Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aziz Çelik, Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü  (ÇEEİ) Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı için yayımlanan profesörlük ilanında, kişiye özel şartlar bulunduğu yönündeki şüphelerini dile getirdiği açıklama üzerine  ÇEEİ Bölüm Başkanlığının akademisyenlere bir açıklama yolladığını belirterek,  bu açıklamanın kaygılarını doğrular nitelikte olduğunu savundu.

Doç. Dr. Aziz Çelik'in söz konusu açıklaması şöyle:

Değerli Hocalarım, Sevgili Meslektaşlarım ve Arkadaşlarım,

13 Ekim 2021 günü sizlere ilettiğim açıklamamın ardından Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri (SAÜ SBF ÇEEİ) Bölüm Başkanlığı imzasıyla ÇEEİ bölümlerine mensup akademisyenlere bir açıklama yolladığını öğendim. Söz konusu açıklamada yer alan bazı hususlar üzerine sizlere tekrar bilgi verme ihtiyacı duydum. Konunun kişisel değil, akademik etik, liyakat ve kamu hizmetinde eşitlik ilkeleriyle yakından ilgili olduğunu düşündüğüm için değerli zamanınızı tekrar alıyor ve ilgili Bölüm Başkanlığının açıklamasına ilişkin değerlendirmelerimi aşağıda dikkatinize sunuyorum

Kurumsal Bir Açıklama Kişisel Bir Polemik Üslubuyla Yazılmamalıdır: SAÜ ÇEEİ Bölüm Başkanlığı tarafından yapılan açıklamanın kişisel değil kurumsal bir metin olduğu anlaşılıyor. Ancak açıklama metni kurumsal bir açıklamada asla olmaması gereken kişiselleştirilmiş bir polemik üslubuyla kaleme alınmıştır. Kurumsal/kamusal açıklamaların nesnel ve tarafsız bir üslubu olmalıdır. Kurumlar kararlarıyla konuşur ve objektif açıklamalar yapar. Oysa Sayın Bölüm Başkanlığının açıklaması son derece sübjektif ve kişisel saiklerle kaleme alınmış gibi görünüyor. Kurumları ve özellikle de akademik kurumları kişisel tutumlarımızın aracı haline getirmemeliyiz. SAÜ ÇEEİ Bölüm Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada yer alan -akademik hususlar dışındakisübjektif konulardan ve ithamlardan söz etmeyi zül sayarım. Benim için esas esas olan ilkelerdir, hukuktur. Anadolu’daki kadim bir halk deyişiyle “kem söz sahibine aittir.”

Açıklamamın Muhatabı SAÜ ÇEE Bölümü Değildir, Bölüme Dönük Bir Suçlama Yoktur: Benim açıklamamda, iddia edildiği gibi SAÜ ÇEEİ Bölümüne dönük bir itibarsızlaştırma ve bölümün değerli öğretim üyesi kadrosuna yönelik kişisel bir suçlama yoktur. Dolayısıyla SAÜ ÇEEİ Bölüm Başkanlığının cevap vermesini gerektirecek bir durum söz konusu değildir. Yaptığım bilgilendirmenin konusu SAÜ Rektörlüğü tarafından verilen ilandır ve muhatap da rektörlüktür. Kaygılarım konusunda güvence verecek makam işlemleri yürütmeye yetkili olan sayın rektörlüktür.

Açıklama Tevil Yoluyla İkrar Anlamına Geliyor: Kişisel açıklamamda hukuka uygun olmadığını düşündüğüm bir idari işlemi (ilanda yer alan kişiye özel şartı) eleştirdim ve güçlü karinelere dayalı kaygılarımı ÇEEİ ve akademik kamuoyu ile paylaştım. SAÜ ÇEEİ Bölüm Başkanlığı adına sizlere yollanan açıklama bu kaygılarımı gidermek bir yana olgulara ve karinelere dayalı kaygılarımı tevil yoluyla ikrar ediyor. Bölüm Başkanlığının açıklaması kaygılarımı doğrular niteliktedir.

İlana Başvurmak Anayasal Vatandaşlık Hakkıdır: Bilindiği gibi akademik ilanlar kamuya açıktır ve şartları yerine getiren, liyakat sahibi her akademisyene açıktır. Akademik kadrolara girmek ve yükselmek idare hukukunun temel ilkelerine bağlıdır. Bu ilkelerin başta gelenleri liyakat ve eşitliktir. Anayasanın 70. maddesine göre; “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.” 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kamu hizmetine girmede temel ilke olarak liyakat sistemini kabul etmiştir. Bu nedenle SAÜ Rektörlüğü tarafından yayımlanan ilana başvurmak vatandaş olarak anayasal hakkımdır.

İlanlardaki Şartlar Objektif, Denetlenebilir ve İlgili Bilim Dalıyla İlgili Olmalıdır: 2547 sayılı Yasanın 26. Maddesine göre profesörlüğe yükseltilerek atanmak için aranan koşullar objektif ve denetlenebilir olmalıdır. Yasaya göre üniversiteler “münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak, bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve denetlenebilir nitelikte ek koşullar belirleyebilirler.” Ek koşulların amacı bilimsel kaliteyi artırmak ve bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları gözetmek olmalıdır. En önemlisi bu koşullar objektif ve denetlenebilir olmalıdır.

