Sevgili okurlar,
Bu kente dair olayları, gelişmeleri, tartışmaları, gündeme damga vuranları birlikte konuşmalı, irdelemeliyiz!
Gerçekten neler oluyor?
Neleri paylaşamıyoruz ki?
Gittikçe bölünen, kamplara ayrışan toplumumuzun, “fıkır, fokur kaynaması” hayra aletmet değil.
Eskiden bu durumlarda, “devrin büyükleri, yani akil insanları, bilge, saygın değerlerimiz” devreye girer, “haklıyı, haksızı işaret eder, gerçek bir komşuluk, arkadaşlık, dostluk için sevgi ve saygı” temelinde barışı sağlardılar..
Bu toplumun, “bilge insanları” neredeler sahi?
Bu güzel hasleti de mi kaybettik?
“Herkesin, kendi kuralını uyguladığı, bildik doğruları ile yola çıktığı” bu günlerde “bilge insanlar” ellerini taşın altına koyarlar mı ki?
Şimdi gelelim, birinci olaya?

MAHMUT KAVAKCI’YI ÇELEDEN ÇIKARAN NEDİR?
Hendek İlçesi’nin yetiştirdiği bir değer Mahmut Kavakcı..
Yağlı Güreş arenasında, Hendek ilçesini, Sakarya’yı başarı ile temsil etmiş bir sporcu.
Ata yadigarı güreşin temsilcileri ile ilgili basına yansıyanlar kadarı ile yazıyorum, zira bir konu hakkında yazı yazarken, yorum yaparken, iki tarafı da dinlemek esas olmalıdır..
“Yiğidi öldür, ama hakkın ver” derler!
O nedenle, Mahmut Kavakcı bir kere yaptığı jubile ile ilgili olarak alınmış olmalı ki, ağzına o galiz kelimeleri almış!
Bu alınganlık, ya da eksikler yumağı tepesinin atmasına kadar varmış!
Kasıcası saydırmışta, saydırmış?
“Kem söz sahibinindir”derler, keşke sporcuya, kendisine yakışır bir tavır sergileseydi!
Peki işin aslı nedir?

BU ÜLKENİN EVLADI!
Acaba Belediye Başkanı ve İlçe Kaymakamlığı’ndan beklentisi neydi?
Ne umdu, ne buldu?
Bunları öğrenmeden, ahkam kesmek adetim değildir..
Güreşçimiz Mahmut Kavakçı, bu ülkenin evladı, yabancı değil..
Olsa bile, olayın gerçek yüzünü öğrenmek gerekmez mi?
Hendekli güreşçimiz Mahmut Kavakcı’nın bende telefonu yok, kendisi ile ne olup bittiğini konuşmak, öğrenmek, paylaşmak isterim..
Vatandaşlarımız da muhakkak merak ediyordur..
Yani bu tip olaylarda iki tarafı dinlemeden bir kararar vermek doğru değildir diye düşünüyorum.
O nedenle Hendekli Güreşçi Mahmut Kavakçı’nın günah keçisi ilan edilmesini yanlış bulurum.

BAŞKANIN KORUMAYA İHTİYACI MI VAR?
Güreşçimiz Mahmut Kavakçı, basın toplantısını yapmış, toplantıda,“nelere işaret ettiği, nelere kafasının bozulduğu, neyin yanlış olduğu, ne beklediği ve ne olmasını istediği” konusunda, bir bilgimisi olan varsa,bizleri bilgilendirsin?
Toplumun kabulü, sevgisi, saygısı, sizi bir yere koyması da çok önemlidir..
Ancak, Hendek Belediye Başkanı Turgut Babaoğlu’nun, “bir gazetecinin, ya da gazetecilerin himmetine, korumasına” ihtiyacı varmıdır?
Gazetecilerin böyle durumlarda ise, tarafsız duruş sergilemesi bir güzellik olarak görülmelidir..

