Var olan herşeyde yaşanmışlık ararım ben.Sözlerde,eşyalarda,duygularda bu anlamda ''yaşamayan bilmez'' sözünüde heryerde doğrularım .Mesela Söz konusu bilgelik ise ,öğüt verecekse biri bana yaşamış olmalı,yada çok yakından gözlemiş olmalı diye düşünürüm.Tecrübesi olmayanın yada yaşamayanın öğüt ve önerilerine ehemmiyet vermem demiyorum ama konuştuğu konuyu deneyimlemiş olanların tavsiyelerini,yaşamış olanların, verdiği  öğütleri  daha güvenilir bulur, daha fazla ciddiye alırım...Üşümeden sıcağın,aç kalmadan tokluğun,zamansızlıkda zamanın,hastalanmadan sağlığımızın kıymetinide yeterince bilmediğimizi düşünürüm.Yokluk çekmediysek eğer varlığımızın,kaybetmediysek sevdiklerimizin,uzak düşmediysek memleketimizin değerinide bilmediğimiz gerçek değilmidir? Atalarımız ''Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilmez'' derken ne kadar da doğru söylemiş.Gönül ister ki herşey zamanında ve yerinde kıymetli olsun.Gönül isterki elimizdekilerinin kıymetini yok olduklarında değil varlıklarında bilelim.Yine gönül ister ki kimse cefa çekmesin.KİMSE huzursuzlukla eski huzurunu ,yoklukla eski varlığını,hastalıkla sağlığının kıymetini anlamasın.Kimseler dara düşmesin,kimselerin dermansız dertleri olmasın.

Öyleyse sahip çıkalım sahip olduğumuz her güzelliğe....Akarken suyumuza,görürken gözlerimize,gelirken gelirimize,yanımızdayken evladımıza,sevilirken sevdiklerimize,her yer yeşilken ağaçlarımıza,sağlıklıyken sağlığımıza,memnunsak işimizden işverenimize,iyiyse aldığımız hizmet belediyelerimize  sahip çıkalım.BUGÜNDEN itbaren cefa gelmeden sefamızın kıymetini bilelim ne dersiniz?

 AYLİN YÜKSEL