkarır, tekrar takar yani keşfeder. Bütün bu davranışları merakından yapar. Bu doğal süreç engellenmemeli, uygun ortam yaratılmalıdır.
Çocuk salata yapan annesini görüyor ve yanına gidiyor; -Bende salata yapmak istiyorum.
-Hayır olmaz!!! Burada çocuk ‘BEN VARIM!’ diyordu. Anne çocuğun kendini değersiz hissetmesine neden olduğu için, bu çocuk enerji aktarımını başka sahada yapacak, anneyi protesto edecektir. Oysa burada küçük bir görevlendirme çocuğun özgüvenine büyük katkı sağlayabilirdi…
Oyuncak seçerken oyuncağın kullanım amacına dikkat etmeliyiz. Mesela bir kız çocuğunun bir oyuncak bebeğin bakımını üstlenmesi, çocuğun ileriki yaşamındaki öz bakım becerilerinin gelişebilmesine katkı sağlayacaktır.
Bir oyuna başlarken oyunun kuralları, sınırları kesin olmalı. Bir kazanan birde kazanmayan taraf olacak diye anlatılmalı. (Birkaç kez kaybettiğinde canı sıkılan çocuğa; ‘-ama sen her kaybettiğinde eskisinden daha iyi öğrendin değil mi?’ diye açıklanabilir.)
Bir oyuna başlayıp bitirebilen çocuk, iş yapma-bitirme becerisini ileriki yaşantısı için kazanmış olur. Oyun sınırlarına uyan çocuk, hayattaki kurallara uyum sağlamakta zorluk çekmez. Kazanır, kaybeder, ilişkiler kurar. Her oyunda bir karşı taraf vardır. Karşı tarafa saygı duymayı, sıra beklemeyi öğrenir. Empati yeteneği gelişir. Hangi hamlenin sonucunda ne olacağını görür. İş yaşamında daha az zorluk çeker.
Çocuklarınızı ciddiye alın ve saygı gösterin. Sizin önemsemediğiniz küçük noktalar onlar için çok önemlidir. Söz veriyorsanız mutlaka tutmaya çalışın. Zaman zaman oyunlarına katılmaya çalışın. Onlar yaşayacakları dünya için prova yapıyorlar. Lütfen izin verin… ÇOCUK NE YAŞIYORSA ONU ÖĞRENİR
Eğer, bir çocuk sürekli eleştirilmişse; Kınamayı ve ayıplamayı öğrenir. Eğer, bir çocuk kin ortamında büyümüşse; Kavga etmeyi öğrenir. Eğer, bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa; Sıkılıp, utanmayı öğrenir. Eğer, bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse; Kendini suçlamayı öğrenir. Eğer, bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse; Sabırlı olmayı öğrenir. Eğer, bir çocuk desteklenip, yüreklendirilmişse; Kendine güven duymayı öğrenir. Eğer, bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse; Takdir etmeyi öğrenir. Eğer, bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse; Adil olmayı öğrenir. Eğer, bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse; İnançlı olmayı öğrenir. Eğer, bir çocuk kabul ve onay görmüşse; Kendini sevmeyi öğrenir. Eğer, bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse; Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir.

PDR.Emel SEVENCAN
Sosyolog/Aile ve Evlilik Danışmanı
0542 847 78