GAZETECİ ELBETTE TARADIR!
Gazeteci elbette taraftır!
Doğrudan, haklıdan yana taraftır..
Kaldı ki, gazetecinin görevi; “bir haberi kaynağından alıp, diğer kaynağa iletmek” olmalıdır..
Gazeteci, bir olayın, bir durumun ikinci öbjesi olamaz!
Demem o ki, “haber yarım kalmış, yorum yanlı” olmuştur!..
Gazeteci, meslektaşlarımızın bu hususa çok dikkat etmesi gerekir!..
Bunları sevgili meslektaşlarımızı sevdiğimden, hoşgörüsüne güvenerek yazıyorum..
Bizim görevimiz, “habercilik, yorum analizlerde bulunmak, vatandaşı bilgilendirmek, aydınlatmak” olmalıdır..
Aksi takdirde, “bu tip hareket ve yaklaşımlar, yandaşlığa, tetikçiliğe” kadar gider!
Bu da basın camiasının kan kaybetmesine sebebiyet verir..
Zaten Türk basını son yıllarda bu güvenirliğini bu yüzden kaybetmedi mi?
Bundan şiddetle kaçınmalıyız!


BU NASIL AK GENÇLİK?
Yine bir başka olaya Akyazılı arkadaşımız Salim Özyılmaz parmak basmış?
İlçeye bağlı Hasanbey Köyü’nde(mahalle) AK Parti İlçe Teşkilatı’na mensup “Ak Gençlik” bir toplantı düzenlemiş.
Toplantıya İlçe Belediye Başkanı Bilal Soykan, eski milletvekili Ali İnci ve arkadaşları da katılmış.
Köy muhtarının toplantıdan haberi yok.
Aynı  köyde ikamet eden CHP İlçe Teşkilat Başkanı Mustafa İyiyazıcı ve eski emekli öğretmen Emir Uzman, toplantıyı haber alınca nezaketen çıkıp toplantıya iştirak etmişler.
İşte ne olduysa, bu andan itibaren olmuş!
Gençler ayaklanmış, Başkan Mustafa İyiyazıcı ve Emir Uzman’a tepki göstermişler..
Neyse ki, Başkan Mustafa İyiyazıcı toplantıyı terk etmiş, ısrarlar üzerine Emir Uzman toplantıyı takibe devam etmiş..
Araya Başkan Bilal Soykan’ın girmesine rağmen, gençler yatıştırılamamış?
İşte asıl tehlike burada!

NE GÜNLERE GELDİK?
“Bu toplum, bu gençler öyle ayrıştırılmış, insanımız öyle ötekileştirilmiş ki, artık karşı görüşlüleri, partilileri düşman olarak görür” hale gelmiştir!
Kısacası, artık “ne büyük, ne küçük” dinleniyor!
Bu gidiş, gidiş değil!
“Birbirimizi anlamaya, sevmeye, tahammül göstermeye” çok ihtiyacımız olan bu günlerde, Hasanbey köyünde cereyan eden olay hoş değildir!.
Bu nasıl AK Gençlik?
Acaba “gizli bir acentaları mı” vardı?
Yoksa, “karşı bir tahammülsüzlük mü” söz konusu?
Olur ya?
Bunun da bir yolu var!..
Çıkar, konuklara, komşularınıza, büyüklerinize durumu izah eder, toplantınızı sürdürürsünüz!
Demek ki, bunu bile düşünen, bu anlayışta olan bir gençlik söz konusu değilmiş!?
Yazık, çok yazık!
Unutulmasın ki, Akyazı bu kutuplaşmanın bedelini çok ağır ödedi!
Allah korusun!
Lütfen itidal, sağduyu!
“Büyüğün, küçüğü, küçüğün büyüğü tanımadığı bu günlerde”, herkese düşen büyük görevler olduğu unutulmamalıdır!..
Yusuf Cinal,18 Eylül 2021 Cumartesi, www.bizimsakarya.com.tr