Vah Cevdet Güngör’e…
Neden derseniz…
Anlatayım…

***

Güngör, dünkü Yenigün’de yazısına alengirli bir başlık atmış:
“ Siyasilerin iki ayıbı…”
Yazıda iki konu var:
-Yıkılan SSK binasının mezbelelik arsası…
-Kapatılan Türk Ticaret Bankası’nın virane binası…
Gazeteci Güngör, SSK arsası ile Türk Ticaret Bankası binasının Büyükşehir’e kazandırılarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor; çözümsüzlüğü ise siyasilerin ayıbı olarak tanımlıyor…

***

Her iki soruna gerçekçi yaklaşan meslek büyüğümüzün, sorumluluk noktasını genelleme yaparak boşlukta bırakması ilginç...
Neden?
Çok şeyden!..
Cevdet Güngör, Adapazarı için başına iş gelmedik iş kalmamış kıdemli bir yazar...
Ama bir sorun var:
Bu niteliklere sahip bir yazara, şimdi kalksa CHP’li Engin Özkoç, “-Kardeşim iktidar biz miyiz ki ayıp benim olsun?..” derse ne yanıt alır?..
İyi Partili milletvekili Ümit Dikbayır, arasa, “ Cevdet Bey, siz söyleyin ben gereğini yapacağım!” derse ne söylenebilir?...
Saadet Partisi İl Başkanı Fahrettin Bay, gücün bize mi yetiyor serzenişinde bulunursa, ağzının payını alır mı?..
Sanırım içinden ya sabır çekerek der ki:
“-Kardeşim, hangi koşullarda gerçeğin peşinde koştuğumuzu ah bir bilseniz!..”
Bu durumda gel de Cevdet Güngör’e acıma…
Sevgili büyüğümüze acıyorum…

***

Peki, hem şehir sorunları konusunda sorumluluğu olmayan siyasilere, hem de Cevdet Güngör’e aynı zamanda acımak olacak iş mi?