Sevgili okurlar,
Bugün bir geçmieşe doğru yol alarak, Sakarya basın dünyasından bir kesiti sizlere sunmaya çalışacağım..
“Basına” merakım lise yıllarından başlar..Akyazı Lisesisi daha kurulmamış ve Akyazı Ortaokulu, Akyazılı gençlerin sadece bir ortaokulu değil, bir akademisi gibiydi.. Ortaokulumuz, Yenicami semtinde, yani Akyazı’nın kuzey giriş yolu üzerindeydi..Bu yol üzerinden gelenler, Akyazı üzerinden Kuzuluk, Dokurcun, Taşkesti ve oradan Mudurnu’ya, oradan Nallıhan üzerinden Ankara’ya ulaşırlardı..
Bu eski yol aynı zamanda “ipek yolu” üzerindeydi..
O yıllar, Akyazı’da bu yol için “eski Ankara yolu” tanımı sıkça kullanılırdı..
Mudurnu Çayı boyunca uzanan yol, kıvrıla, kıvrıla sizi alıp Ankara’ya götürürdü..
İşte o yıllarda Akyazı ortakokulu öğrencileriyiz.. Derslere ilgili ve ilçemize sevdayılız..Okulda görevli öğretmenlerimiz ile bir aile gibiyiz..
Antalya’dan gelen yabancı dil öğretmenimiz (Almancacı) merhum Turgut Altınküpe sınıf öğretmenimiz..Daha lise birdeyiz..Duvar gazetesi yarışmaları var okulumuzda.. Sınıf olarak birinciliği bırakmıyoruz.. İşte o yıllar, öğretmenimiz Turgut Altınküpe, “bu çalışmaları tarihe mal edelim”diyerek, bir gazete hazırlanmasına işaret ediyor..
Aslında bu çalışmaların bir de önü var..
Ortaokul yıllarında, Akyazı’nın herşeyi Akyazı Ortaokulu..
Bir de konuralp İlkokulu ile Atatürk İlkokulu mevcut İlçe’de..
Bu yıllarda bile hazırladığımız duvar gazeteleri yanında, her sabah toplantı saatinde,arkadaşlarımıza, ülkede olup bitenleri mikrofondan anlatıyoruz..
Yani, Akyazı Ortaokul’ndan haberler, okul öğrencileri tarafından hep bekleniyor..Hatta Okulun önünde geçen vatandaşlarda, bu haberlere kulak kabartmadan geçmezlerdi..
Ne yıllar?
Akyazı, yavaş, yavaş gelişiyor..Nüfus çoğalıyor, yeni mahalelerin adları zikrediliyor..O yıllar en çok adından söz edilen mahallere arasında “Hastane Mahalellis( İnönü ), Yenicami” geliyor..İlçe merkezi ise, bu güzergahların dışında Batakköy,Altındere ve Pazarköy istikametlerinde gelişiyor..
Akyazı’ya artık, Pazarköy Elektrik Santrali’nden gelen elektrik yetmiyor..Akyazı’nın esnafı da farklılık arzedtemye başlıyor..
O Yıllar Sakarya’nın ilçelerinde gazete deneme çalışmaları yapılıyor..Ama istikrarlı, düzenli bir gazete yok..
Adapazarı merkezden, ilçelere haftalık ilan gazeteleri çıkarılıyor.. Akyazı’da bir ara “İlkhaber” gazetesi yayımlanıyor..
Ve biz Akyazı Lisesi olarak, bir sayılık “Çırağ” adlı bir gazete hazırlıyoruz..
 

***
O yıllar, Adapazarı merkezde ise yayımlanan gazetelerin başında, Akşam Haberleri, Yeni Sakarya, Gerçek, Anadolu, Sonhaber gibi gazetelerin adları sıkça biliniyor..
4 Sayfa yayımlanan bu gazetelerin, bir tek ön sayfası ile arka spor sayfası düzenli değiştiriliyor..Diğer bölümleri ise resmi ilanlara göre dizayn ediliyor..
O yıllar Sakarya’da, yükselen iki değer var; güreş ve futbol..
Güreş için belli alanlar ihdas edilirken, Akyazı Ayşecik Güreşleri ve diğer köy düğünü ve geleneksel güreşler tertipleniyor Sakarya’da..
Başta Adapazarı olmak üzere, Akyazı, Hendek, Karasu, Sapanca gençlerinin kurduğu futbol takımları, Adapazarı’nın güçlü futbol takımları Şekerspor, Donatımspor, Demirspor, Yıldırımspor, Karadenizspor ile başabaş şampiyonluk yarışına giriyor..
