Beraber yürüdüklerini iddia ettikleri bu yolda en çok kullandıkları algı sloganıydı; ‘Neredeeen Nereyeeeee!’ Hatta seçim şarkısı olarak bile kullandılar.

Bir havuza attıkları medya, tek ses haline getirdikleri basın ve aslında çok başarılı reklam organizasyonları sayesinde, dinleyenleri ve izleyenleri etkilediler de…

Ama ah o kahrolası ve bir türlü kontrol altına alamadıkları sanal alem?

İşte o sanal alem hafızası ile düşünen beyinler dün ile bugünü kıyaslayabiliyor ve nereden nereye geldiğimizi çok iyi biliyorlar.

En basit örneği, giriyorsun internete, Trabzon’da ki Uzun Göl’ün dünü ve bugünü görüyorsun…

Hesapta kazara yanan ve yetkililerin ‘kesinlikle aslına uygun hale getireceğiz’ dediği alanların nasıl tarumar edildiğini de kıyaslayabiliyorsun mesela…

Konumuz çevre…

Malumunuz 5 Haziran, Dünya Çevre Günü’ydü.

Yetkililerden çevre ve çevre bilinci hakkında güzel nutuklar dinledik.

Çevre ve doğa adına ağızlarından bal aktı gün boyu…

Ama girin sanal aleme, bir kıyaslayın bakalım, ne demişler ama ne yapmışlar ve ‘neredennnn nereyeeee’ getirmişler canım ülkemizi?

Bugün ne konuştuklarına ama 19 yıldır neler yaptıklarına bakın ve kıyaslayın.

Sorun bakalım gogul amcaya, 19 yılda Orman Yasasını kaç kere değiştirmişler? Tam 17 kez…

İşlerine geldiği ve o gün onlara lazım olduğu şekli ile değiştirmişler, yol yapacağım, köprü yapacağım diye milyonlarca ağacı katletmişler.

Sadece Marmara ve Batı Karadeniz'de on üç milyon ağaç kesilmiş…

19 yıllık iktidar Orman Yasası’nı neden 17 kez değiştirir?

Kestikleri ağaçların, yaptıkları talanın ve elde etikler rantın hesabı sorulmasın diye elbette…

En yakın örnek, bakın Geyve Boğazı’na, kaç tane maden ocağı bahanesiyle dımdızlak bırakılmış?

Maden ocakları birilerine peşkeş çekilecek, değiştir yasayı…

Hısım akraba HES’ten beslenecek, değiştir yasayı…

Kazdağları'nda altın aranacak, siyanürle çevre zehirlenecek, beş bin yıllık orman kurutulacak, değiştir yasayı…

Ege'de rant alanı oluşturulacak ama sekiz bin yıllık zeytinlikler yasayla korunuyor, olsun değiştir yasayı…

Cerrattepe... Avrupa'nın doğal ve en yaşlı ormanlarının bulunduğu yer. Özel hayvan türleri, endemik bitki, kuşların göç yolu. Rize, Artvin, Gümüşhane'nin oksijen deposu, yemyeşil vadiler, şırıl şırıl akan sular, alabalıklar...

Ama toprağın altında da yerli ve yabancı kapitalistlerin iştahını kabartan bir takım madenler var. Olsun değiştir yasayı…

Sorun bakalım gogul amcaya, Kamu İhale Yasası’nı kaç kere değiştirmişler? Tam 190 kez…

19 yıllık iktidar olduklarına bakılınca yılda 10 kere değiştirmişler yahu!

Niye? İhalenin kime, nasıl verileceğini nokta atışıyla belirlemek için elbette…

Havamız göz göre göre zehirleniyor. Havamızı korumak için çıkarılan yasalar görmezden geliniyor, yetmiyor çiğneyiciler yarın öbür gün suçlanmasın diye, mevcut yasalar kararnameler ile çiğneniyor.

Bir ara gündemdeydi; Termik santrallerin bacalarına filtre takılacak, termik santrallar ancak öyle çalışabilecekti. Ama kıyamadılar firma sahiplerine, filtre takma süresini 2 yıla yaydılar. Yani halkı 2 yıl daha zehirleyebilirsiniz, dediler.

2 yıl bitmeden baktılar ki halk halen sağ, süreyi uzattılar.

2 yıllık sürenin bitimine yakın konu tartışılmaya başlanmıştı. Bırakın muhalefeti, Tayyip Erdoğan’dan olumlu sinyal alan iktidar ve yandaşları da dahil herkes çevreci kesilmişti.

Ama sonra?

Bunu ve ardından yaşanan rezaleti 5 Aralık 2019 tarihli köşemde yazmıştım;

“TBMM’de, termik santrallere filtre takılması için verilen süreyi uzatma konusunda canhıraş mücadele eden AKP ve MHP milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yasayı veto etmesiyle apışıp kaldılar.”

Son sözü Yalçın  Doğan’a bırakayım; "AKP'nin çevreye verdiği tahribat, tam bir katliam. Hukuk, yargı, devletin işleyişi, bunlar gittikten sonra belli bir sürede yeniden rayına oturabilir.

Ama çevre?..

O ormanlar, o göller, o akarsular, o bitkiler, o vadiler kaç yüz yılda yerine gelebilir ki!.."