Bir Adayı Tanımlayan ve Kişiye Özel Akademik İlan-Akademik Nepotizm Yasaktır: Bilindiği gibi Akademik kayırmacılıkla (nepotizmle) ilgili şikayetler Yükseköğretim Kurulunu (YÖK) rahatsız etmiştir. Nitekim YÖK Başkanlığı tarafından Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına 2 Dair Yönetmelik’te 9 Mart 2021 tarihinde yapılan değişiklik ile “İlana başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacağı gibi ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilemez” hükmü eklenmiştir.

Söz Konusu İlanda Bir Adayı Tanımlayan Özel Şart Vardır: Oysa SAÜ Rektörlüğünün Endüstri İlişkileri ana bilim dalı profesörlük kadrosu ilanında yer alan “uzaktan çalışma ve yeni istihdam biçimleri hakkında çalışmaları olmak” şeklindeki ek şartlardan biri halen endüstri ilişkileri ana bilim dalında çalışmakta olan bir öğretim üyesinin yeni yayımlanan bir çalışması ve diğeri ise halen verdiği doktora dersinin adıdır. İlandaki kişiye özel şartın belirli bir adayı tanımladığı ve bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları (endüstri ilişkileri) göz önüne almadığı, ayrıca objektif ve denetlenebilir olmadığı açıktır.

Olgulara ve Karinelere Dayalı Kaygılarımı Kamuoyu ile Paylaşıyorum: Bu açık hukuk ilkelerine ve bağlayıcı normlara rağmen akademik ilanlarda idarenin muvazaa yoluna gittiği ve sık sık şahsa özel koşulların yer aldığı ilanlar verildiği akademik camia için sır değildir. Bu maddi deliller ile çalışma ekonomisi camiasında konuşulanlar ve konunun muhataplarının çeşitli değerlendirmeleri birarada değerlendirildiğinde söz konusu kadro ilanının kişiye özel olduğu çok güçlü bir karine haline gelmektedir.

Bilimsel ve Adil Bir Değerlendirme Süreci Bekliyorum: SAÜ ÇEEİ Bölüm Başkanlığı açıklamasında henüz jüri değerlendirmesinin yapılmadığı benim de başvurumun değerlendirileceği belirtiliyor. Bu zaten hukukun gereğidir. Ancak bu husus bölümün değil rektörlüğün yetkisindedir. Ben de açıklamamda ilandaki kişiye özel koşula rağmen jürinin bilimsel ve adil değerlendirme yapacağına inandığım için başvuru yaptığımı belirttim. Rektörlüğün de bilimsel kriterleri dikkate alarak hukuka uygun bir karar vermesini bekliyorum.

SAÜ ÇEEİ Bölüm Başkanı Tarafsızlığını Yitirerek İhsası Reyde Bulunmuştur: Bilindiği gibi ilgili bölümde profesör kadrosunda bulunan akademisyenlerin bilim jürisinde yer alması yasal olarak mümkündür ve akademik bir teamüldür. Ancak SAÜ ÇEEİ Bölüm Başkanlığı tarafından yapılan açıklama ile sayın bölüm başkanı akademik nitelikler dışında sübjektif konulardan hareketle hakkımda olumsuz kanaat oluşturmaya çalışmış ve böylece tarafsızlığını yitirerek hakkımda ihsası reyde bulunmuştur. Bu nedenle, oluşturulacak bilimsel jüride yer almasının hukuken doğru olmadığı kanaatindeyim. Kendisinin ve SAÜ Rektörlüğünün jüri oluşturulurken ihsası rey hususunu dikkate alacağına inanıyorum

Atama ve Yükseltme Kriterleri Şahsa Özel Değildir: SAÜ Bölüm Başkanlığını açıklamasında akademik atama kriterlerine dair ilginç iddialar yer almaktadır. Oysa akademik atama ve yükseltmede evrensel ve Türk yüksek öğrenim sisteminin benimsediği ilkeler bellidir. Kendinden menkul kriter olamaz. Kriterler objektif ve ölçülebilir olmalıdır. Bu çerçevede her üniversite atama ve yükseltme için nitel ve nicel özellikleri bir arada taşıyan kriterler oluşturmaktadır. Bu kriterler, ilgili bilim disiplininde (ki burada endüstri ilişkileri disiplini söz konusudur) düzenli çalışmaları olmak ve disipline katkıda bulunmak, evrensel kabul gören bilimsel endekslerde taranan dergilerde ve hakemli dergilerde yayın yapmak, tanınmış uluslararası ve ulusal yayınevlerince yayımlanmış eserleri olmak, uluslararası ve ulusal yayınlarda atıf almak, ulusal ve uluslararası bilimsel etkinliklere katılmak ve son olarak yeterli puana sahip olmak, şeklinde sıralanabilir. Dolayısıyla adayın çalışmalarının hem nitelik hem de nicelik açısından yeterli olması gerekir. Akademik atama ve yükseltmede esas alınacak kriterler bunlardır. İdare kendi tercihine göre ve keyfi kriter koyamaz.

Yukarıda vurguladığım gibi Anayasal hakkımı kullanarak, SAÜ atama kriterlerini ve ilgili bilim disiplini için aranan kriterleri nitel ve nicel olarak fazlasıyla yerine getirerek söz konusu profesörlük ilanına başvurdum. Şimdi adil ve liyakata dayalı bir akademik değerlendirme sürecini bekliyorum. Bilimsel liyakate ve kamu hizmetinde eşitlik ilkesine uygun adil bir değerlendirme süreci yürüyeceğine olan inancımla hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Editör: TE Bilişim