. ‘Bunun izahı yok!’ denilen haberde, Sapanca’da Arap sermayesi için canım yeşilliklerin feda edilmesi anlatılıyor. Ormanlık arazilerin imara açılarak Arap zenginlere lüks villaların yapıldığına vurgu yapan haberde, önemli tespitler var. “Gölü, doğası ve dağ turizminde büyük ilgi gören, hafta sonları özellikle İstanbulluların doğayla baş başa stres atmak için akın ettikleri Sapanca’ya, son birkaç yıldır Araplar akın ediyor. Türk ortaklı Arap yatırımcılar tarafından satın alınan Sapanca’nın ormanlık alanları, fiyatları 650-700 bin dolara kadar çıkan lüks villaların inşa edildiği ‘Villaköy’lere dönüşüyor.” Editöryal sorumluluk taşıyan arkadaşlarımız ‘dönüşüyor’ demiş, biz bir tık ileri gidelim apaçık gözümüzün önündekini söyleyelim; ‘dönüştü.’

Haberde vurucu bölümler özellikle dikkat çekiyor; “Büyükşehir Yasasından önce köy statüsünde olan ve şimdi mahalleye dönüşen Kartepe’de, orman içindeki ev ve arsaların tamamı alınarak, müteahhit firmalar tarafından villalar inşa ediliyor.”

Haber burada da bitmiyor. Bu vahim tablonun ardından arkadaşlarımız, gazetecilik sorumluluğu ile Sapanca Belediye Başkanı’nın görüşlerine de yer vermiş. Peki bu vahim tablo karşısında Sapanca Belediye Başkanı Aydın Yılmazer ne yapmış? Kulağının üstüne yatmış!

Daha da kötüsü ortada duran gerçeği görmezden gelmiş. Demiş ki başkan bey; “Bu inşaat alanlarının hepsi şahıs tapusu olan yerler. Bir tarım veya orman alanında kesinlikle ne Büyükşehir, ne de bizler tarafından inşaata onay verilmemektedir. Dibektaş’ta görülen yoğunluk daha önce belediye teşkilatı olan Kurtköy Beldesi tarafından zamanında imara açılan yerler. Burada dere ve ırmaklara yakın yerlere veya aşırı yoğunluğa izin vermiyoruz.”

Bu sözler Belediye Başkanı Aydın Yılmazer’e yakışabilir, ama hoca Doç. Dr. Aydın Yılmazer’e yakışmıyor. Ortada duran bir hakikati, otobanı kullanan her bir Türk vatandaşının görebildiği gerçekliği gerçek değilmiş gibi göstermeye çalışmak akademik duruşa yakışan bir davranış değil.

***

Gelelim ikinci haberimize. Bu haberimiz de Yenihaber gazetesinin pazartesi günkü manşeti. ‘Sapanca’da hizmet tepkisi’ olarak duyurulan haberde Sapanca’da bir grup esnafın yeterince hizmet alınamadığı için Sapanca’nın Kocaeli’ne bağlanmasını talep ettikleri duyurulmuş. Esnaflar dükkanlarının camlarına ‘Daha iyi hizmet almak için Kocaeli’ye bağlanmak istiyoruz’ afişleri asmışlar. Gazetenin haberine göre, Sapanca’nın Kocaeli’ne bağlanması yönünde kampanya her geçen gün büyüyor ve daha çok vatandaş bu düşünceye onay veriyor. Kampanya hakkında Sapanca’nın önde gelen iş adamı Mustafa Bilgin ile görüşen gazete, Bilgi’nin görüşlerini şöyle aktarıyor: “Sapanca Gölü’nün Serdivan kıyısı beton yığınına dönüştü. Bizim Sapanca’da yapılaşma yasağı var. Gölü Adapazarı kullanıyor, zararını biz çekiyoruz. Kapakları açmadılar. Tüm arazilerimiz sular altında. Yetiştirdiğimiz fidanların hepsi sudan kurudu. Burada süs bitkiciliği konusunda büyük bir gelişme var. Ancak Büyükşehir Belediyesi buradan gelip tek bir fidan almıyor. Ama Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tüm fidanlarını Sapanca’dan alıyor. Biz de artık hizmet almadığımız Sakarya yerine Kocaeli’ne bağlanmak istiyoruz.”

Peki vatandaşın bu tepkisine Sapanca Belediye Başkanı ne demiş? Haberim yok, demiş…

***

Sapanca gibi bir cennette doğa talan ediliyor, Belediye Başkanı diyor ki öyle bi’ şey yok! Sapanca gibi bir cennette vatandaş Kocaeli’ne bağlanmak istiyor Belediye Başkanı diyor ki, benim de yeni haberim oldu!

Böyle bir belediye başkanı, böyle bir yönetim anlayışı vatandaşın Kocaeli’ne bağlanma isteğini güçlendirir.

***

Bize ayrılan yerin sonuna geldik. Cuma günü Sapanca konusuna devam edeceğiz. Sapanca için söylenecek çok söz var…

Editör: TE Bilişim