Sakraryaspor’un temelini oluşturan futbol takımları da var elbet.. Artık Sakarya’nın 1965 Yılından itibaren bir Sakaryaspor’u vardır..
İl’in yetiştirdiği yıldız isimler yanında, Sakarya’da top koşturmak için gelen lejyöner komşu kent çocukları da Sakarya’yı mesken tutmaya başlıyor..
İşte böyle günlerde Sakarya’da “yılın sporcusu” yarışmaları düzenleniyor gazetelerde..Aslında ülke genelinde düzenlenen bu yarışmalara büyük rağbet ediliyor..Gazete satışlarınıda olumlu etkileyen bu yarışmalara katılmak, kupon biriktermek, gazeteye göndermek gerek..
O yıllar Akyazı’nın iki değerli futbol takımı var;
Akyazı Gençlikspor(1949) ve Akyazı Akınspor(1957) ilçe gençliğinin “olmazsa, olmaz” gençlik merkezlerini oluşturuyor..
Akyazı Gençlikspor Futbol Takımı formasını giydiğim yıllar.. Hem Akyazı Gençlikspor’dan, hem de Akyazı Akınspor’dan birer futbolcuyu “yılın sporcusu” adayı gösteren Yeni Sakrarya Gazetesi, Akyazı’da bir başka yarışın da fitilini ateşliyor..
Adapazarı’na gidip, gazete satın almak, kuponları doldurmak ve yarışa katılmak çok önemli..
Sevgili merhum Ferruh Kökten, o yıllar Akyazı Gençlikspor Kulübü yöneticisi..Futbol dışında Ferruh Kökten ustayı, lokantasından da tanıyoruz..
İşte bu hararetli, rekabetli günlerde Akyazı Akınspor’dan arkadaşımız merhum Paşa İhsan Sarı, Akyazı Gençlikspor’dan ise Adnan(Müller) yarışmada yer alıyor..
Yine bir Akın-Gençlik rekabeti söz konusu..Herkes kendi futbolcusu için ayakta.. Adapazarı’nda o yıllar gazetelerin baskıları sınırlı.. Adapazarı’na gidip, basılan gazeteleri alıp, Akyazı’ya getirmek, kuponları kesip doldurmak ve gazeteye ulaştırmak gerekiyor.. Her iki spor kulübünün, kulüp lokalleri dışında, Ferruh Kökten ustanın orası bizim karargahımız..
İşte bu Adapazarı gidip –gelmelerinde rahmetli, daha sonra meslektaşım, kader birliği yaptığımız arkadaşım gazeteci,yazar,”yarı şaka-yarı ciddi”Hüseyin Komite’yi tanıdım..
Adapazarı Bakırçılar Çarşısı içinde Yeni Sakarya Gazetesi matbaası ve idarehanesi.. Hüseyin Komite kalın gözlükleri ile ya dizgi başında olur, ya da makine başında gazetenin baskısını yaparken,bizimle de sohbeti esirgemezdi..
Kara güzlükleri arkasında bir çift göz, bizi süzer, bir gülücük atar, dalgasını geçmeye çalışırdı.. Gülüşmeler, maç kritikleri ve Akyazı, bu kısa ziyaretlerde konumuz olurdu.. Bu buluşmalardan sonra Hüseyin Komite ile Taçspor forması altında da tanışıklığımız oldu.. İşte benim gazeteciliğimizn dönüm noktası burada başlıyor. Bu buluşmalar sonrası gazete de şiirlerim yayımlanıyor ve bir uzun röportajım Vali Mehmet Aldan’dan takdirname alıyor..
İşte böylece Adapazarı medyası ile yakından tanışıklığım başlıyor..
Bu “gidip-gelmeler” daha sonra “Ada Olay” gazetesini çıkaracak olan Semih Köprülü ile tanışmamıza vesile oluyor.. Hemen Ankara Caddesi’ne parale bir sokakta matbaası var, Sevgili merhum Semih Köprülü’nün..
Sıkça Semih Köprülü, İlhan Tunçbilek, Nevzat Urhan, Nejdet Güngörsün, Recep Koçkarlı buluşmalar başlıyor..
Lise yılları çabuçak geçiyor..Yüksek Okul içen Bursa yollarındayız..Sevgili arkadaşım Karaçabeyli Cemil Sülün ile her cumartesi-pazar Adapazarı yollarındayız..
Futbol tutkusu bu, başka şeye benzemez..
Akyazı’nın Sesi adlı gazeteyi, Akyazı’da çıkartmaya başlıyorum.. Akyazı’da Akyazı’nın Sesi Gazetesi..
Haftalık ve Adapazarı’nda baskı yapılıyor, dağıtım ise Akyazı ‘da gerçekleştiriliyor..
Ne günler, ne yıllar?!

***
Biz “Ada Olay” için hazırlıklardayız ve gündeme Sakarya Gazetesi düşüyor..
11 Ekim 1982,Sakarya basın tarihi için bir dönüm noktası oluyor..Kocaeli Gazetesi sahibi Dündar Çiğit’in öncülüğünde Günaydın Gazetesi sermayedarlığında Sakarya Gazetesi yayın hayatına giriyor..
Gazetede Semih Köprülü, Hüseyin Komite, Nejdet Güngörsün ile bir kader birliği yaparak, gazetenin Sakarya ayağını oluşturuyoruz.. En yakın arkadaşlarımız ise Nevzat Urhan, İlhan Tunçbilek ve Recep Koçkar desteğinde, yeni genç arkadaşlarımız oluyor.. Genç muhabirlerden Turan Çatalbaş, Burhan Güven, Atilla Çavdar, Nejdet Başoğlu, Mustafa Öztunç, Müjgan Zaman, Fahri Tuna, Fethi Özer, İlhan Menteş, Cevdet Güngör ve diğerleri ile gazeteyi çıkarmaya büyük özen gösteriyoruz..

***
Sakarya basın tarihinde,” devrim niteliği” olarak kabul edilen, Sakarya Gazetesi’nin hazırlanmasında en büyük pay sahibi şüphesiz Semih Köprülü kardeşimizdir..
Basın mesleği içinden gelen bir ailenin evladı olarak, esnaflığı, dürüstlüğü, futbol tutkusu, Sakarya aşkı ile tanıdığım Semih Köprülü’nün Sakarya’ya kazandırdığı Sakarya Gazetesi, bir kültür abidesi olarak, her zaman anılacak ve hatırlanacaktır..
Sakarya’da modern gazeteciliğin, ofset tekniğinin Sakarya’ya getiriliş meşalesini yakan adam, Semih Köprülü’dür..
Bugünün, “yeni yetme gazetecileri” Semih Köprülü adını, nereden bilecekler?
Sakarya Basın tarihi içinde, maalesef Semih Köprülü’nün hakkını çok az teslim eden olması bakımından şöyle tarihe bir bakma gereği duydum..
Semih Köprülü bir candır, bir arkadaş, bir baba, bir vefa, adam gibi adamdır..
Gazetenin hazırlanmasında, dağıtımında, teşkilatlanmasında büyük emeği vardır..
Bilhassa haberlerin çeşitlendirilmesi, Sakarya’ya sahip çıkılması, ilçelerin, bu basın ağı içinde yer alma kararları, Semih Köprülü’ye aittir..
Semih Köprülü, daha da ileri giderek, yaptığı ziyaretler ile kaymakamlar, belediye başkanları, valilik ve il encümenleri ve siyasilerle kurulan iletişimde de öncüdür..
O’nu Ada Olay Gazetesi’nden, Sakarya adlı bir gazete çıkartmaya iten en büyük neden ise Sakarya sevgisidir..
Keşke Semih Köprülü’yü genç kuşak gazetecilere daha iye anlatabilsek?
Ne yazık ki, bu alanda da bir vurdumduymazlık yarışı vardır!..
Vefasızlık bu ya?
Güzel dostum, iyilik meleği kardeşim, hani cuma günleri birlikte gittiğimiz Yenicami’de cuma namazı edasında, senin hatırlattığın gibi “ kadayıf” yemeden(dua etmeden) namazdan ayrılmak yok!
Bu genç adamı da çok erken kaybetmenin üzüntüsü içinde ne söyleyebiliriz ki?
Hakkı teslim etmek, yapılan güzel şeyleri paylaşmak görevimizdir..
Sakarya Basın Tarihi’nin simge ismi Semih Köprülü’dür!
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun!
Semih Köprülü ile kader birliği yapan ve hayata gözlerini yuman arkadaşlarımız Nejdet Güngörsün ve Hüseyin Komite’nin de hizmetleri unutulmaz..
Unutmayınız ki, dünü iyi analiz etmeyenlerin, yarına çeki düzen vermesi zordur!
Gelecek sayıda da onlardan söz etmek üzere, sağlıklı güzellikler dilerim.